Peygamber Efendimiz (sav)'in Müjdeleri
Müjdeci olmak¸ Hz. Peygamber (s.a.v.)'in en ayrıcalıklı vasfıdır. O¸ karanlıklar arasında yolunu ve umudunu kaybetmişlere yüksek tondan haykırışıyla umut aşılayan ve yön gösterendir. Haykırdığı ilk prensip¸ "Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. O bütün kusur ve günahları bağışlar. Allah'ın rahmetinden ancak gerçeği ve hakikati saklayan kâfirler umut keser."[1] ifadesiyle formüle edilen ve umutsuzluğa karşı tavır belirlemeyi¸ düşüncesinin temeline oturtan umut dolu aydınlık çağrısıdır. Kötülük ve zulmün sürekli olmadığını¸ mutlaka bir gün güneşin doğacağını¸ bedbinlikler¸ karamsarlıklar ve olumsuzlukların dağılacağını muştulayan bir duygu ve düşünce atmosferini oluşturma çabasıdır.[2]o:p>
Kur'ân; sözün en güzeline uyanları müjdelemiş¸[3] mü'minlerin Allah'ın lutuf¸ yardım ve fethine ereceklerini dile getirmiş¸[4] Allah uğruna mallarıyla¸ canlarıyla mücadele eden¸ tevbe eden¸ ibadete devam eden¸ hamdini eksik etmeyen¸ orucunu tutan¸ namazını kılan¸ iyiliği öven¸ kötülüğü yeren ve Allah'ın koyduğu kurallara riayet eden mü'minleri müjdelemiş¸[5] eşlerine karşı güzel davranış sergileyenlere Allah'ın büyük bir mükâfât hazırlayacağını bildirmiş¸[6] haddi aşanların Allah'ın rahmetinden ümit kesmemesini istemiş ve Allah'ın¸ kullarının işlediği bütün günahları bağışlayabileceğini duyurmuştur.[7]
Ümmetine son derece düşkün olan¸ merhameti ile tüm insanlığı kuşatan¸ inananları rahmet ekini olmaya davet eden Peygamber Efendimiz; çok secde edenlerin yüksek derecelere erecekleri¸ hatalarının silineceği müjdesinde bulunmuştur.[8]
O¸ alınan abdestin günahları temizleyeceği müjdesini vermiştir.[9]
Büyük günahlardan uzaklaşıldığı takdirde¸ beş vakit namaz¸ Cuma namazı ve Ramazan ayının öncesinde işlenen küçük günahlara kefaret olacağını müjdelemiştir.[10]
Karanlık gecelerde mescitlere yürüyenlerin kıyamet gününde tam bir nura kavuşacaklarını müjdelemiştir.[11]
Ezan okumanın ve namazda ilk safta bulunmanın nihayetsiz sevabı olduğu müjdesini vermiştir.[12]
Allah'a ibadet eden¸ ortak koşmayan¸ namazı kılan¸ zekatı veren¸ akrabasını görüp gözetenin cennete gireceğini müjdelemiştir.[13]
Farzlara riayetin kurbiyet makamına ulaştıracağını¸ nafile ibadetlerin de Allah'ın sevgisini kazandıracağını müjdelemiştir.[14]
Kişinin sevdiği ile birlikte olacağını müjdelemiştir.[15]
Öfkesini kontrol edenin cennet nimetleri ile mücehhez kılınacağını müjdelemiştir.[16]
Hastalıklarına sabredenlere cennetin verileceğini müjdelemiştir.[17]
Yarım hurma ile de olsa¸ sadakanın cehennemden koruyabileceğini müjdelemiştir.[18]
Camiye gidip gelenin¸ cennette ikramlarla karşılaşacağı müjdesini vermiştir.[19]
İhlâs süresini sevenin Cennete gireceği müjdelenmiştir.[20]
