Tarihî Belgelerle Somuncu Baba Hazretleri Darende'de Medfundur
Somuncu Baba Hazretleri'nin yaşadığı dönemlerde¸ Anadolu yeni yeni İslâmlaşmasını tamamlamaktadır. Bunun için de Bizans'a komşu olan uçlarda bulunan köy ve kasabalardaki hayat çok önemlidir. Türk sahasında¸ Müslüman Türk köylerinin yanı sıra Hıristiyan köyler de bulunmaktadır. Uçlardaki arazi tımarlara ayrılmıştır. Tımarlar gazi veya alp unvanını taşıyan askerlere mahsustur. Uçlardaki mücadele de dinî bir mahiyet kazandığı için mukaddes cihat anlayışı ortaya çıkmış¸ mücahid derviş anlayışı içerisinde mücadeleler yapılmıştır.1
Somuncu Baba Hazretleri Kayseri'de dünyaya gelmiştir.2 Doğduğu köy Akçakaya köyüdür. M. 1331 (H. 730)'de dünyayı teşrif etmişler¸ M. 1412 (H. 815)'de 80 yaşlarını aşkın bir hâldeyken Darende'nin Zaviye Mahallesi'nde ahirete irtihal etmişlerdir.3 Zahir ve bâtında yüksek ilimlere sahip olan Somuncu Baba Hazretleri¸ bulunduğu makam ve görev sebebiyle değişik coğrafyalarda bulunmuştur.4 Sonunda oğlu Baba Yusuf Hakiki'yi Aksaray'da bırakıp kendisi diğer oğlu Halil Taybi Hazretleri'yle birlikte Darende'ye yerleşmiştir. Bu müstesna yerde ve yüksek kayalıklardaki çilehanesinde yaşamıştır. Hâlen Darende'nin Zaviye Mahallesi'nde (Hıdırlık Mevkii) kendi isimleriyle anılan Şeyh Hamid-i Velî Camii'nde muntazam bir türbe içinde oğlu Halil Taybi (k.s.) ile medfun bulunmaktadır. Bu cami ve türbe tüm insanların ziyaretine açıktır. Caminin mükemmel bir şekilde restorasyonunu ve çevre düzenlemesini kendisinin 13. kuşaktan torunu Hamid Hamideddin Efendi yaptırmıştır.
Somuncu Baba Hazretleri¸ 1392'de vefat eden Hace Alaaddin Erdebilî'den irşad vazifesini aldıktan sonra Anadolu'ya dönmüştür. Anadolu'da; Darende¸ Bursa¸ Aksaray ve Kayseri'de kalmış fakat ömrünün son bölümünü Darende'de geçirmiştir. Öyle ki; Somuncu Baba Hazretleri'nin Darende'deki nesli¸ halvethanesi¸ tekkesi¸ çilehanesi açık bir delil olarak karşımıza çıkmaktadır.
Seyyid Abdulbaki Efendi'nin ifadesiyle: "Acem'den Anadolu'ya irtihal edip bu emanet-i azimeyi Anadolu'ya getirdi. Hazreti Hamideddin¸ Bursa şehrine gelip bir mesken tedarik etti."5
Zahirî ve bâtınî ilimleri tamamlayıp kutbiyet makamına yükselen Somuncu Baba Hazretleri Osmanlı'nın saltanat merkezi olan Bursa'ya gelmiş¸ bir müddet burada kalmıştır. Zamanın manevî büyüğü¸ mutasavvıfı olan Somuncu Baba'nın iki fırını vardı. Kendisi iki küfeyi merkebe yükler¸ Bursa çarşısına gelirdi. Her gün aynı saatte geldiği için ne zaman geleceği halk tarafından da bilinirdi. Günde iki kez¸ sabah akşam ekmek getirir¸ herkes gelen bu ekmekten alırdı. Kimileri de sırf onu görmeye gelirdi. Onu görmek ve ona yakınlaşmak insanlara büyük bir haz ve neşe verir¸ gönülleri huşu ile dolardı. Bu hâle alışan Bursa esnafı onu görmeden rahat edemez¸ heyecanla çarşıya geliş zamanını beklerlerdi.
