Külüne Muhtaç Olduğumuz Kapı
Sevgili arkadaşlar, sizlerle kültürümüzde ve inancımızda çok özel yeri olan komşuluk hakkı ve komşularımız ile ilgili hasbihal etmek istiyorum.
Komşu nedir bilir misiniz?
Komşu, bir fincan kahvedir, bir avuç tuzdur.
Bizde kalmamış sizde varsa verir misiniz, dediğimiz dosttur.
Komşu, sırrını paylaşandır, iyiliğin için çalışandır.
Komşu, sevincinle sevinen, hüznünle ağlayandır. Yaralarını sarandır.
Komşu, ilaçtır, doktordur.
Kısaca komşu, külüne muhtaç olduğumuz kapıdır.
Sevgili Peygamberimiz, komşuluk hakkında bizleri o kadar çok uyarmıştır ki...
Bir gün Peygamberimiz, "Cebrail bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki, az daha komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım." buyurmuştur.
Yine bir hadisi şeriflerinde, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” buyurmuştur.
Kültürümüzde çok özel bir yeri olan komşuluk ile ilgili atalarımız da bizler için birçok sözler ve nasihatler söylemişlerdir. Bu bağlamda en başta gelen "Ev alma komşu al." atasözüdür.
'Komşu komşu, huuhuu...' diye başlayıp devam eden oyunlarımız ve derlemelerimiz kültürel zenginliklerimizdir.
Komşularımız, zor zamanlarımızda yardım istediğimiz, sevinçli anlarımızda mutluluğumuzu paylaştığımız insanlardır. İyi komşuluk ilişkileri mutluluk ve sevincin paylaşılmasında, sıkıntı ve kederin göğüslenmesinde ayrı bir öneme sahiptir.
Sevgili arkadaşlar, işte tam burada sizlerle bir hatıramı paylaşmak istiyorum.
Yarıyıl tatilindeydik. Annemle babam şehrin uzak mahallelerinden birinde oturan bir yakınımıza ziyarete gitmişlerdi.
Ailenin maddî durumu iyi olmadığı için hazırladıkları gıda yardımını teslim edip geleceklerdi.
Biz de kardeşimle evimizin bahçesinde oynuyorduk. Topumuz ağaca kaçmıştı. Topu almak için ağaca çıkmak isteyen kardeşim ayağının kayması sonucu yere düşmüştü.
Acılar içinde yerde yatan kardeşimin feryadını komşumuz Süleyman Amca duymuş ve ambulans çağırdıktan sonra koşarak yanımıza gelmişti.
Kendisi de bir sağlık personeli olan Süleyman Amca ilk müdahaleyi yapıp kardeşimi gelen ambulansla doğruca hastaneye götürmüşlerdi. Babamla annem olayı duyup hastaneye geldiklerinde komşumuz Süleyman Amca’nın gösterdiği bu fedakârlık ve hassasiyetinden dolayı çok duygulanmışlardı. Ona nasıl teşekkür edeceklerini bilmiyorlardı. Böyle güzel komşularımız olduğu için şükrediyorlardı.
Bu üzücü olay bana “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.” ve “Ev alma komşu al.” atasözlerimizin ne kadar doğru söylenmiş sözler olduğunu hiç unutulmayacak şekilde göstermişti.
Dinimizle ve kültürümüzle ne kadar gurur duysak azdır. Bu değerlerimiz bizlere en doğru yolu gösterecek ve rehberlik edecektir. Bu millî ve manevî değerlerimizi gelecek nesillere ulaştırmak da bizim üzerimize bir görevdir.
Bu vesileyle Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Kalın sağlıcakla...
Esra Elif ŞAHİN
YazarKitabın adı: Çılgın Dedemin Zaman Makinesi İstanbul’da: İstanbul’da RamazanYazar: Sara Gürbüz ÖzerenYayınevi: Damla YayıneviYayın yeri ve yılı: İstanbul/2017Sayfa sayısı: 96Yaş aralığı: 8+İşlenen konu...
Yazar: Sait ÖZER
Bir ekmeği, bir tas aşıBöldüğünde bayram olur.Garip gözden akan yaşıSildiğinde bayram olur.Düşüp nasibin izine,Dalıp şükür denizine,Kanaati bir hazineBildiğinde bayram olur.Giyin takva libasını,Gözet ...
Şâir: Ahmet Sami BENLİ
Bir elin nesi var, iki elin sesi var demiş atalarımız. Bir elimizle yapabileceğimiz şeyler sınırlı iken iki elimizle birçok şeyi başarabiliriz. Yalnızken başaramadığımız birçok faaliyeti de birl...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Ramazan...Büyüklerimizin “Nerde o eski Ramazanlar?” diyerek nemli gözler vetitreyen sesleriyle özlemini duyduğu Ramazanlar...Biz çocukların ise birçok heyecanı beraber yaşadığımız huzur ve rahmet ikli...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN