Ey Veliyy-i Ni'metim
“Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar.” dizesinin sahibi büyük üstat Necip Fazıl Kısakürek on iki yaşında şiir yazmaya başlamış, annesinin dileği üzerine şair olmuştur. Herkes tarafından çokça sevilen eseri Çile’nin en başında annesinin bir hastane odasında oğlunu şair olarak görmek istediğini söylemesi üzerine Necip Fazıl Kısakürek şair olmaya karar vermiştir. Kısakürek bu durumu şöyle izah etmektedir:
“Annemin dileği bana, içimde besleyip de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey gibi göründü. Varlık hikmetinin ta kendisi…”
Bir anne, bir baba evladını henüz kendisi bile kendini tanımazken doğru yönlendirebiliyor. Şairin ustalığı kendisinden değil, annesinden geliyor. Böyle bir yönlendirme olmasaydı belki, kim bilir, dillerden düşmeyen Sakarya Türküsü de olmayacaktı.
Ailenin fikirleri ve görüşleri evlat için ciddi ölçüde önemlidir. Yukarıda verdiğimiz örnekteki gibi, bazen evlatların göremediğini anne baba görebilir ve bu takdirde doğruyu işaret edebilir. Aile, her şeyin önünde gelir. Bu düşünce ile zihnimizde kusursuz ve sorunsuz bir yapıda sadece sevgi ve huzur barındırılmış bir aile canlandırmak yanlış olacaktır.
Kusursuz aile olur mu ki zaten? Her aile, kendi içindeki çok-sesliliğin getirdiği uyumsuzluk sayesinde güzel ve özel değil midir? Aileler, öznel olarak, kendi fertleriyle biricik ve eşsizdir.
Türk Dil Kurumuna göre Aile sözcüğü; Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik; ev, familya anlamlarına gelmektedir. Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapıdır.
Aile sözcüğü kökeni bakımından Arapça bir kelimedir. Kullanımı daha öncesinde sözlü olarak veya günlük hayatta yaygın olsa da yazılı olarak tarihte en eski kaynaklara baktığımızda, Osmanlı Türkçesinde kaleme alınan sözlüklerde aile kelimesi ilk olarak Lehce-i Osmânî’de geçmektedir. İyal’in bazen aile manasına kullanıldığı yazılmaktadır. Ondan önceki lügatlerde yer almamakta, aile yerine ‘iyâl’ veya ‘ehl u ‘iyâl’ kelimesi kullanılmaktadır.
Es Seyyid Osman Hulûsi Efendi, muhterem babası için;
“Ey veliyy-i ni'metim, cânım baba” derken muhterem annesi içinse;
“Ey derd ü mihnete yâr olan anam” diyerek onları özlemle anmıştır.
Bir insanın kendini en güvende bildiği yerdir baba ocağı. Huzuru yüreğinin derinliklerine kadar hissettirendir ana kucağı. Gözümüzü ilk açtığımız ev, yuva, aile… Allah (c.c.) bizi yarattıktan sonra, emanet diye ailemize teslim etmiştir. İlk adımlarımızı attığımız, en çok güldüğümüz veya ağladığımız…
Bir çatısı, bir kapısı olup en soğuk gecelerde bile o bulunmaz sıcaklığı veren yerdir yuvamız. Kardeşin omzunda demlenip solunda dinlendiğimiz, annenin her bir soluğunda, babanın nasihatinde yeşerdiğimiz, belki bir bakışla neşelendiğimiz veya kederlendiğimiz, yerinin doldurulması mümkün olmayan, varsa neşesi yoksa acısı geçmez bir yerdir aile bucağı.
Hangi annenin dokunduğu yerden şifa yeşermez? Hangi babanın gölgesi yetmez evladının sırtını sıvazlamaya? Hangi kardeş hem arkadaş hem yoldaş değildir? Hanemizden yükselen şen kahkahalar, işitilen en güzel seslerden biridir. Bunlara sahip insanın ne çok sebebi vardır şükretmeye.
Fakat sahip olmayanı ise ne çok sevmiştir Allah. Belli ki ne çok imtihanı ve mükâfatı vardır. Bir yetim, bir öksüz okursa bu yazımı, gözleri denk düşerse satırlarıma söylemek isterim ki Peygamberimiz (s.a.v.) de yetim ve öksüzdü. Ama Rabb’imin en sevgili kulu da oydu. Allah, hanenize hep şenlik versin. Kalbiniz güzelliklere denk gelsin.
Yazımı buruk kalmış yetim ve öksüz kalpler için şu beyitle sonlandırmak istiyorum:
Bir gün yine Mevlâ kavuşdurursa
Cân ola vaslına kurbânım baba
H. İklil ABBASOĞLU
YazarÇocuklarıyla iletişim problemi yaşamayan anne baba yok gibidir. Genel anlamda iletişim problemlerinin başında, anne babaların çocukları kendi yetiştikleri çağa göre yetiştirmek istemeleri gelmektedir....
Yazar: M. Emin KARABACAK
Komşuluk, insan ilişkilerinin en önemli parçalarından biridir. Komşular insanın ailesinden sonra sosyal hayatı en fazla paylaştığı kişilerdir. Hâl böyleyken insan komşusuna gerçek manada kıymet verip ...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU
Bir yanda kıyım, kıyıcılık, eziyet, acımasızlık, işkence, vahşet, soykırım, merhametsizlik, insanî değerleri yitirmişlik... Diğer yanda ise kan, gözyaşı, teslimiyet, dua ve yalnızca acı… Bunlar litera...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU
Leke tedavisi, yüz veya vücudun herhangi bir bölgesinde oluşan lekelerin giderilmesi için yapılan tıbbi bir tedavidir. Doğuştan, sonradan veya herhangi bir dönemde ortaya çıkan lekeler için bu tedavi ...
Yazar: Nesibe AYDIN