Mehmet Akif Ersoy Ruhunu Kuşanmak
Kısık sesle içimizden düşünmekti hayaller… Ve o hayallere yürüdükçe insan! İnsan olduğunun, üreten olduğunun farkına varacaktı.
İşte o hayallerin sahiplerindendi Mehmet Akif Ersoy. “Bir Âsım nesli” diyerek hayalini satır satır özgürlükle kuşattığı dizelere vuran, bizlere nesil yetiştirme şuurunu ve bu yol üzere istikameti öğreten yüce insanlardan biriydi.
Yumruklarını sıktıklarında da aşk sızar parmak aralarından onların. Boğazlarında birikmiş düğümleri yutkunurken de…
Ömürlerini dava, hareket ve toplum ıslahına önderlik edecek aksiyonlar mihverinde, Bir’le birleştirmiştir onlar... Hakkaniyet ve adanışın istikametiyle yol alırlar…
Tüm engebeler, ayaklarına takılan tüm taşlar, sadece ayakkabılarını eskitir… Geçit vermeyen tüm köprülerden gönül köprüleriyle geçerler…
Onlar paslı kilitlerin açılmasında anahtardırlar. Verilen yetenek ve fıtrata sadık kul karakterleriyle, derin rüyalar görüp onlara doğru yürümekle harcarlar vakitlerini. Akitlerine sadık edayla revan olurlar kutlu yollara…
Onlar benlik egosundan uzak, imar ve ıslahın adamlarıdır. Aldıkları mesafe sebebiyle de ne şımarırlar ne durur ne de övünürler. Onlar salih olmanın erdemiyle, hakikate çıkacak yolların kolay olmayacağını da bilirler…
Dururlar belki bazen! Lakin bilirler ki durmak yürümemek değildir. Nefesi daha fazla içine çekip derine dalmaktır mesele ve ölçmezler mesafeleri… Dalabildikleri kadar dalarlar, çıkardıklarını hibe ederler. Gözleri pektir, itidallik içindedirler.
Ağır, vakur, temkinli yürüyüşlerini sadakat ve emanet bilinciyle kuşanmışlardır. Hayallerini var etmeye ve toplumun ıslahında temel olmaya, duvar olmaya çalışırlar.
Gökkuşağı misali maviye kemer olurlar, toprağa koku. Yürür de yürürler…
Yol alışta azı çoğu hesap etmeden, azığı soğuğu hesap etmeden, sabır ile bir o kadar da inşirah ile yürürler.
Büyük hayalleriyle topluma ışık olan üstat Mehmet Akif Ersoy ilim, fikir, hareket ve erdem yolculuğunu gelecek nesillere yaşayarak göstermiştir. Yazarak sunduğu eserlerde onun bizzat ayak sesleri vardır. Sonsuz teslimiyeti vardır.
Sonuca endeksli değildir konuşmaları, yazıları, attığı adımları; gönül merkezlidir. Akif’in bize çizdiği örnek çerçeve arzumuzdur bizim de. “Çocukların gözlerindeki şen kahkahaları duymak; atların serbestçe koşuşuna, çiçeklerin korkmadan açışına, Anadolu ruhunu emmiş kadınların yüzündeki berraklığa şahit olmak, zulümlerin yakasına yapışmak…” Korkma, sözünün hakiki muhatabı olabilmek.
Buğusuna kapıldığımız ekmek alıkoymamalıydı bizi bu yürüyüşten, say’dan diyorum Akif’çe. Hayallerimiz büyük olmalıydı, dertlerimizi çepeçevre saracak.
Ve yaşayışlar bir ömre sığan, çokça ömürlük olmalıydı, zamanı bereketli kılarak. Vatan sevgisiyle, Hakk’a hizmetle.
Ona yazdığım mektupla sözlerimi tamamlamak isterim.
Sevgili dedem Âkif'e…
Onurlu bir yaşam binlerce dönüştür elbet...
Hissiyatını her okuyuşumda yürekten hissettiğim şiirin, bağımsızlık sembolümdür.
