Şah Sultan
Sultan III. Mustafa’nın, Hibetullah Sultan’dan sonra doğan kızlarındandır. Annesi, Başkadın Efendi Mihrişah Sultan’dır. Sultan III. Selim’in de ablasıdır. 1761 yılı Ramazan-ı Şerif’inin 15. günü dünyayı teşrif etti.
Şah Sultan’ın doğumu münasebetiyle de haremde, devlet dairelerinde ve İstanbul’da büyük kutlamalar yapılmıştır. Topkapı Sarayı Arşivinde kayıtlı Sultan III. Mustafa’ya ait ruznamede (E. No. 12359, 6364), Padişahın doğumdan dolayı duyduğu memnuniyet, Allah’a şükrü, Hırka-i Saadet’i ziyaret edip dua etmesi, harem ağalarına ve Enderun halkına ihsanlarda bulunması ve çalınan mehter marşlarıyla eğlenmesi teferruatlı bir şekilde belirtilmiştir.
Ruznamede nakledilen malumat şöyledir: “1174 fi N. ruz-i duşenbe gecesi iftardan sonra Şah Sultan aliyyetü’ş-şan dünyaya gelmekle efendimiz havuz başına teşrif, mermerlikte mehterhane ile aram, ağalara altun ve para nisar, ba’dehu hareme teşrif, sabahı mutad üzre Hırka-i Şerif kuşat, rical kulları ve efendiler daileri ve enderun halkı yüzler sürüp ziyaret olundu...”
Şah Sultan, 1764’te üç yaşındayken âdet olduğu veçhile, babası tarafından Sadrazam Bahir Köse Mustafa Paşa ile nişanlandı. Ancak bir yıl sonra Bahir Mustafa Paşa’nın ölmesiyle bu izdivaç gerçekleşmedi. Bu defa, 1768’de yedi yaşına ayak bastığı esnada, Nişancı Mehmed Paşa ile nişanlandı.
Aynı sene Mehmed Paşa, sadrazam tayin edildi. Lakin o da tıpkı Mustafa Paşa gibi vefat etti; bir yıl sonra sadrazamlıktan azledilip idam edildi. Dolayısıyla Şah Sultan bulûğ çağına girmediği için her iki nişanı da nikâh ve düğün safhasına gelemeden sona ermiş oldu.
Şah Sultan’ın gerçek evliliğe adım atması, 1778 yılında vuku buldu: Babasının yerine padişah olan amcası I. Abdülhamid Han tarafından Nişancı Seyyit Mustafa Paşa ile nikâhlandı. Düğün töreni, aynı zamanda ikamet adresi olan Divanyolu Sarayı’nda düzenlendi. Bu izdivaçtan, 1780 yılında Şerife Havva Sultan dünyaya geldiyse de çok yaşamadı; aynı sene içinde vefat etti. Şah Sultan’ın bundan sonra bir daha çocuğu olmamıştır.
Şah Sultan genç yaşlarda hastalıklarla boğuşmaya başlamıştır. Uzun yıllar yakasını bırakmayan bu hastalıklar nihayetinde, yine genç sayılabilecek bir yaşta, henüz 42’sinde iken 1802 yılında onu hayattan koparmıştır. Cenazesi, Eyüp’te 1800’de kendisinin inşa ettirdiği türbeye defnedilmiştir. Mührü dört köşeli olup üzerinde şunlar yazılıydı: “Şah Sultan binti Sultan Mustafa Han 119”
Şah Sultan, hali vakti yerinde, gayet varlıklı bir sultandı. Babası III. Mustafa, amcası I. Abdülhamid ve kardeşi III. Selim tarafından kendisine pek çok has ve mukataa toprağı hediye edilmiştir.
Şah Sultan adına kayıtlı eserler şunlardır: 1792’de Yeşildirek’te Kasım Gönanî Mescidi karşısındaki Şah Sultan Çeşmesi ile 1800’de Eyüp’te, Yâ Vedud Caddesi ile Zalpaşa Caddesi arasındaki Zal Mahmud Paşa Türbesi’nin bitişiğine yaptırdığı Şah Sultan Türbesi ile sıbyan mektebi ve sebilden ibaret külliyedir. Ayrıca sıbyan mektebinin caddeye bakan cephesinde çok zarif bir kuş evi bulunur.
Meydana getirdiği bu yapılara ve sarf ettiği harcamaya dair Topkapı Sarayı Arşivindeki bir deftere şu bilgi derç edilmiştir: “Devletlü ismetlü veliyyün nam Şah Sultan aliyyetü’ş-şan efendimiz hazretlerinin müceddeden bina ve ihyasına muvaffak olduktan türbe-i şerife ve mekteb-i münif ve sebil-i lâtiflerinin mecmu’ masarifat defteridir... Bütün masraf 240 kese 105 kuruştur. 17 Za. 1217.”
Bengisu HAYAT
YazarMihrimah Sultan, Kanûnî Sultan Süleyman’ın, Hürrem Sultan'dan doğan kızıdır. İsminin orijinal yazılışı Mihr-ü Mâh’tır ve “güneş kadar parlak, ay kadar göz alıcı” anlamına gelmektedir. Doğum tarihi kes...
Yazar: Bengisu HAYAT
Beşinci Osmanlı padişahı Çelebi Mehmed’in yedi kızından biridir. Annesi, Kumru Hatun’dur. 1407’de Amasya veya Merzifon’da doğdu. Çocukluk yılları, Osmanlı’nın en buhranlı dönemi olan Fetret Devri’ne r...
Yazar: Bengisu HAYAT
Sultan Abdülmecid’in Gülcemal Kadın’dan olan ilk kızıdır. V. Mehmed Reşad ile Refia Sultan’ın da öz kardeşidir. 1 Ekim 1840’ta, Beşiktaş Sarayı’nda doğmuştur. İlk kız olması ve kendisinden önce dünyay...
Yazar: Bengisu HAYAT
Biz, çocukluğumuzda hiçbir şeyi bayramlık istediğimiz kadar istemezdik. Çünkü bizim çocukluğumuzda maddî sıkıntılar vardı. Bayramlığı, bayram şekerini ve de harçlığı sadece bayramdan bayrama görürdük....
Yazar: M. Emin KARABACAK