Hayatımız Sınav
İnsanlar dünyaya ümmî olarak gelirler. Yani insanlar annelerinden doğduğunda bedenleri çıplak, beyinleri ve kalpleri saf, yalın, arı ve duru bir haldedir. İnsan, fıtratında yer alan hem iyiye hem de kötüye karşı meyil duygularıyla aile, okul ve çevrenin etkisiyle kimlik kazanmaya başlar.
İnsan, çevresini ve dünyayı tanımaya başladığı andan itibaren görerek, anlayarak ve tecrübe ederek öğrenme faaliyetini devam ettirir. İnsanın yaşayarak ve tecrübe ederek öğrendikleri, örgün eğitimde öğrendikleri kadar değerlidir.
Öğrencinin bilgi seviyesini ölçen en klasik yöntem sınavdır. Öğretmenler, yazılı veya sözlü sorularla, öğrenciye aktardığı bilgilerin geri dönüşünü almaya, verdikleri iyi notlarla onları motive etmeye, düşük notlarla da uyarmaya çalışırlar. Klasik sınav yönteminin yararlarının yanı sıra öğrenci üzerinde zararlı etkileri de görüldüğünden ilkokulda sınavla ölçme ve değerlendirme uygulamasına son verilmiştir.
Okullarda yapılan sınavların yararları; öğrencinin bildiği ve bilmediği konuların tespit edilmesi, bilgisinin ve emeğinin ödüllendirilmesi, başarı için çalışmaya teşvik edilmesi, kabiliyetlerinin ortaya çıkarılıp bu yönde yönlendirme yapılması, bilmediği konuların tespit edilerek telafi edilmesi, öğrencide görülen gevşekliğe karşı önlem alınması gibi hususlardır.
Zararlarının ise başarının akademik verilerden ibaret görülmesi, spor, sanat ve zanaata yönelik becerilerinin göz ardı edilmesi, öğrenciyi erken yaşlarda bir yarış maratonuna sokarak çocukluk ve gençlik yıllarının stresle geçmesine yol açılması ve bunun da çocuğun psikolojisini olumsuz etkilemesi gibi hususlar olduğu söylenebilir.
Çocuklar, temel bilgileri dört yıl eğitim gördükleri sınıf öğretmenlerinden alırlar. Ortaokullarda da farklı branşları ve bu branşlarda eğitim veren hocaları tanırlar ve eğitim ve öğretimdeki çeşitliliğin farkına varırlar. Öğrencinin bir mesleğe yönelmesi ise tercih ettiği lise türüne göre başlar.
Bu aşama önemlidir. Öğrencinin okuyacağı lise türü; öğrenci velisi, ilk ve ortaokuldaki öğretmenler ve rehber öğretmenlerle yapılacak istişarelerle ve öğrencinin öğrenme becerileri dikkate alınarak belirlenmelidir. Öğrencinin kabiliyeti dikkate alınmadan, kabiliyetine uygun olmayan popüler mesleklere yönlendirilmesi, onun ömür boyu başarısız ve mutsuz olmasına yol açabilir.
Öğrenci, lise ve üniversitede her dersi geçmek için sınavlara girmek ve geçerli notlar almak durumundadır. Öğrenci, üniversiteye ve üniversiteden sonra bir mesleğe giriş için de hayati önemi haiz sınav aşamalarından geçer. Bütün sınavlarda başarı elde edebilmenin şartı şudur:
Sınava hazırlık son günlere bırakılmamalıdır. Dersin konularını derste öğrenen, planlı, düzenli ve sürekli okuyarak kendisini geliştiren öğrenciler için sınavlar normal ve kolay bir işlemden ibarettir. Sınavlar çalışana kolay, çalışmayana zordur. Bir branşa ve kadroya binlerce adayın başvurduğu bir ortamda adil bir atama yapılabilmesi için sınavla ölçme işleminden başka bir yol da yoktur.
