1
Hayâlî Bey 16. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olup Zâtî ile Bâkî arasında gelen şairlerin en büyüklerindendir. Dîvân’ı yeni harflerle Ali Nihat Tarlan tarafından yayımlanmış olup Cemal Kurnaz tarafı...
Yazar: Mahmut KAPLAN
Demişlerdir gönüldür Ka'betu'llâh Nazargâh-ı Hudâ şâzı gönüldür Çıkardıkda kamuyu ara yerden Safâ vü Merve Hicâz'ı gönüldür &n...
Yazar: Vedat Ali TOK
Dürr-i şehvâr-ı risâlettir Muhammed Mustafa Tâc-ı Levlâk-i hilâfettir Muhammed Mustafa Kimi insanlar vardır ki omuzlarında taşıdıkları ulvî gâyelere ulaşmak için, birçok insanın hedef hâline...
Yazar: Vedat Ali TOK
Âh, âşıklarının dilinden düşmeyen bir sözcüktür. Onlar sürekli âh ederler. Şair iseler şiirlerinde sürekli âhı işlerler. Âh, hüzün, ıztırap, sıkıntı, yeis vs. kalbi hallerde kullanılan bir edattır. Gü...
Yazar: Nihat ÖZTOPRAK
SOMUNCU BABA KÜLLİYESİ’NE HİZMET EDEN BİR GÜZEL İNSAN: YÜKSEK MİMAR-MÜHENDİS ŞERİF ALİ AKKURTDarende Şeyh Hamid-i Velî Camii ve Külliyesi mimarî yapısıyla gören herkesin ilgi odağı olmaktadır. 14. yy...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Hulûsî her bâr yâdın olup yâr Kur gizli pâzâr yârın unutma (Hul...
Yazar: Vedat Ali TOK
Dinimiz İslâm; insanın yaratılışında fıtrî olarak var olan hayâ duygusunu, Cenâb-ı Allah’ın istemiş olduğu doğrultuda mü’min şahsiyetiyle bütünleşmiş bir karakter olarak görmek ister. İnanan insan bu ...
Yazar: Musa TEKTAŞ
“Büyük o kimsedir ki, değil bir insanın, bir kuşcağızın zararına bile sebebiyet vermez. Öyle bir bulut gölgesi gibi yürür ki, bir karıncanın bile gönlünü incitmez.” Es-Seyyid Osman ...
Yazar: Vedat Ali TOK
Tasavvuf ehli hakîkattte yalnızca Hakk’ın var olduğunu, Hak’tan gayrı görülen bütün mevcûdâtın esasında Hakk’ın kudretinin zuhûru olduğunu söylerler. Hakk’tan gayri görülmekle birlikte bütün mevcûdâtı...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Varlık konusu Peygamber Efendimiz’in yaşadığı asr-ı saâdette de bazı sahâbîler tarafından araştırma konusu yapılmıştır. Nitekim sahâbeden birisinin Hz. Peygamber (s.a.v.)’e: “Kâinât yaratılmadan önce ...
Yazar: Necdet TOSUN
Yeni yazıya çevirerek güncel Türkçeye aktardığımız Zübdetü’n-Nesâyih Hicrî 1260 yılında basılmıştır. Kitabın ne girişinde ne de temmet bölümünde kim tarafından derlenmiş olduğuna dair herhangi bir kay...
Yazar: Vedat Ali TOK
Rengine boyanmak, özellikle şairlerin şiirlerinde, yazılarında sık sık karşılaşılan bir tabirdir. Bu metinlerde kendi rengini terk etmekten ve başkasının rengine boyanmaktan söz edilir. Sözlüklerde re...
Yazar: Nihat ÖZTOPRAK
Geleneksel edebiyatımızda yani Divan ve Halk edebiyatlarında sevgilinin tasviri yapılırken birtakım benzetmeler ve mazmunlar dikkat çekicidir. Bunlar bugünün okuyucusunun, dinleyicisinin hayal dünyası...
Yazar: Vedat Ali TOK
Tasavvufî açıdan hakiki dost Cenab-ı Allah’tır. Diğer dostluklar ise, Allah rızasını kazanmak gayesiyle Allah’ın sevdiği kullarıyla dost olma şeklinden ibarettir. Aslında bu şekilde kurulan dostluklar...
Yazar: Musa TEKTAŞ
“İslam düşüncesiyle gelişen klasik şiirde ve tasavvuf şiirinde bilinmeyenlerin anlatılabilmesi için bilinenlerden ona karşılık bulmaya çalışma gayreti vardır.” “Edebiyat sembolizmi ve mecazı d...
Yazar: Nihat ÖZTOPRAK
Aşk imiş her ne var âlemde İlm bir kıyl ü kâl imiş ancak Bir milletin dili ve kültürü, edebî eserleri, o milletin kimliğini, zihniyetini, hayat felsefesini, inancını olduğu gibi yansıtan kıstasl...
Yazar: Vedat Ali TOK
Tasavvufî bir kavramı olarak fenâ; dünya ve içerisindeki bütün nesnelerin, sûfînin gözünden silinmesini ifade etmektedir. Kul kendi davranış ve fiillerini görmekten vazgeçerek gerçek kul olma seviyesi...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Tasavvufun temelini oluşturan kavramlardan ve en güzel vasıflardan biri olan sıdk; “hakîkati ifade etmek, gerçeğe uygun olan söz söylemek, doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik” anlamlarını ifade etmekted...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Tasavvufî anlayışı benimseyerek dervişâne bir hayatı tercih eden ilk dönem zâhidleri dünyayı, dünya malını kalbe sokmayı kötülemek suretiyle fakrı; zenginliğe tercih etmişlerdir. Bu yolda ilerlerken,...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Atalarımızdan miras kalan zengin Türk dili bin yıllar boyunca çok çeşitli badireler atlatmıştır. Türk dili, çağlar boyunca çeşitli dillerle ilişki içinde parlak günlerinin yanında zaman zaman başka di...
Yazar: Nihat ÖZTOPRAK
İslâm tasavvufunda gül denilince, gönülde zuhûr eden bilgi ve hikmetin meyveleri akla gelir. Tasavvuf ehlinin gönlü bir gül bahçesidir. Bu gül bahçesine adım atanların kendi gönül âlemlerinde marifet ...
Yazar: Musa TEKTAŞ
“Soyun varından derviş ol derviş Sıyrıl ârından derviş ol derviş” Hulûsi Efendi Derviş, “bir tarikata girip bir şeyhe bağlanan, onun izinden Hak yolunda yürüyüp nefsini ıslah eden, ...
Yazar: Mustafa ÖZÇELİK
Bilseniz ey dostlarım ben kime mihmân idim Söylesem dil söylemez yazsam yazmaz kalemi Tasavvufî irfan geleneğimize göre âlemin özü olan insan, beden itibariyle küçüktür, ama mânâ olarak büyüktü...
Yazar: Musa TEKTAŞ
Kalp ama daha yaygın kullanılışı ile gönül, bir mutasavvıf şairin dünyasında çok özge, çok özel bir yer tutar. Bilir ve görür ki insan et, kemik ve kandan değil gönülden ibarettir. Yahut kısaca söylem...
Yazar: Mustafa ÖZÇELİK
Tasavvufî eserlerde manevî âlemin sembollerle anlatılması, onu maddî olan dünyadan ayırmak için kullanılan bir metottur. Cenab-ı Allah’ın Celâl ve Cemâl sıfatlarıyla var ettiği her şey; ilahî tecellin...
Yazar: Musa TEKTAŞ