Ben Sordum, Ninem Anlattı
Pencere önünde oturmuş bulmaca çözüyordum. Torunum Şenay’ın sesi ile başımı kaldırdım.
“Nineciğim bir ödevim var. Öğretmenimiz, büyüklerimizle eski mahalleler, komşuluk ilişkileri, sokak oyunları konusunda konuşmamızı istedi. Benimle bir söyleşi yapabilir misiniz?” derken sıcacık gülümsüyordu.
“Tabii yapalım Şenaycığım. Soruların hazır mı?”
“Hazır hazır. İlk sorum geliyor. Nasıl bir evde büyüdünüz nineciğim?
“Bahçe içinde iki katlı bir evdi. Üst katta babaannem ve halamlar otururdu. Alt katta da biz. Kocaman bir aileydik.
“Bahçeniz büyük müydü? Ağaçlar var mıydı? Bahçede oynar mıydınız?”
“Birbirinden güzel, değişik, rengârenk çiçekler süslerdi bahçemizi. Meyve ağaçları vardı. Annem ve babam maydanoz, sarımsak, soğan ekerlerdi. Dalından meyve koparıp yemek çok güzeldir. Arkadaşlarımla bir araya geldiğimizde evcilik, top, kovalamaca, saklambaç, körebe, seksek, dalya ve daha pek çok oyun oynardık. Siz bilgisayarda oyunlar oynuyorsunuz. İnan bana sokak oyunları daha zevkli.”
“Ne güzel anlatıyorsunuz nineciğim, imrendim size. Biz, apartmanlara sıkışıp kaldık. Okuldan sonra kursa, etüde gidiyoruz. Bir binadan çıkıp diğerine hapsoluyoruz.”
“Çok haklısın Şenaycığım. Bizim zamanımızda her mahallede boş bir arsa olurdu. Çocuklar orada toplanır, oyunlar oynarlardı.”
“Bana da öğretir misiniz bu oyunları, arkadaşlarımla oynayayım.”
“Tabii öğretirim Şenaycığım, sen yeter ki iste.”
“Peki, komşuluk ilişkileriniz nasıldı?”
“Akşamüzerleri çaylar demlenir, börekler, kekler yapılır, komşularla balkonlarda ya da bahçedeki çardak altında toplanılır, sohbet edilir, eğlenceli zamanlar geçirilirdi. Birbirimizin evine teklifsizce giderdik. Günün hangi saati gidersek gidelim buyur edilirdik, ağırlanırdık. Birimizin yardıma ihtiyacı olduğunda hepimiz destek olurduk.” derken o eski günlere gittim adeta.
“Nineciğim.” diye seslenince Şenay “Var mı başka sorun güzel torunum?” diye sordum.
“O kadar güzel anlatıyorsunuz ki nineciğim. Siz anlatın ben yazayım.”
“Benim çocukluğumda her evde telefon, televizyon yoktu. Komşumuzun bir yakını arardı, telefona çağırmamızı isterdi. Koşup çağırırdık komşumuzu. Beş dakika sonra tekrar arardı, konuşurlardı. Sonra… Bazı akşamlar komşularımız bize gelirdi televizyon seyretmek için. Birlikte seyrederdik dizi filmi. Bu sırada da çaylar içilir, yemişler yenirdi.”
“Ne kadar güzel! Bayramlarda neler yapardınız nineciğim?
“Kardeşimle beraber komşularımızı ziyaret ederdik. Ellerini öperdik. Hayır dualarını alırdık.”
“Sorularım bitti nineciğim. Teşekkür ederim. Bence güzel bir söyleşi oldu.”
“İyi bir not almanı dilerim. Sayende anılarım canlandı, o güzelim günleri hatırladım, mutlu oldum. Ben de sana teşekkür ederim Şenaycığım.
Sibel UNUR ÖZDEMİR
YazarBahar geldi.Etraf yemyeşil oldu. Ağaçlar yemyeşil elbiseler gidi.Sanki çimenler yeşil halıdır. Bu yeşil halıyı çiçekler o kadar güzel nakışlıyor ki…Çocuklar çimenler üzerinde yuvarlanmaktan nasıl...
Yazar: Mustafa AKGÜN
Sevgili arkadaşlar, sizlerle kültürümüzde ve inancımızda çok özel yeri olan komşuluk hakkı ve komşularımız ile ilgili hasbihal etmek istiyorum.Komşu nedir bilir misiniz?Komşu, bir fincan kahvedir, bir...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Sevgili çocuklar;Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:“Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılır günlerde farz kılındı....
Yazar: Sırrı ER
Bir zamanlar Kudüs'ün tarihî taş döşeli sokaklarında yaşayan Selim ile Kerim adında iki kardeş vardı. Babaları Türkiye’de doğup büyümüş, bilgisayar mühendisi olarak eğitim almış, anneleri ise Filistin...
Yazar: Erbay KÜCET