Malı¸ canı¸ dini ve ailesi uğruna öldürülenlerin şehit olacağını müjdelemiştir.[21]
Kulun tevbesinden dolayı¸ Allahu Teâlâ'nın hoşnut ve razı olacağını ve tevbesini kabul edeceğini müjdelemiştir. [22]
Mü'minlerin¸ yaptığı iyilik sebebiyle hem dünyada hem de âhirette mükâfatlandırılacaklarını müjdelemiştir.[23]
Cana yakın olan¸ herkesle iyi geçinen¸ yumuşak başlı olup insanlara kolaylık gösteren kimseleri cehennemin yakmayacağını müjdelemiştir.[24]
Gelip gitmeseler bile akrabalarını ziyaret edenlere¸ kötülük yapsalar bile onlara iyilik yapanlara¸ onlar kendisine kaba davransalar bile akrabalarına anlayışlı davrananlara Allah'ın yardım edeceğini müjdelemiştir.[25]
Adaletli idarecilerin¸ ibadet ehli gençlerin¸ gönlü mescitlere bağlı kimselerin¸ birbirlerini Allah rızası için sevenlerin¸ iffetli kadın ve erkeklerin¸ sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli sadaka verenlerin¸ tenhalarda Allah'ı anıp gözleri yaşla dolan kişilerin Kıyamet gününde gölgelenecek kimselerden olduklarını müjdelemiştir.[26]
İyiliğe öncülük edenlere o iyiliği yapanın ecri gibi sevap verileceğini müjdelemiştir.[27]
Zalim karşısında hakkı söyleyenin cihadın en faziletlisini gerçekleştireceğini müjdelemiştir.[28]
Bir mü'minin ayıbını örtenin kıyamet günü ayıbının örtüleceğini müjdelemiştir.[29]
Fitne ve kargaşa zamanında ibadet etmenin hicret sevabı kazandıracağını müjdelemiştir.[30]
Borçluya mühlet verenin¸ alacağını bağışlayanın kıyamet günü Arş'ın altında gölgeleneceğini müjdelemiştir.[31]
Bir kişinin hidayete ermesine vesile olmanın kırmızı develere sahip olmaktan daha hayırlı olacağını müjdelemiştir.[32]
İlim tahsili için yola çıkana cennet yolunun kolaylaştırılacağını müjdelemiştir.[33]
Peygamber (s.a.v) Efendimize salât ü selâm getirenlere Allah'ın on misli merhamet edeceğini müjdelemiştir.[34]
Küçük çocukları vefat edenleri Allah'ın cennete koyacağını müjdelemiştir.[35]
Bu müjdeler sıralandıkça¸ ümmet-i Muhammed'in ne bahtiyar bir ümmet olduğu anlaşılmaktadır. Bunu hem Kur'an hem de hadisler haber vermektedir. Zira Allahu Teâlâ onları en sevdiği insana ümmet kılmıştır. Âlemlere rahmet bir peygamberin ümmeti olma nimeti¸ onun hizmetinde bulunma şerefi hiçbir paye ile karşılaştırılamayacak kadar yüksektir.
Çünkü bu ümmet Müslüman ümmet[36]; dini ikmâl edilmiş ümmet[37]; zahmetlerden kurtarılmış ümmet¸ melekler gibi saf bağlayan ümmet[38]; yeryüzü kendilerine mâbet kılınmış ümmet¸ Cuma günüyle taltif edilmiş ümmet[39]; kendilerine leyle-i Kadir verilen ümmet[40]; Allah'ın şahitleri olan ümmet[41]; ilâhî kitaplarda methedilen ümmet[42]; yok edilmeyecek ümmet[43]; bütün peygamberlere iman eden ümmet[44]; Rabbini noksan sıfatlardan tenzih eden ümmet[45] ve sonuna kadar hakkı savunacak ümmettir[46].
