Özümüzden Çevremize; Sorumluluk
Sorumluluk, yaşamın her anında ve her alanında bizi şekillendiren derin bir bilinçtir. Bu bilinç, çevremizden ailemize, arkadaşlarımızdan mesleğimize, dünyamızdan kendi özümüze kadar uzanan geniş bir yelpazede kendini gösterir. Bir insanın yaşadığı apartmandaki komşusuna karşı bile sorumlulukları vardır.
Genelden özele bütün sorumluluklarımızın yanında, en nihayetinde, en derin sorumluluğumuz kendimize yani özümüze karşı olandır. Kendi değerlerimize, inançlarımıza ve hedeflerimize sadık kalmak, kişisel bütünlüğümüzü korumak, ruhsal dengemizi sağlamak ve hayatımızın her anında bu sorumluluk bilinciyle hareket etmek, yaşamın en mühim yönüdür.
Sorumluluk kelimesi, Türk Dil Kurumuna göre, bir kişinin yaptığı ya da yapmadığı davranışlardan, yerine getirmesi gereken görevlerden veya üstlendiği bir durumdan dolayı hesap verme yükümlülüğü anlamına gelir. Başka bir deyişle, bireyin yaptığı ya da yapmadığı bir işin sonuçlarından dolayı sorumlu olmasıdır. Bu kelime, Türkçe kökenli bir kelimedir. Türkçede “sormak” fiilinden türetilmiştir.
“Sorumluluk” kelimesinin yazılı kaynaklarda ilk ne zaman kullanıldığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Osmanlı Dönemi’nden kalma metinlerde ve özellikle Tanzimat dönemiyle birlikte, bu kelimenin kullanımının yaygınlaştığı bilinmektedir.
Çevremiz, bize bahşedilmiş en büyük armağanlardan biridir; doğa, yalnızca içinde yaşadığımız bir alan değil, aynı zamanda özenle korumamız gereken bir emanettir. Orhan Veli’nin "Bir gün gelir, kesilir ormanlarımız; neler olur, bilir misiniz?" dizeleri, bu emaneti kaybetmenin ağır sonuçlarını hatırlatır. Doğanın bize sunduğu bu güzellikleri korumak, aslında geleceğe bırakacağımız en değerli mirasın temellerini atmak demektir.
Bu sorumluluk bilinci, insanın ilk toplumsal çevresi olan ailede filizlenir. Aile, bize hayatın ne olduğunu, dünyaya nasıl katkı sağlayacağımızı öğreten ilk mekteptir. Aile içindeki sorumluluk, sevgi, bağlılık ve güven üzerine kuruludur; bu nedenle, kişinin ailesine karşı gösterdiği sorumluluk, aynı zamanda kendisine ve topluma karşı olan görevlerinin de temelini oluşturur.
Hayatın içinde, aileden sonra gelen en önemli bağlardan biri de arkadaşlıklardır. Dostluk, insanın iç dünyasını zenginleştirir; ona hayatı daha anlamlı kılan bir perspektif sunar. Antoine de Saint-Exupéry'nin Küçük Prens adlı eserinde geçen “Ölene dek sorumlusun, gönül bağı kurduğun her şeyden” sözü, bu ilişkinin derinliğini ve sorumluluğunu en güzel şekilde ifade eder.
Çevremizden özümüze uzanan bu sorumluluk zinciri, hayatımızı anlamlandırır ve bizi hem bireysel hem de toplumsal olarak daha iyi bir insan yapar. Sorumluluk bilinciyle hareket etmek, hem kendimize hem de dünyaya en büyük katkıyı sunmanın yoludur. Sonuç olarak, sorumluluk, hem kendi iç dünyamızı hem de etrafımızdaki dünyayı anlamlandıran güçlü bir rehberdir. Bu rehberle ilerleyenler, yaşamlarında derin izler bırakır.
H. İklil ABBASOĞLU
YazarGönderdi Hudâ çün bize mihman ramazanıHoş tutmaya niyyet edelim biz dahı anı.Ramazan; biz kullar için yüce Yaradan’ın rahmet ettiği bir aydır. Ramazan, mağfiret ve istiğfar ayıdır. Açlık, susuzluk, di...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU
Evlilik, hayatın en özel ve en önemli adımlarından biridir. İki insanın bir araya gelerek birbirlerine olan sevgi, saygı ve bağlılıklarını taçlandırdığı bir yoldur. Ancak, mutlu bir başlangıcın ardınd...
Yazar: Gülşen CANPOLAT
İnsan ki varlığında sorumlu olmalıdır,Aklı erdiği günden, Allah’ı bulmalıdır.Niçin yarattı beni, neden varım alemde?Kendime sormalıyım hem neşede, elemde?Allah, itaat ister yarattığı kulundan,Kulluğun...
Şair: Rabia BARIŞ
Muhteris ellere bırakma biziEhl-i dile yârân eyle ya RabbiDünyada ukbâda hiç yakma biziHabîb’ine ihvan eyle ya RabbiGünahın hududu gökleri aştıŞeytan da insan da yolunu şaştıDünya çukurunda zulme bula...
Şair: Ekrem KAFTAN