Sahabe Albümü: Berâ Bin Mâlik
Enes bin Mâlik’in (r.a.) kardeşi olan Berâ bin Mâlik (r.a.), Rasûlullah’ın himayesinde yetişmiş bir sahabedir. Berâ bin Mâlik, savaşta düşman saldırılarını püskürten bir İslâm kahramanıdır. Onun şecaat ve cesaret istidadını gören Rasûlullah Efendimiz, o sahada daha fazla gelişmesini temin etmiştir. Bütün savaşlara, Rasûlullah ile beraber katılmıştır.
Hz. Ömer (r.a.) onun cesaret ve gözü pekliğini bildiği hâlde, ordu kumandanlığına getirilmemesini tembih etmiştir. Gerçekten Berâ, “yalancı peygamber” hadisesinde bilhassa Yemâme’de Müseylime’yle çarpışırken onun ordusunu çok sıkıştırır. Müseylime ve askeri, bir kaleye sığınır. Berâ bin Mâlik, tek başına kalenin duvarlarından atlayarak içeri girer. Müseylime’nin askerleriyle çarpışır ve kale kapısını içeriden açmayı başarır ve içeri giren İslâm ordusu, Müseylime’yi mağlup ederek öldürür.
Bu coşkun iman duygusundan aldığı hız ve ilhamla, cesaret ve şecaatle savaşa katılan Berâ bin Mâlik’in bu harpte 80 küsur yara aldığı rivayet edilmektedir. Yaralarının tedavisiyle bir ay müddetle, bizzat Halid bin Velid ilgilenmiştir. Hz. Berâ, sürekli Allah’a yalvarır, şöyle dua ederdi:
“Yâ Rabbi, ölüm beni yatağımda yakalamasın. Allah’tan ümit ederim ki beni yatağımda ölüme teslim etmesin.”
Sesi çok güzel olduğu ve zaman zaman şiirler söylediği için kardeşi Enes’in, “Ne zamana kadar böyle devam edeceksin?” deyişine çok kızar, “Sen benim yatakta öleceğimi mi sanıyorsun?!” diye çıkışırdı. Şehadetin derin ve coşkun manası ruhuna öyle karışmıştır ki yatakta ölmeyi kendisi için büyük bir musibet saymaktadır.
Berâ’nın ruhu kahramanlığının kuvvetli sevkiyle şehadet arayıp rahat ölümü kabul etmediği için, Allah ona o yüce mertebeyi nasip etti. Tuster’in fethine katıldı. Tuster Harbi’nde üstün kahramanlıklar gösterdi. Savaş başlangıçta Müslümanların mağlubiyetiyle sonuçlanacak gibiydi.
Mücahitler zor durumdaydılar. Sahabiler birbirleriyle istişare ediyorlardı. Bu arada da gözler Berâ’ya yöneliyordu. Çünkü o Rasûlullah’ın senasına mazhardı; “Birçok dağınık ve tozlu saçlı kimseler vardır ki Allah adına yemin ettiği zaman Allah onu yalancı çıkarmaz. İşte, Berâ bin Mâlik de bu kimselerdendir.” buyuran Rasûl-i Ekrem, Berâ’nın yüksek faziletini beyan etmişlerdi. Bunu iyi bilen sahabiler, Peygamber iltifatına mazhariyetin ispatını istiyor gibiydiler.
Bu sırada Hz. Berâ bin Mâlik, şehitlik makamını görüyor gibiydi. Ve Berâ, sahabilerle birlikte hücuma geçti. Bir fırsatını bulup düşman kumandanını öldürdü ve düşman bozguna uğradı. Tuster fethedilmişti.
Rasûlullah’a kavuşma aşkıyla yaşayan Hz. Berâ bin Mâlik, 100 kişiyi öldürdükten sonra “Hürmüzan” isimli bir İranlının kılıcıyla şehadet şerbetini içti. Cenâb-ı Hak, şehitlik mertebesiyle onu şereflendirmiş, mükâfatını vermişti.
N.Nida DURAN
YazarKimsesiz, fakir, Yemenli bir aileye mensuptu. Yâsir ailesinin genç evladı Hz. Ammar’ın gönlü, İslamiyet’le çarpıyordu. Mutlaka gidip Rasûlullah’ı görmeli, İslamiyet’i ondan öğrenmeliydi. Peygamberimiz...
Yazar: N.Nida DURAN
Cömertliğiyle meşhur Hâtem-i Tâî’nin vefatından sonra, Tayy Kabilesinin başına gelen zatın oğlu olan Adiyy, Hıristiyan idi. Kendi dinine sıkı sıkıya bağlıydı. Peygamberimiz (s.a.v.)’in İslâm davasını ...
Yazar: N.Nida DURAN
Peygamberimiz, halkı imana davet ediyordu. Bu davete Beşir bin Hasâsiyye (r.a.) de muhatap olmuş ve tereddüt göstermeden bu daveti kabul etmişti. Müslüman olmadan önceki ismi, “korkutucu” manasında “N...
Yazar: N.Nida DURAN
Hazreti Âsım (r.a.), Müslüman olduktan sonra hiçbir müşrike dokunmamaya ve müşriklerden hiçbirini de kendine dokundurmamaya karar vermişti. Bu kararında sabit olması için de devamlı olarak Cenâb-ı Hak...
Yazar: N.Nida DURAN