Bugün bizim en önemli meselemiz İslâmiyet'i yaşamak¸ onu hayatımızın süsü ve zîneti haline getirmek¸ şu fânî ömrü Allah yoluna adamak¸ O'nun dinine ve kullarına hizmet ederek şerefle yaşamak ve Cenâb-ı Hakk'ın rızasını kazanmaya çalışmaktır.
[1] 12/Yûsuf¸ 87; 39/Zümer¸ 53.
[2] Ali Akyüz¸ Yaşayan Kur'ân Hazreti Peygamber¸ Ensar Neşriyat¸ 17. Baskı¸ İstanbul 2006¸ s. 113.
[3] 39/Zümer¸ 17-18.
[4] 33/Ahzâb¸ 47-48.
[5] 9/Tevbe¸ 111-112.
[6] 33/Ahzâb¸ 28-35.
[7] 39/Zümer¸ 53.
[8] Müslim¸ Salât 225. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd¸ Tatavvu' 22; Tirmizî¸ Salât 169; Nesâî¸ Tatbîk 80¸ 89.
[9] Müslim¸ Tahâret 32. Ayrıca bk Tirmizî¸ Tahâret 2.
[10] Müslim¸ Tahâret¸ 16.
[11] Ebû Dâvûd¸ Salât 50; Tirmizî¸ Salât 166. Ayrıca bk. İbni Mâce¸ Mesâcid 15.
[12] Buhârî¸ Ezân 9¸ 32¸ Şehâdât 30; Müslim¸ Salât 129. Ayrıca bk. Tirmizî¸ Mevâkît 52; Nesâî¸ Mevâkît 22¸ Ezân 31; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1085.
[13] Buhârî¸ Zekât 1¸ Edeb 10; Müslim¸ Îmân 12¸ 14. Ayrıca bk. Nesâî¸ Salât 10; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1214.
[14] Buhârî¸ Rikak 38; Riyâzü's-sâlihîn¸ 387.
[15] Buhârî¸ Edeb 96; Müslim¸ Birr 165. Ayrıca bk. Tirmizî¸ Zühd 50; Daavât 98.
[16] Ebû Dâvûd¸ Edeb 3 ; Tirmizî¸ Birr 74; Kıyâmet 48. Ayrıca bk. İbni Mâce¸ Zühd 18; Riyâzü's-sâlihîn¸ 48.
[17] Buhârî¸ Merdâ 7; Ayrıca bk. Tirmizî¸ Zühd 58; Riyâzü's-sâlihîn¸ 35.
[18] Buhârî¸ Edeb 34¸ Zekât 10¸ Rikak 51¸ Tevhîd 36; Müslim¸ Zekât 66-70. Ayrıca bk. Tirmizî¸ Kıyâmet 1¸ Zühd 37; Nesâî¸ Zekât 63-64; İbni Mâce¸ Mukaddime 13¸ Zekât 28; Riyâzü's-sâlihîn¸ 141.
[19] Buhârî¸ Ezân 37; Müslim¸ Mesâcid 285; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1055.
[20] Buhârî¸ Ezân 106. Ayrıca bk. Tirmizî¸ Fezâilu'l-Kur'ân 11; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1015.
[21] Ebû Dâvûd¸ Sünnet 29; Tirmizî¸ Diyât 21; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1359.
[22] Müslim¸ Tevbe 31; Riyâzü's-sâlihîn¸ 17.
[23] Müslim¸ Münâfıkîn 57; Riyâzü's-sâlihîn¸ 429.
[24] Tirmizî¸ Kıyâmet 45; Riyâzü's-sâlihîn¸ 643.
[25] Müslim¸ Birr 22; Riyâzü's-sâlihîn¸ 649.
[26] Buhârî¸ Ezân 36¸ Zekât 16¸ Rikak 24¸ Hudûd 19; Müslim¸ Zekât 91. Ayrıca bk. Tirmizî¸ Zühd 53; Nesâî¸ Kudât 2; Riyâzü's-sâlihîn¸ 660.
