Editör: Kültürel Değerlerimiz Geleneklerimiz
Kültür, bir milletin kimliğini oluşturan ve taşıyan temel bir ögedir. Millet, sadece bugünkü bireylerden ibaret olmayan tarihî ve sosyolojik bir kategoridir. Millet, kültür aracılığıyla geçmişi, bugünü ve geleceği birbirine bağlar. Maddî ve manevî kültürün, geleneğin aktarımı, milletin temel işlevlerinden biridir.
Bu aktarımı başaramayan bir topluluk, millet olma niteliğini kazanamaz. Kültür, geçmişten bugüne sürekli bir akış ve gelişim içerisindedir. Kültür, bir kavram olmanın ötesinde, hayatın içinde somut bir olgudur. Kültür, müzede sergilenen bir "değer" değildir; bir kez üretilmiş ve aynı biçimde tekrar edilen olgulara indirgenemez.
Kültürün gücü, canlılığı ve gündelik hayattaki etkisiyle ilişkilidir. Güçlü kültür, sürekli değişime adapte olabilen bir kültürdür. Hayatın değişimine ayak uyduramayan kültür unsurları, zaman içinde, yaşama şansını kaybeder.
Türk kültürü, geniş bir coğrafyada üretilmiş ve uzun bir tarih boyunca şekillenmiş bir hazine gibidir. Bu kültür, Sibirya’dan Balkanlar’a, Yemen’den Hindistan’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada üretilmiş ve milletin hafızasında yaşamaktadır.
Halk kültürü, kadim medeniyetin mirasıdır ve milletin geçmişini geleceğe bağlayan güçlü bir bağdır. Türk kültürü, dünyada benzeri bulunmayan bir zenginlik, çeşitlilik ve renk skalasına sahiptir. Bu nedenle, millî kültürümüzün bilimsel yöntemlere bağlı olarak araştırılması büyük bir önem taşır.
Toplumlar, temel değerlerden, geleneklerden ve örf-âdetlerden güç alır. Bu değerlerin ve kültürün nesillere aktarıldığı en önemli sosyal kurum ise ailedir. Güçlü bir aileye sahip toplumlar, karşılaştıkları zorlukları aşmakta daha başarılı olurlar. Türk toplumu, sahip olduğu köklü gelenek ve değerler sayesinde, geçmiş iki yüzyılda karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmiştir.
Türk aile yapısında, baba ailenin reisi olarak görülür ve anne ile eşit haklara sahiptir. Baba, aile düzenini korur ve aileyi temsil ederken, anne ailenin sorunlarıyla ilgilenir, anlaşmazlıkları çözer ve ailenin birliğini sağlar. Bu nedenle, anne ve baba arasında karşılıklı anlaşma ve sorumluluk paylaşımı önemlidir. Aile içindeki anlaşmazlıklar, çocukları veya büyük aileyi karıştırmadan çözülmelidir.
Aile içinde saygının ne anlama geldiğini anlamak için bazı örnekleri inceleyelim:
Büyükler geldiğinde ayağa kalkmak ve onlara yer vermek.
İsteklerini anlayışla karşılamak ve imkân dâhilinde yerine getirmek.
Büyükler konuşurken sözlerini kesmemek.
Küçükler konuşurken bir büyük gibi davranmak.
Ses tonunu yükseltmeden konuşmak.
Karşılıklı saygılı bir dil kullanmak.
Verilen hediyelere teşekkür etmek ve onları kullanmak.
Gerektiğinde akıl danışmak.
Aileyi ilgilendiren kararları aile bireyleriyle paylaşmak.
Saygısız ifadelerden kaçınmak ve argo kullanmamak.
Toplumsal adabı gözetmek, kapılardan önce büyükleri geçirmek ve merdivenlerde kadınlardan önce çıkmak.
Habersiz misafir getirmemek ve misafirken saygılı davranmak.
Bu sayede, aile içindeki iletişim ve saygı, toplumda daha sağlıklı bir yaşam için temel oluşturacaktır.
Editör
YazarEl-Vâlî: Bütün Bir Varlığı Düzenleyen ve YönetenEl-Vâlî, bir sıfat olarak, "bir yerin yönetim ve tasarrufunu elinde bulunduran, canlı ve cansız bütün bir varlık âlemini düzenleyen ve yöneten" anlamlar...
Yazar: Editör
Mahremiyet, "haram" kelimesinden türemiş olup, yasaklılık durumunu ifade eder. İffet ise bu mahremiyetin korunmasıyla ilgilidir ve hem kadın hem de erkek için eşit sorumluluk taşır. Nur Suresi'nde, mü...
Yazar: Editör
“Münîr: Nurlandıran, aydınlatan” (s.a.v)Sevgili peygamberimizin mübarek isimlerinden bir ide “Münîr: Nurlandıran, aydınlatan” idi. Allahü Teâlâ, her şeyden evvel, yâni hiçbir şeyi yaratmadan önce, ken...
Yazar: Editör
Gelenek ve görenekler; toplumda asırlardır yapılagelen, toplumun çoğunluğu tarafından benimsendiği için kuşaktan kuşağa aktarılan, bireyleri psikolojik olarak uymaya zorlayan, uymayanı ayıplayan kültü...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL