Fatma Sultan
Sultan Abdülmecid’in Gülcemal Kadın’dan olan ilk kızıdır. V. Mehmed Reşad ile Refia Sultan’ın da öz kardeşidir. 1 Ekim 1840’ta, Beşiktaş Sarayı’nda doğmuştur. İlk kız olması ve kendisinden önce dünyaya gelen kardeşlerinden birkaçının arka arkaya vefat etmesi nedeniyle Fatma Sultan’ın doğumu, sarayda büyük sevince ve günler süren kutlamalara yol açmıştır.
Doğum şenliklerine birçok devlet adamı, âlim, şair ve müellif iştirak etmiştir. Fatma Sultan, sekiz yaşında annesini kaybetmiş ve babası tarafından kardeşi Mehmed Reşad ile birlikte Servetseza Kadın Efendi’ye, evlatlık olarak verilmiştir. 20 Eylül 1847’de tertiplenen Bed-i Besmele merasiminde, diğer kardeşleriyle beraber Kur’an-ı Kerim okuyarak tahsil çağına ilk adımını atmıştır.
Fatma Sultan, iyi bir eğitimden geçmiş, ilmini ve kültürünü artırmıştır. Dil öğrenimini de ihmal etmeyerek Saffet Paşa’dan Fransızca dersleri almıştır. Büyüdükçe daha da güzelleşen ve kardeşi Mehmed Reşad’ın deyimiyle güzelliğini validesinden alan Fatma Sultan, 14 yaşına gelince, devrin meşhur sadrazamlarından Mustafa Reşit Paşa’nın oğlu Ali Galip Bey’le nişanlanmıştır.
Nikâhları, Hırka-i Saadet Dairesi’nde, Şeyhülislâm Arif Hikmet Efendi vasıtasıyla kıyılmıştır. 7 Ağustos 1854’te Çırağan Sarayı’nda tamamlanan merasim ve şenliklerin ardından, Fatma Sultan’ın gösterişli bir alay eşliğinde ikamet edeceği Baltalimanı Sahilsarayı’na götürülmesiyle düğün sona ermiştir.
O sırada İstanbul’da bulunan De Villers-Franqueux, gelin ve çeyiz alaylarına şahit olmuş ve intibalarını, 2 Eylül 1854 tarihli L‘Illustration mecmuasında şu ifadelerle neşretmiştir: “7 Ağustos 1854 Pazartesi günü Fatma Sultan, Çırağan’dan Baltalimanı’na gelin gitmiştir.
Alay, şark usulü üzere çok parlak bir surette düzenlenmiştir. Alayın başında, beş çifte kayığa binmiş, Sultan’ın hazine kethüdası bulunuyordu. Onu, hazinedar ustanın kayığı takip ediyordu. Etrafında on kadar kayık vardı. Bu kayıklara cariyeler bindirilmişti. Onları da 30 kayık kovalıyordu.
Bunlar 12 çifte kürekli idi. Onları da iki mavuna takip ediyordu. Bunların içinde zengin çeyiz takımları vardı. Çeyizin tutarı 60 milyon (kuruş) kıymetinde idi. Bu çeyizin elmas kısmını annesi yapmıştı. Çırağan ile Baltalimanı’nın arası 4 kilometredir. Alayın başı, Baltalimanı’na vardığı halde Çırağan Sarayı’ndan hâlâ kayıklar hareket ediyordu. Halk, sahillere yığılmış; töreni seyrediyordu.”
Düğünün arkasından Sultan Abdülmecid, damadını vezirlik ve müşirlik rütbelerinin yanında, Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye Azalığı’nı da tevdi etmiştir. Lakin Fatma Sultan, bu izdivaçtan arzu ettiği mutluluğu elde edememiştir. Tarihçi Cevdet Paşa’nın da işaret ettiği üzere, eşiyle şiddetli bir kalp ve fikir uyuşmazlığı yaşamıştır.
Kocası Ali Galip Paşa, 1859 yılında bir ziyaret dönüşünde gece vakti Boğaz’dan geçerken, bindiği kayığın Yeniköy açıklarında bir vapura çarpması neticesinde boğularak vefat etmiştir. Onun acısını, 1855’de doğan kızları Cemile Sultan’ın ölüm acısı takip etmiştir.
Bu esnada 19 yaşında olan Fatma Sultan, ilk eşinin vefatından beş ay sonra, 24 Mart 1859’da Mabeyinci Nuri Bey ile evlenmiştir. Düğünden önce kendisine vezirlik rütbesi ihsan edilen Nuri Paşa, mühim vazifelere tayin edilmiş; hatta V. Murad’ın kısa saltanatında mabeyn müşirliğine atanmıştır.
Nuri Paşa 1880’de, Sultan Abdülaziz’in katledilmesini soruşturmak için açılan Yıldız Mahkemesi’nde yargılanmıştır. Suçlu bulunarak idama mahkûm edilmiş; fakat cezası Sultan II. Abdülhamid’in takdiriyle sürgüne çevrilmiştir. Abdülhamid Han, kardeşi Fatma Sultan’a da, Nuri Paşa’yı boşama talimatı vermiştir.
Bu şekilde Taif’e sürülen Nuri Paşa, yoldayken ağır bir ruhî bunalıma yakalanmış ve akli muhakemesini kaybetmiştir. Bir daha sağlığına kavuşamayan ve 1883’de ölen kocasının başına gelenlere çok üzülen Fatma Sultan, elem dolu hayatının kalan kısmını sarayına çekilerek, münzevi bir şekilde geçirmiştir.
Vuku bulan feci hadiseler ve onların getirdiği acılar silsilesi, Fatma Sultan’ın da sağlığını bozmuş ve 26 Ağustos 1884’te, 44 yaşındayken, dünyadan ayrılmasına sebep olmuştur. Bedeni, Yeni Cami Türbesi’ne defnedilmiştir. Fatma Sultan’ın ikinci eşinden, Mehmed Fuad ve Emine Lütfiye isminde iki çocuğu doğduysa da, ilk eşinden doğan Cemile gibi bunlar da küçük yaşlarda vefat etmişlerdir.
Bengisu HAYAT
YazarMillet; aynı inanç ve kültür etrafında toplanmış, aynı ülkü ve ideal peşinden giden ve aynı dili konuşan halk kitlelerine denir. Sıradan halk kitleleri; ortak dil, din, vatan, tarih, gelenek ve kültür...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Sevelim sevgi olalım,Barış olsun hülyamızda.Sevelim sevgi dolalım,Barış olsun dünyamızda.Arza sevgiyle bakalım,Gönülden Işık yakalım,Barıştan nişan takalım,Barış olsun dünyamızda.Dökelim kini, nefreti...
Şair: Rabia BARIŞ
2. Selim’in, Nurbanu Sultan’dan olan, büyük kızıdır. İsmi, kaynaklarda Esmâhan/Esmehan olarak da zikredilmiştir. 1544/1545 yılında, babasının Saruhan Sancakbeyliği döneminde, Manisa’da zuhur eden salg...
Yazar: Bengisu HAYAT
Annesi, Mihrişah Sultan’dır. İsmi Heybetullah, Heyyibetullah şeklinde de geçmektedir. Doğum tarihi hakkında ihtilaf vardır. 1759 yılı Mart ayında doğmuş olması ihtimal dâhilindedir.Sultan I. Mahmud ve...
Yazar: Bengisu HAYAT