[27] Müslim¸ İmâre 133. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd¸ Edeb 115; Tirmizî¸ İlim 14; Riyâzü's-sâlihîn¸ 175.
[28] Ebû Dâvûd¸ Melâhim 17; Tirmizî¸ Fiten 13. Ayrıca bk. Nesâî¸ Bey'at 37; İbni Mâce¸ Fiten 20; Riyâzü's-sâlihîn¸ 196.
[29] Müslim¸ Birr 72. Ayrıca bk. Buhârî¸ Mezâlim¸ 3; Ebû Dâvûd¸ Edeb 38; Tirmizî¸ Birr 19; İbni Mâce¸ Mukaddime 17; Riyâzü's-sâlihîn¸ 242
[30] Müslim¸ Fiten 130. Ayrıca bk. Tirmizî¸ Fiten 31; İbni Mâce¸ Fiten 14; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1369.
[31] Tirmizî¸ Büyû 67. Ayrıca bk. Müslim¸ Zühd 74; İbni Mâce¸ Sadakât 14; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1376.
[32] Buhârî¸ Fezâilü'l-ashâb 9¸ Meğâzî 38; Müslim¸ Fezâilü's-sahâbe 34; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1382.
[33] Müslim¸ Zikr 39. Ayrıca bk. Buhârî¸ İlim 10; Ebû Dâvûd¸ İlim 1; Tirmizî¸ Kur'ân 10¸ İlim 19; İbni Mâce¸ Mukaddime 17; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1384.
[34] Müslim¸ Salât 70. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd¸ Vitir 26; Tirmizî¸ Vitir 21; Nesâî¸ Ezân 37¸ Sehv¸ 55; Riyâzü's-sâlihîn¸ 1400.
[35] Buhârî¸ Cenâiz 6¸ 91; Müslim¸ Birr 153. Ayrıca bk. Tirmizî¸ Cenâiz 64; Nesâî¸ Cenâiz 25; İbni Mâce¸ Cenâiz 57; Riyâzü's-sâlihîn¸ 954.
[36] 22/Hac¸ 78.
[37] Buhârî¸ Îmân 33.
[38] Müslim¸ Salât 119.
[39] Buhârî¸ Cuma 37; Müslim¸ Cuma 13-15¸ 22.
[40] 97/Kadr¸ 3; Buhârî¸ Îmân 35.
[41] Buhârî¸ Şehâdât 6.
[42] 48/Fetih¸ 29.
[43] Müslim¸ Fiten 19¸ 20.
[44] 2/Bakara¸ 87-89¸ 135¸ 136¸ 146 285; 3/Âl-i İmrân¸ 84.
[45] 3/Âl-i İmrân¸ 181-182; 5/Mâide¸ 17¸ 18¸ 64¸ 72¸ 73¸ 116.
[46] Müslim¸ İmâre 170-174.
Kadir ÖZKÖSE
Yazar6 Şubat sabahı asrın felaketini yaşadık. Bu topraklar çok acılar gördü. Ama böylesi büyük bir felâket yaşanmadı. Kıyâmeti yaşadık. Bir şehir, bir belde veya bir noktada değil, çok geniş sahada büyük y...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Rabb’imiz bizden iyi işlerde birbirimizle yarışmamızı ve hepimizin dönüşünün Allah’a olacağını hatırlatırken[1], Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Bir kavmin efendisi, onlara hizmet edendir.”[2] buyurmak...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Yûnus Emre’nin üzerinde durduğu en temel konu birlik ve beraberlik rûhudur. Birlikten güç doğacağını, acıların giderilmesi ve tatlılıkların paylaşılması husûsunda ortak hareket edilmesi, yüreklerin or...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE
Müslüman hayat serüvenini boşa geçirmemelidir. Her geçen gün daha güçlü donanıma ermek, her geçen gününü özverili bir şekilde değerlendirmek durumundadır. Hayatı anlamlandırmanın ve en güçlü yaşam kal...
Yazar: Kadir ÖZKÖSE