Sahabe Albümü: Büreyde Bin Husayb
Hicret sırasında Peygamberimiz’in gece yarısı gözleri önünde Mekke’den çıkıp Medine’ye doğru yola çıkması, müşrikleri çileden çıkarmıştı. Peygamberimiz’le Hz. Ebû Bekir’i Medine’ye girmeden bulmalı, vücutlarını ortadan kaldırmalıydılar. Hemen aramaya başladılar. Ayrıca onları diri veya ölü getirene 100 deve vaat ettiler. Bu haber bütün kabilelere ulaştı.
İşte, Büreyde bin Husayb da bu mükâfat avcılarından biriydi. Büreyde, Sehmoğullarının reisiydi. Yanına 80 kadar adam alarak Peygamberimiz’i aramaya başladı. Nihayet Amini mevkiinde onları buldu. Peygamberimiz onların kendilerine doğru geldiğini gördü. Fakat hiç telaşlanmadı. Bütün kalbiyle Allah’a tevekkül etmişti.
Büreyde’ye, “Kimsin?” diye sordu. “Büreyde’yim.” cevabını alınca, Hz. Ebû Bekir’e, “İçimiz serinledi ve düzeldi.” buyurdu. Büreyde’ye kimlerden olduğunu sordu. Büreyde, “Eslem Kabilesinden.” dedi. Peygamberimiz “Eslem’in hangi kolundansın?” buyurdu. Büreyde, “Sehmoğullarından.” cevabını verdi. Peygamberimiz Büreyde’nin ismini, kabilesini, mensup olduğu kolu da hayra yordu. Kendilerine bir zarar vermeyeceklerini düşündü.
Büreyde, konuştuğu zatın kim olduğunu bilmiyordu. Fakat Peygamberimiz’in cesaretine ve konuşmasına hayran kalmıştı. Tanımak istedi, kim olduğunu sordu. Peygamberimiz, “Ben, Abdulmüttâlib’in oğlu Abdullah’ın oğlu Muhammed’im.” cevabını verdi. Sonra da onu Müslüman olmaya davet etti. Büreyde’nin kalbinde iman meşalesi yanmaya başlamıştı. Hemen kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu. Yanındakiler de kendine tabi oldular.
Peygamber Efendimiz geceyi burada geçirdi. Sabahleyin Büreyde (r.a.), Peygamberimize gelerek, “Yâ Rasûlallah, yanınızda bir bayrak olmadan Medine’ye girmeniz doğru olmaz.” dedi. Sonra da sarığını çıkarıp mızrağının ucuna bağladı. Medine’ye girinceye kadar Peygamberimiz’in yanında taşıyarak yürüdü. Hz. Büreyde, bir müddet Medine’de kaldıktan sonra tekrar memleketine döndü.
Büreyde (r.a.), Hicret’in 6. senesinde Medine’ye hicret etti. Bu sebeple Bedir, Uhud ve Hendek Savaşlarına katılamamıştı. Hudeybiye Antlaşması’na iştirak etti. Rıdvan Biatı’nda bulundu. Hayber’in ve Mekke’nin Fethi’ne katıldı. Peygamberimiz’le birlikte diğer bütün savaşlara iştirak etti.
Büreyde (r.a.) fazilet sahibi bir sahabiydi. Peygamberimiz’e her hususta itaat ederdi. Rasûlullah’ın yanında onun ayrı bir yeri vardı. Peygamberimiz’in huzuruna teklifsizce girip çıkabilirdi.
Peygamberimiz’in vefatına kadar Medine’de ikamet eden Hz. Büreyde, Rasûlullah’ın vefatından sonra Medine’den ayrıldı, Basra’ya yerleşti.
Hz. Büreyde, “Benim damarlarımda cihat kanı akmaktadır. Hayatım at sırtında geçer.” diyordu. Bu sebeple halifeler devrinde de fetih ordularında yerini aldı. Çok büyük kahramanlıklar gösterdi. Hicret’in 63. senesinde vefat eden Hz. Büreyde, Peygamberimiz’den 164 hadis rivayet etti. Bu hadislerden birisi şu mealdedir: “Emanete hıyanet eden, kadını kocası aleyhine ve köleyi de efendisi aleyhine kışkırtan bizden değildir.” dediğini rivayet etmiştir.
N.Nida DURAN
YazarHz. Berâ (r.a.) Medineliydi. Babası da Müslümandı. Kendisi küçük yaşta Müslüman olmuştu.Berâ (r.a.), İslâm davasının kahraman bir mücahidiydi. Uhud Savaşı’ndan itibaren Peygamberimiz (s.a.v.)’le birli...
Yazar: N.Nida DURAN
Allahu Teâlâ’nın insanlara verdiği her şey emanettir. İnsanın canı, bedeni, tasarruf ettiği malları, yiyip içtiği her şey Allah’ın bir lütfudur. Allah’ın diğer mahlûkattan farklı olarak insanlara verd...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Hak dinin ilk günlerinde İslâm safına katılan bahtiyarlardan birisi de Hz. Aişe (r. anha)’nin anne bir kardeşi olan Âmir bin Füheyre (r.a.) idi. Hz. Âmir, Peygamberimiz, Erkam’ın evinde bulunduğu sıra...
Yazar: N.Nida DURAN
Hazreti Ömer (r.a.)’ın oğlu Hz. Abdullah, babası Müslüman olduğunda beş yaşlarında bir çocuktu. Bu sebeple hiç puta tapmamıştı. İslâmiyet’i anlayabilecek bir yaşa geldiğinde hemen Müslüman oldu. Daha ...
Yazar: N.Nida DURAN