Kalpten söylenen, yaşarken kâğıda akan nice sözün ölümsüzlüğünü sen öğrettin kıymetli şair...
Dik duruşunun, erdeminin, çalışkanlığının şahitliğinde, dava sahibi olarak yol almanın bilinciyle yolundayız...
Korkma dedin, korkmadık!
Yaratılmışa hizmet etmekten, gücümüzü tüketmekten, yürümekten, koşmaktan, hatta ölmekten korkmadık.
“Korkma!” dedin, göklere seslendik, yüceldik. Köklerimizi derinlere saldık, boy verdik. Korkusuzluğun özgürlüğünü öğrettin, imkân ölçüleri ile değil iman ölçümüzle gücümüzü zirvede tuttuk.
Zulme boyun eğmenin insana yüklediği acziyeti öğrendik. Şiirlerinin şaha kaldıran satırlarında bambaşka yaşadık, yaşamaktayız.
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!
Boğamasam da hiç olmazsa yanımdan kovarım
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam
Doğduğumdan beridir, âşığım istiklale
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Dedem Akif, senin izinde yol almanın gururunu yaşıyorum.
Bu izle evlatlar yetiştirip vatanını gözü gibi koruyup aşkla çalışan nesiller için büyütüyorum kalbimi.
Çocuklar, gençler doluşsun diyorum.
-Asım'ın nesli- hayalini hayalim edindim.
Ne çöller susuz kalsın ne deryalar güneşsiz. Her insan bir nehirdir, bir deryaya kavuşur ya da varamadan kurur. Tüm azalarımızla bereketin kalbinde, başağın burcunda olma azmindeyiz. Bir kurtuluş destanını öğrenirken senden! Anbean İstiklal Marşı’nın derinliğiyle serinledik.
Sevgili dedem Akif, yolcu yolca mesafe alır. Sen bize yol oldun kelamın aydınlık. Şimdi sen göremesen de bu şiirin şahlandırdığı çocukları! Onlar senin mirasını koruyor. Senin davana sahip çıkarak büyüyor.
Sevgili dedem Akif, hakkıysa Hakk’a tapanın istiklal! Biz bu hakla, baş eğdiğimiz Hakk’ın muttaki kullarından olan seni, çok sevdik.
Milli marş bildiğimiz şiirini ezber ettik, her satırında vatanımıza tekrar tekrar âşık olduk. Bastığımız yerler sadece toprak değildi, dizelerinle bambaşka hissettik toprağı. Yan gözle bakanlar için, binlerce şehit verdik ve vermekteyiz.
Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın. Mekânın cennet, ruhun şad olsun. Şimdi burada ruhuna Fatihalar okuyan, bağımsızlığı, vatan ve millet emanetini öğrenen gencecik bir nesil var. Biz kimiz? Asım’ın nesliyiz.
Nilüfer Z. AKTAŞ
YazarAhlâk, bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimlerini ve kurallarını ifade eder.Ahlâk, insanın amaca yönelik olarak kendi arzusuyla iyi davranışlarda bulunup kötülükten uzak ...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Mutasavvıflar, Kur’an ve Hz. Peygamber (s.a.v.)'in öğretilerine titizlikle uyarak nasihatlerde bulunmuşlardır. Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi de bu geleneği devam ettiren önemli bir sufidir. Dîvân ve m...
Yazar: Editör
Ahlâk; kişinin nefsinde yerleşmiş, onun karakterini şekillendiren bir yetenek, bir kabiliyettir. Ahlâk, kişinin ayrılmaz bir parçasıdır ve davranışlarını etkiler. Kişinin yapmış olduğu davranışlar, iş...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Arapça’da el-Muahhir, “geriye bırakan, erteleyen” anlamlarına gelir. Bu isim, Kur’ân-ı Kerim’de isim kalıbıyla değil, fiil kalıbıyla yer almıştır. Mü’min açısından dünya hayatı bir sınanma yeridir. Ye...
Yazar: Editör