Gecemi Aydınlatan Nur
Dünyanın karanlık kesret denizinde seyir içinde olan insanlık¸ yol aradı¸ istikametini düzeltmek için ışık aradı her zaman. İlk İnsan ve ilk Peygamber Hz. Âdem (a.s) aydınlıklar saçtı âleme. Ondan sonra her kavme bir peygamber¸ bir uyarıcı geldi.
Daha hiçbir şey yaratılmadan nûru yaratılan Âlemlerin Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v) bütün ışıkların özü ve kaynağı oldu. Her parlayan yıldız O'ndan aldı şulelerini. O'nun bütün kâinatı saran ziyası¸ İslâm olarak selamete erdirdi ruhları. Karalık çağlardan¸ cehaletten kurtardı insanlık âlemini.
Onun nurlu yolunda yürüyenler¸ şefkati¸ merhameti ve hürriyeti ondan öğrendiler. Onun emrettiği ölçülere göre hayatını şekillendirenler etraflarına ışık saçtılar yön verdiler. Sadakatle ve samimiyetle kendilerine gönül bağlayanları kesret denizinden kurtarıp vahdet iklimine ulaştırdılar.
Sûfiler bir şâirin dediği gibi şu hakikati dillendirdiler: "Benim gecem senin yüzünün nûruyla aydınlıktır. Fakat gecenin karanlığı halka sirayet etmiş ve yayılmış bir haldedir. Halk zifiri karanlık içinde iken biz gündüzün aydınlığı içindeyiz."
Karanlıkta seyir halinde olan gemiler yön bulmak için deniz fenerlerinden istifade ederler. Cehlin ve nefsin karanlığında boğulan ruhlar da ancak¸ insan-ı kâmilin feyzinden faydalanırlar.
Hayatın zorlukları¸ güncel meselelerin verdiği sıkıntılar¸ ruhların manevi gıdalardan¸ zikirden¸ fikirden uzak kalması insanlarımızı buhrana sürüklemektedir. Onun içindir ki¸ geçmiş zamanda olduğu gibi bu gün de insanlık¸ bir kurtuluş yolu gösterecek ışık kaynağı aramaktadır.
Gizli hazineler insan gönlünde saklıdır. Her insan önce kendiyle iç barışını¸ sonra etrafındakilerle olan gönül birlikteliğini¸ iletişimini sağlam temellere oturtmalı ve gideceği istikamete yönelmelidir. Her sefer; bir yönelişin başlangıcıdır. Onun için de öncelikle işaretlerin hakikatli olduğuna inanmak ve varılmak istenen yere doğru bir yolu takip etmek gereklidir.
Yolculukların başlangıcı ilk önce nefisten ayrılarak ruhun manevi merkezine doğru yapılanıdır. Bu yönde bir adım atmak kişi için her şeyden faydalıdır. Tabiidir ki¸ hedefe ulaşabilmenin¸ maksuda vasıl olmanın gereği de işaretlere göre hareket etmekten geçer.
Hakk'ın feyzi ve imdadı insan-ı kâmil vasıtasıyla âleme dağılır. O temiz bir sayfa ve nurlu bir fenerdir. Yüceliği ve etrafına olan faidesiyle şerefi yüce bir değer¸ asliyetiyle saf bir gevherdir.
İnsan olmak¸ karanlıktan aydınlığa çıkmanın yollarını aramaktır. İnsan olmak¸ irfan ile dolmaktır. İnsan olmak¸ ışık ışık yanmaktır. İnsan olmak¸ nûr gibi parlayan aydınlık saçan deniz fenerlerini fark etmek¸ onlardan huzme huzme şuleler almaktır…
A. Şemsettin ATEŞ
YazarAkıl sahiplerini hayırlı işlere götüren ilahi kanunlar bütününe kısaca din denir. Din; vahye iman ve ilâhi ahittir¸ din; özdeki tevhiddir. Yaratılış itibariyle insan dini inanca meyyaldir. İnsanlığın ...
Yazar: A. Şemsettin ATEŞ
Kainatın yaratılışındaki güzelliğin adıdır aşk. Allah'ın üstün güzelliğinin dünyadaki muradıdır aşk. Gönülde sevgili için hissedilen her duygu ve ruh aydınlığının kaynağıdır aşk. Âlemdeki dertlerin de...
Yazar: A. Şemsettin ATEŞ
İnsanın bu dünya hayatında faziletli bir şekilde yaşaması hakikaten hayatta olması demektir. Kalp huzurunu¸ gönül dinginliği dünyevî makamların¸ maddî zenginliklerin sağlayamayacağını bilenler¸ saadet...
Yazar: A. Şemsettin ATEŞ
İnsan¸ yaratılmışların en üstünüdür. Özü topraktan meydana getirildiği için tevazu sahibidir. İlimle ve nurla donatılmıştır. Sadece maddi yönü olan bir varlık değil¸ aynı zamanda manevi yönü de olan b...
Yazar: A. Şemsettin ATEŞ