Ekmeğini dağıtırken "Somunlar¸ mü'minler somunlar!" diye dağıtırdı.6 Somuncu Baba Hazretleri manen ve maddeten lezzetli olan ekmeği¸ tavır ve davranışları ile halkı derinden etkilemiş; halk arasında kendisine karşı sıcak bir sevgi seli ve yumağı oluşmuştur. Kendisini gizlemekten hoşnut olan Somuncu Baba Hazretleri'nin zamanın kutbu olduğunu kimse bilmiyor¸ kendisine Ekmekçi Koca¸ Somuncu Baba adını veriyorlardı. Böylece hem insanlara yardım ediyor hem de gizliliğini muhafaza ediyordu. Somuncu Baba¸ ekmekleri fırında pişirmekte ve getirip Ulu Cami karşısında¸ Sahaflar Çarşısı'nın orta yerinde dağıtmaktaydı. Günümüze kadar Somuncu Baba'nın ekmek dağıttığı yer olduğu söylenen bu noktada çarşı esnafları sabahları dükkânlarını açmadan önce toplanır dua ederler¸ sonra da dükkânlarını açarlardı.7 İşte hâlen bu çarşı esnafı ve insanlar üzerinde Somuncu Baba Hazretleri'nin himmet ve bereketi görülmektedir. Bu insanlar¸ bu büyük mutasavvıfın yaşadığı bölgede bulunmanın neşe ve hazzını hâlen yaşamaktadırlar.
Somuncu Baba sırrı faş olduğu için Bursa'dan talebeleriyle birlikte ayrılmıştır. Bursalı İsmail Hakkı¸ Silsilenamesi'nde şunları yazmıştır.
"Şeyh Hamid ol gece merkebine suvar olup Aksaray tarafına gitmiştir. Ve burada kendisinin Muzaf Mescidi vardır. Ve Aksaray'dan dahi Darende'ye hicret buyurup ve anda intikal-i beka kılmıştır. Ve hâlâ türbesi ziyaretgâhtır."
Somuncu Baba Hazretleri¸ bulunduğu makam ve görev sebebiyle değişik coğrafyalarda bulunmuştur. Bursa'dan Aksaray'a gelmiş¸ bir müddet burada kaldıktan sonra oğlu Baba Yusuf Hakiki'yi burada bırakmış¸ diğer oğlu Halil Taybi ve Hacı Bayram-ı Velî ile yola çıkmışlar¸ bir müddet Şam'da kaldıktan sonra hacca gitmişlerdir. Hac dönüşünde Hacı Bayram-ı Velî'yi Ankara'ya görevlendirmiştir. Şeyh Hamid-i Velî ve Halil Taybi Hazretleri ise Darende'ye gelerek eski şehrin Hıdırlık Mahallesi'ne (Zaviye Mahallesi) yerleşmişlerdir.
Şeyh Hamid-i Velî bu güzel manzaralı memlekete geldiği zaman¸ dergâhını burada kurmuştur. Burası¸ günümüzdeki Zaviye Mahallesi'dir. Dergâhının önünden hem Tohma Irmağı hem de balıklı kuyuların suyu akar. Burası çok serin ve güzeldir. İlk cemaat mahalline kayalıklardan akan sular için yol yapılmış ve burası abdest almak için dizayn edilmiştir. Tarih boyunca burası birkaç kez tamir görmüştür. Son dönemlerde ise Somuncu Baba ahfadından Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi ve Es-Seyyid Hamid Hamideddin Efendi tarafından yeniden düzenlemeler ve onarımlar yapılmıştır. Darende halkı ve ziyarete gelen tüm insanlar ise Somuncu Baba Hazretleri'nin hatırasına sahip çıkmanın önemini kavramış¸ onun neseb-i âlisiyle birlikte yaşamanın hazzını¸ neşesini içlerinde duymuşlar¸ memnun ve mesrur olmuşlardır.
Bu müstesna yerde ve yüksek kayalıklardaki çilehanesinde yaşamış olan Somuncu Baba Hazretleri¸ Darende'nin Zaviye Mahallesi'nde (Hıdırlık Mahallesi) kendi isimleriyle anılan Şeyh Hamid-i Velî Camii'nde muntazam bir türbe içinde oğlu Halil Taybi (k.s.) ile medfun bulunmaktadır. Somuncu Baba Hazretleri'nin günümüze kadar etkisi devam etmiş¸ aynı hizmet anlayışı içerisinde çalışmalar sürdürülmüştür. Neseb-i âlîsinin önemli bir kolu Darende'de bulunmakta ve aynı neşve ile hizmetlerini sürdürmektedir. Soyunun diğer kolu ise Aksaray'da bulunmaktadır.
1262/1846 tarihinde Sivas Valisi'ne gönderilen I. Abdülmecit dönemine ait bir belgede şu ibareler geçmektedir: "Somuncu Baba Hazretleri Darende kazasında medfundur."¸ "Darende kazasında medfun" ve "Defin-i hâk-i ıtırnak."8 Bu ibareler Darende'nin misk-ü amber kokulu toprağında Somuncu Baba Hazretleri'nin medfun olduğunu göstermektedir.
