Esmâü’l-Hüsnâ: El-Vâlî
El-Vâlî: Bütün Bir Varlığı Düzenleyen ve Yöneten
El-Vâlî, bir sıfat olarak, "bir yerin yönetim ve tasarrufunu elinde bulunduran, canlı ve cansız bütün bir varlık âlemini düzenleyen ve yöneten" anlamlarına gelir. Bir başka açıdan el-Vâlî, mülkünü tek başına yöneten, kâinâtın yegâne yöneticisi, varlıklar üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahip olan ve onlar üzerinde bol bağış ve iyilikte bulunan mânâlarını da ihtivâ eder.
Yüce Allah'ın en güzel isimleri arasında yer alan el-Vâlî, Ra'd Sûresi'nde şöyle geçer: "İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah'ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi artık o geri çevrilmez. Onlar için, Allah'tan başka hiçbir yardımcı da (Vâlî) yoktur."
Yüce Allah, yaratmış olduğu kâinât ve bütün yaratılmışların tek yöneticisidir. Dilediği şekilde yarattığı varlıklar üzerinde tasarrufta bulunabilir. Çünkü O, yaratan ve yönetendir. Nitekim bir âyette şöyle buyrulur: "Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri o şeye ancak ‘Ol!' demektir. O da hemen oluverir.
Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şânı yücedir. Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz." Her şeyin mutlak yaratıcısı Allahu Teâlâ'dır. O, ezelî olan ilmiyle bilip dilediği her şeyi sonsuz güç ve kudretiyle yaratmıştır. Yaratmak, rızık vermek, diriltmek, öldürmek, nimet vermek, azâb etmek ve şekil vermek O'na aittir.
Kâinatta ve bütün varlık düzeninde hiçbir abeslik yoktur. Her şey bir gâye ve amaca göre yaratılmıştır. Gâyelilik, Kur’ân'da, hem ulûhiyyetin (Allah'ın varlığı) hem de vahdaniyyetin (Allah'ın birliği) açıkça delili olmuştur. Abes ise ne bir metoda ne de bir gâyeliliğe dayanır.
Bu sebeple, varlıkta tezâhür eden güzellik ve abes birbirine zıt olan karşılıklı iki taraf/uçtur. Kur’ân, bu zıtlığı ortadan kaldırmak için eşyadaki tenâsübü anlatmaya büyük önem verir. Cenâb-ı Hakk'ın el-Vâlî ismi, "koruyan ve gözeten" anlamına da gelir. Bu isim, bizim hayatımızda sorumluluk mevkiinde bulunan kimselerin maiyeti altında bulunan kimselerden sorumlu olduğunu da hatırlatır.
Sonuç olarak, Yüce Allah'ın işleri çekip çeviren, sorumluluğu üstlenen gibi mânâlara gelen el-Vâlî ism-i şerîfi, bizim hayatımızda kendisini davranış tarzı olarak göstermelidir. Başta biz anne-babalar, elimizin altında bulunan çocuklarımıza karşı güzel örnek oluşturmalı, kendi yaşantımızla çocuklarımızın gözünde rol modele dönüşmeliyiz.
Toplumun yöneticileri, bir şirket yöneticisinden devlet başkanına kadar, adâlet ve hakkâniyet sahibi olmalı, güçleri nispetinde iyilik ve adâleti paylaştırmada âzamî çaba ve gayret sarf etmelidirler. Maalesef İslâm dünyasında itidâl çizgisinden gittikçe aşırılığa evrilen tekfirci, âsî ve anarşist grupların ortaya çıkması, yöneticilerin yönetim za'fiyetlerinden de kaynaklanmaktadır.
Hatta bütün bu olumsuz gelişmeleri, reel politik şartlar ve sosyal olgulardan bağımsız değerlendiremeyiz. Hâlihazır İslâm dünyasında cereyân eden fiilî işgaller, yeni sömürgecilik biçimleri, ifade özgürlüğünün olmayışı, güvensizlik, belirsizlik, savaşlar, kültürel hegemonyacılık, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk, halkın siyasal katılım taleplerinin geri çevrilmesi, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmaması, insan hakları alanında sınır tanımaz ihlaller, orantısız güç kullanma, cehâlet, eğitimsizlik gibi aşırılığı besleyen olgular, doğrudan, yönetimin başarısızlıklarıyla ilgilidir.
Bütün bu faktörler, ister istemez, her türlü denge firarisi yaşayan marazlı hareketleri besleyip motive ediyor. Eğer işlerin yönetimini üstlenen kimseler sorumluluklarını İslâmî naslar çerçevesinde yerine getirirlerse İslâm dünyasında yaşanan kaosların yerini düzen alacaktır. Bu da ancak Yüce Allah'ın el-Vâlî isminden hisselenmekle mümkündür.
Editör
YazarSeminer sonrası soru cevap bölümünde bir öğrenci velisi, “Hocam, çocuklara harçlık konusundan bahsederken okul harçlığında amacımız ve önceliğimiz çocuklara ekonomiyi ve paylaşmayı öğretebilmek olmalı...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Müctebâ: Seçilmiş Peygamber (S.A.V.)Peygamberlerin, yaşadıkları toplumların hassas sorunlarını keşfetme ve bu toplumları evrensel ahlâkî değerler etrafında birleştirme konusundaki mücadeleleri, insanl...
Yazar: Editör
İnsanlar, doğası gereği mutluluğu ararlar ve bu mutluluğu genellikle toplum içinde bulurlar. Toplumda yaşayan herkesin mutlu olabilmesi için birlik içinde olması gerekir çünkü toplumun huzuru, bireyle...
Yazar: Editör
Mutasavvıflar, Kur’an ve Hz. Peygamber (s.a.v.)'in öğretilerine titizlikle uyarak nasihatlerde bulunmuşlardır. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi de bu geleneği devam ettiren önemli bir sufidir. Dîvân ve m...
Yazar: Editör