Kitap: Edebiyat Yazıları 3

Kitabın adı: Edebiyat Yazıları 3 (Eğik Ehramlar)

Yazar: Sezai Karakoç

Yayınevi: Diriliş Yayınları

Yayın yeri ve yılı: İstanbul / 2015

Sayfa sayısı: 78

Yaş aralığı: 14+

İşlenen konular: Yahya Kemal, Mehmet Akif, Rimbaud…

Kitapta 1988-1990 yılları arasında Diriliş dergisinde yayınlanmış sekiz yazı yer alıyor.

Yahya Kemal’i Anma:

Yahya Kemal, saf şiir akımının önemli temsilcilerindendir. Şiirlerinde musikiye önem verir. Geçmiş, özellikle Osmanlı tarihi onun için vazgeçilmezdir. Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Yahya Kemal, İslâm’a olan sevgisini şiirlerinde işler ancak bazı çevreler onun bu şiirlerini İslâm’ın milletimizin dini olması hasebiyle yazdığını söylerler.

Oysa Yahya Kemal, vatanı milletle, milleti de dinle birlikte düşünmüştür. Bunları birbirinden ayrı görmemiştir. Yahya Kemal’de fetih, hiç uyanmak istemediği bir rüyadır (s. 13).

Mehmet Akif ve Dolayısıyla:

Sezai Karakoç, bu yazıda edebiyat ile ilgili şunları söyler: Edebiyat, tarih ve din sahalarının aydının mutlaka yakından ve geniş çapta bildiği, ilgilendiği kültür ve hayat alanları değil de sanki sadece öğrencilerin okullarda zaruri olarak karşılaşacağı derslerden ibaretmiş gibi görüldüğü bir çağa çattık galiba.

Fizik, matematik neyse tarih, edebiyat hatta din de bugünün aydınının gözünde o. Gerçek olmak açısından değil, sadece okullarda bir ders olmak açısından. Bir de iyice şartlanmış bir aydın tabaka var ki onlar, tarihimize, edebiyatımıza ve dinimize yalnız alakasız değil, adeta düşman gibi davranmayı marifet sayıyorlar.

Sanki kendileri aydan inmiş, Merih’ten gelmişler. Zaruri bazı resmî alaka ve ders kitaplarındaki satırlar da olmasa artık, Akifleri, Yahya Kemalleri hatırlamak bile güç olacak (s. 16).

Batı Korosu:

Bu yazıda, Hızır’la Kırk Saat adlı kitabının yazılma sürecini şöyle anlatıyor: Hızır’la Kırk Saat adlı, kırk bölümlü şiirimi 1967 yılı Mayıs ve Haziran aylarında Yenikapı’da deniz kenarında, kayalıklar arasındaki bir deniz kahvesinde yazdım.

Aşağı yukarı kırk gün, akşamüzeri, bir iki saat, orada, deniz dalgalarının kıyıya çarpma seslerini dinleyerek ve her seferinde şiirin bir bölümünü yazarak kitabı tamamladım. Zaten bu yüzdendir ki şiire, Hızır’la Kırk Saat ismini verdim. Sanki orada Hızır’a randevu vermiştim de her gidişimde, bu randevunun verimi ve armağanı olarak bir bölümle döndüm (s. 22).

Rimbaud ve İslâm:

Fransız şair Rimbaud (1854-1891), 37 yaşında ölmüştür. 28 yaşından sonra bir daha şiir yazmamıştır. Bizim şairlerimiz üzerinde etkilidir. Hayatının bir kısmını Habeşistan’da geçirmiştir.

Bu yazının girişinde şunları okuyoruz: Bütün küçümsemelerine rağmen, Batılıların bugüne gelmelerinde İslâm’ın büyük payı incelendikçe iyice ortaya çıkmakta ve belgelenmektedir. Pozitif bilimlerde, Rönesans’ın Endülüs yoluyla temel ilke ve bilgileri, kaynakları İslâm’dan aldığı, bugün sayısız incelemeyle açıkça saptanmış bulunmakta. Birçok Batılı bilgin, bu hakikati tespit ve itiraf etmiş bulunuyor (s. 55).

Sezai Karakoç, mutlaka okunması gereken yazarlarımızdan/şairlerimizden biri. Tanıttığımız bu eseri hayırlara vesile olsun diyor, iyi okumalar diliyorum.