Yazımızda¸ Somuncu Baba Hazretleri'nin tahrir defterlerine¸ arşiv belgelerine¸ temettuat defterlerine ve değişik vesikalara göre nerede medfun olduğunu izaha çalışacağız.
Somuncu Baba Hazretleri'nin soyundan gelen ve hâlen Darende'de oturan evlat ve torunları tarihî neşveye uygun olarak hayatlarını idame ettirmektedirler. Bu kol ile alakalı bilgileri ise şu şekilde izah edebiliriz:
a) Seyyid Osman Hulûsi Efendi ailesinin elinde olan ve hâlen İstanbul'daki Nekabet Dairesi kayıtları arasında bulunan şeceredir. Bu şecere¸ Osmanlı arşiv belgeleriyle de ispatlanmış ve onaylanmıştır.
b) Hanefi Hoca'nın Darende Tarihi adlı eserinde şu bilgiler yer almaktadır:
"Şeyh Hamid-i Velî'nin neslinden Darende'de birçok ulema¸ meşayıh¸ ümera ve vüzera yetişmiştir. Oğlu Halil Taybi (Halil Baba) Hazretleri'nin dört oğlu olmuştur. Soy bu şekilde devam etmiştir. Seyyid Ahmed-i Velî¸ Mehmet Salim¸ Şeyh Mustafa¸ Şeyh Abdullah Karabaşî'dir."9
c) Somuncu Baba Hazretleri'nden olan Baba Yusuf Hakiki¸ Hakikiname adlı eserinde Halil Baba'dan bahsetmiştir. Anlaşıldığına göre¸ kendisi Baba Yusuf Hakiki'den önce vefat etmiştir. Çünkü Baba Yusuf Hakiki¸ vefat olayından sonra¸ "Mersiye-i Halil Baba" başlığı altında bir mersiye yazmıştır.10 Bu mersiyede Baba Yusuf Hakiki'nin Halil Baba'ya duyduğu özlem anlatılırken¸ eser birbirlerine uzak mekânlarda bulunduklarını göstermektedir.
d) Müslüm Penahi'nin kaleme aldığı manzumedeki şecereye göre de Somuncu Baba'nın Halil Baba olarak bilinen oğlu ve torunları Darende'de mevcuttur. Bu durum¸ Memlûklü Sultanı Kansu Gavri'ye kadar uzanan belgeler zinciriyle ispat olunmuştur.11
Arşiv belgeleri ile ailenin elinde bulunan belgeler birbirini tasdiklemektedir. Bunun içinde en önemli olanı¸ tapu tahrir defterleridir. Şimdi de tahrir defterlerindeki kayıtları inceleyelim.
Tapu Tahrir Defterlerindeki Kayıtlar
937/1530 tarihli Malatya Evkaf ve Emlak Defteri:
Süleyman (Kanuni) devrine ait olan bu defterde "Defter-i Evkaf ve Emlak-ı Kaza-i Darende" başlığı altında olan belgelerde Darende'deki vakıfların¸ mülk ve malların envanteri bulunmaktadır. Bu defterdeki bilgiler¸ Somuncu Baba Hazretleri'nden sonraki zamana aittir. Bu belge¸ şu bilgileri ihtiva etmektedir:
a- Somuncu Baba Hazretleri'ne ait vakıflar bulunmaktadır. Bu vakıfların geliri ise çilehaneye ve çilehanenin yanında bulunan Halveti Tarikatı'na mensup sufilerin kaldığı evlere aittir. Bu vakıflar Memlûklu Sultanı Kansu Gavri tarafından verilmiştir. Çilehanesi yeşil kapılı küçük bir oda ve bu odadan 1x2 metrekarelik küçük bir kapı ile geçilen kıbleye dönük ikinci bir odadan oluşur. Bu çilehane aynı şekliyle hâlen muhafaza edilip aynı önemini korumaktadır.
b- Somuncu Baba'nın torunları¸ neseb-i âlisi hem Memlûklu hem de Osmanlı Devleti tarafından vergiden muaf tutulmuştur. Bu da gösterir ki devrin hükümdarları aynı saygı ve tazimi göstermişler¸ çok hürmetkâr davranmışlardır. Topraklar devletler arasında el değiştirmesine rağmen Somuncu Baba Hazretleri'nin evkafına dokunulmamış¸ evkaf bilakis desteklenmiştir.
c- Belgede Somuncu Baba'nın oğulları ve torunlarından bahsedilmiştir. Somuncu Baba'nın oğlu Halil Baba ve onun oğlu Mevlâna Hamza ile onun oğulları Halil ve İsmail'den bahsedilmiştir.12 Bu belgeler ile Somuncu Baba Hazretleri'nin Darende'deki kolunu Yavuz Sultan Selim dönemine kadar taşımak mümkündür. Bu da Somuncu Baba Hazretleri'nden 105 sene sonra demektir ki; bu dönemde de torunları ve evlatlarının aynı şekilde hizmetlerde bulundukları açıkça görülmüş ve tarihçe ispatlanmıştır.