Müstesna başarı bekleyenler, müstesna bir çalışma temposu içinde olmak zorundadır. Günlük üç-dört saat telefon karıştıranların sınavlarda başarı beklemesi temenniden ibaret kalır.
Hangi sınav olursa olsun, iki üç girişten sonra istenen başarı elde edilememişse başka alanlara yönelmek gerekir. Zira geçen zaman ömürden eksiliyor. Gençliğin en verimli yılları sınavlara hazırlıkla geçmektedir. Günümüzde sanayide ara eleman ve çırak bulamayan ustaların yakınmalarına kulak vermek gerekir.
Bir zanaat kolunda uzmanlaşmış bir usta, memurun iki katı maaş alabilmektedir. Gençlerin risksiz, temiz ve kolay iş arayışı, sınavsız girilebilen bazı ağır fakat kazançlı iş kollarında eleman sıkıntısına yol açmaktadır.
Aslında hayatın tamamı baştan sona imtihandır. Allah, kullarını çeşitli şekillerde imtihan etmektedir. Bazıları, anne-baba ile bazıları evlatla, bazıları kardeşle, bazıları kadınla, kimi de mal ve makamla imtihandan geçmektedir. Kur’an’da imtihan, belâ ve fitne kelimeleri arasında nüanslar olsa da hepsi farklı imtihan türlerine işaret etmektedir. Dünyada Allah’ın imtihanını kazananlar ahirette cennetle ödüllendirileceklerdir.
Hayatın farklı aşamalarında bize iş verecek ve bizimle yakınlık kuracak kimseler de bizi doğrudan ya da dolaylı sınayarak imtihan etmektedir. Bizim de imtihan ettiğimiz kimseler olmuştur. Böylece hayatta imtihanlar hiç bitmemekte, biri bittiğinde diğeri başlamaktadır.
İmtihanlarda beklenen başarı elde edilememiş olsa da her biri kişiye hayati önemi haiz tecrübeler kazandırmaktadır. Sınavda başarısız olan birisi, en azından, çok istediği bir işin olmayacağını yaşayarak tecrübe etmiş olur. Bu sebeple sınavları hayat memat meselesi olarak görmemek gerekir.
Bakara Sûresi 216. ayette şöyle buyrulmaktadır: “Bazı şeyler vardır, hoşlanmazsınız; fakat o sizin için hayırlıdır. Bazı şeyler de vardır, hoşlanırsınız; fakat o sizin için şerdir. En iyisini siz bilmezsiniz, Allah bilir.” Atalarımız da “Olanda hayır vardır.” demişlerdir. Sınav sonuçlarını da bu anlayışla karşıladığımızda hem daha sağlıklı değerlendirme yaparız hem de kendi ruh sağlığımızı korumuş oluruz.
Özetle belirtmek gerekirse, istisna başarılar için müstesna gayret gereklidir.
Emine Büşra YÜKSEL
YazarSismolog bir bilim adamından dinlemiştim: “Yeryüzü hareket ettikçe yer altında enerji birikiyor, biriken enerji yer kütlesinin kırılması ile tahliye oluyor. Yer kabuğunun kırılması ise depremlere yol ...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Millet; aynı inanç ve kültür etrafında toplanmış, aynı ülkü ve ideal peşinden giden ve aynı dili konuşan halk kitlelerine denir. Sıradan halk kitleleri; ortak dil, din, vatan, tarih, gelenek ve kültür...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Her gün tanıdıklarımızdan, komşu ve akrabalarımızdan bazen de ailemizden birileri hayata veda etmektedir. Camilerden sabahları yükselen salâ sesleri, yine birilerinin vefatını haber vermektedir. “Nasi...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL
Kısık sesle içimizden düşünmekti hayaller… Ve o hayallere yürüdükçe insan! İnsan olduğunun, üreten olduğunun farkına varacaktı.İşte o hayallerin sahiplerindendi Mehmet Akif Ersoy. “Bir Âsım nesli” diy...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