Editör: Ramazan ve Dinî Hayatımız
Dinî hayatımızda önemli bir yer tutan ramazan; rahmet kapılarının sonuna kadar açık olduğu, yardımlaşma ve dayanışmanın arttığı, sevgi, saygı, sabır ve kardeşliğin daha da güçlendiği, birlik ve beraberliğin arttığı bir aydır.
Ramazan ayı, İslâm dininde büyük bir öneme ve diğer aylar arasında ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Bu ayın özel ve seçkin olmasının en büyük sebeplerinden biri, Kur'ân'ın bu ayda indirilmeye başlanması ve Kadir Gecesi'nin bu ay içinde yer almasıdır. Ayrıca oruç ibadeti, İslâm'ın beş şartından biridir ve bu ayda özel bir ibadet olarak yerine getirilir. Bu yüzden ramazan ayı, Müslümanlar için kutsal bir zaman dilimidir ve "on bir ayın sultanı" olarak adlandırılmıştır.
Ramazan ayı, fazilet bakımından pek çok güzelliklerin ihsan edildiği mübarek bir zamandır. Allahu Teâlâ, Bakara Suresi 185. ayeti kerimede şöyle buyurur: "Ramazan ayı; insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delili olarak kendisinde Kur'an indirilen aydır."
Oruç tutmak, belirlenmiş bir zaman diliminde yeme içmeden uzak durarak ve nefsanî arzulara karşı koyarak sabır, sebat, metanet ve kanaat gibi ahlâkî erdemleri geliştirir. Aç kalmak, Allah'ın verdiği nimetlerin kıymetini anlamaya ve şükretmeye vesile olur. Bu nedenle, oruç tutan kişi, yoksulların durumunu düşünerek onlara merhamet ve şefkatle yaklaşma fırsatı bulur.
Allah Rasûlü (s.a.v.), ramazan orucunun sabır ayı olduğunu ve tutulan orucun kalpte bulunan tüm kötülükleri giderdiğini ifade ederek orucun insanı kötülüklerden uzaklaştırıcı bir özelliğe sahip olduğunu belirtmiştir. Ramazan ayı, oruçla birlikte nefislerin terbiye edildiği, zekât, sadaka ve iftarlarla yoksulların doyurulup gözetildiği, Kur'an okuma, mukabele takip etme, teravih namazı kılma, zikir, dua ve niyazlarla sevap ve mükâfatın arttığı, af ve mağfiretin bolca ihsan edildiği bir feyiz, rahmet ve bereket ayıdır.
Hz. Peygamber (s.a.v.), ramazan ayının bütün günahlara kefaret olduğuna ve mağfiret ayı olduğuna işaret ederek bu mübarek aydan en üst düzeyde istifade edilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.), ramazanın gelmesini dualarla dilediği gibi, sahabilerini de bu heyecana ortak etmiş, onlarla sohbetler etmiş ve kalplerini, zihinlerini bu güzel aya hazırlamıştır.
Ramazan, her anın değerinin kat kat arttığı bir rahmet, mağfiret ve sabır ayıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.), bu ayı daha hayırlı bir şekilde geçirmeleri için insanlara bir hutbe vermiş ve onları ibadetler konusunda bilinçlendirerek ramazan ayına hazırlık yapmalarını sağlamıştır.
Oruç ve teravih namazları ile değerlendirilmesini istediği bu ayın içinde bulunan Kadir Gecesi'ne de dikkat çekmiş ve bu ayda yapılan her türlü ibadetin diğer aylara nazaran daha kıymetli olduğunu ve günahların affına fırsat olduğunu müjdelemiştir.
Ramazan ayının insanî duyguları daha da ortaya çıkaran bir zaman dilimi olduğunu vurgulamıştır. Allah Rasûlü (s.a.v.), oruçlu kişiyi iftar ettirmenin sevabından bahsederken hiçbir şeyi olmayan kişinin dahi bir bardak su ile iftar ettirerek bu sevaptan faydalanabileceğini ifade etmiştir.
Sonuç olarak, bu ayın cehennemden kurtulmaya vesile olduğu ve bunun yolunun Allah'ı tesbih ile meşgul olmak, iftar ettirmek ve ibadet etmekten geçtiği öğretilmiştir. Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun.
Editör
YazarEl-Âhir: Sonu OlmayanYüce Allah'ın en güzel isimlerinden olan el-Âhir, el-Evvel'in mukabili olup, varlığı nihâyetsiz olan, sonu olmayan anlamına gelir.Bütün varlıkları yaratmada öncelik Yüce Allah'a a...
Yazar: Editör
Eski çağlardan bu yana kullanılan chia/çiya tohumu içerdiği yüksek lif ve Omega-3 yağ asidi ile enerji ve güç sağlayarak sağlıklı beslenmeyi destekliyor. Antioksidan özellikleri sayesinde kanser ve in...
Yazar: Nesibe AYDIN
Babalık ne zaman başlar, diye bir soru sorsam cevabınız ne olur? Kanımca, birçoğunuz çocuk doğduktan sonra babalık da başlar, der. Bu bakış açısı, günümüz için geçerli değildir. Babalık, evlenme karar...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
“Münîr: Nurlandıran, aydınlatan” (s.a.v)Sevgili peygamberimizin mübarek isimlerinden bir ide “Münîr: Nurlandıran, aydınlatan” idi. Allahü Teâlâ, her şeyden evvel, yâni hiçbir şeyi yaratmadan önce, ken...
Yazar: Editör