Somuncu Baba Hazretleri ile ilgili iki belge örneğini özet olarak verelim:
1260/1844 tarihli temettuat tahrir kayıtlarına göre¸ Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri Darende'de medfundur. O tarihte şeyhlerden müteşekkil otuz altı haneden ibaret sahihü'n-neseb evladı da burada ikamet etmektedir. Padişah emri ile vergiden de muaf tutulmuşlardır.
1102/1609 tarihli bir tevcihatta¸ Şeyh Hamid-i Veli soyundan olup Şeyh Hamid-i Veli Camii'nde görev yapan bir imam¸ bir müezzin ve bir çerağdarın tayini bildirilmektedir. Tarih boyunca¸ Şeyh Hamid-i Veli Camii'ndeki görevliler Somuncu Baba Hazretleri'nin neseb-i âlîsinden olmuştur. Hatta cami haziresinde neseb-i âlîsinden büyük zâtlar medfundur.
1. M. Fuat Köprülü¸ Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu¸ s. 136-145.
2. Lami Çelebi¸ Nefahatü'l-Üns Tercümesi¸ s. 683; Âli¸ Künhü'l-Ahbar¸ c. 1¸ s. 112.
3. Bkz. Geniş Bilgi için Ahmet Akgündüz¸ Arşiv Belgeleri Işığında Somuncu Baba ve Neseb-i Âlîsi adlı eser.
4. Hangi coğrafyalarda bulunduğu ve ne yaptığı hususunda geniş bilgiler ileriki bölümlerde verilecektir.
5. Es-Seyyid Abdulbakî Efendi¸ H. 1156 tarihli Tabakat Kitabı¸ Şeyhzadeoğlu Özel Kitaplığı¸ Kitap No: 650¸ Tasnif No: 297¸ s. 11¸ 12.
6. Seyyid Abdülbaki Efendi¸ a.g.e.¸ s. 12-13; Akgündüz¸ a.g.e.¸ s. 46.
7. Sarı Abdullah Efendi¸ Semaratü'lFuad¸ İstanbul 1288¸ s. 231.; Kazım Baykal¸ Bursa'da Ulu Cami¸ İstanbul 1950¸ s. 37; Akgündüz¸ a.g.e.¸ s. 46.
8. Başbakanlık Osmanlı Arşivi¸ Cevdet Evkaf¸ No: 18635.
9. Şeyhzadeoğlu Özel Kitaplığında bulunan Osmanlıca nüsha.
10. Baba Yusuf Hakiki¸ Hakikiname Vrk. 36/6¸ 37/a.
11. Bkz. Salih Nihani Divanı'nın yazma nüshası.
12. Başbakanlık Osmanlı Arşivi¸ Tapu Tahrir Defteri No: 156.
Resul KESENCELİ
Yazarİslâm kültür ve medeniyetinde ortaya çıkan tarih yazıcılığı içerisinde şehir ve bölge tarihlerinin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu alandaki eserler genellikle ele aldıkları şehir veya bölgenin coğra...
Yazar: Resul KESENCELİ
Hayat düsturumuz Kur'ân¸ bize Hz. Süleyman Peygamber'den bahsederken onun hayatından çok önemli kesitler sunar. Kur'ân'a göre Hz. Süleyman (a.s.)¸ sultan peygamberdir. Hikmet ve adaletiyle cihâna hükm...
Yazar: Ali AKPINAR
Tarih; beşeriyetin, milletlerin ve devletlerin hafızasıdır. Binlerce ibretlik olaylarla bezenmiştir, çok iyi anlayıp gelecek için dersler alınması gereken öğretmendir tarih. Şeyh Sadi Şirazi’nin “Baht...
Yazar: Resul KESENCELİ
Beyit:Seni sevmek imiş âlemde her zevk u safâ ancak Senin derdine dûş olmak imiş derde devâ ancak(Dünyadaki her zevk ve sefâ ancak seni sevmekle olurmuş. Dertlere devâ bulmak da ancak senin derdine o...
Yazar: Resul KESENCELİ