Kadın Savaşçı
Köyde, erkeklerin bile kalmadığı zor ve kara günler yaşanıyordu.
Bir gün Balıkesir’in İvrindi Köyü’ne bir grup subay ve asker, cepheye yine asker toplamaya gelmişti.
Köylüleri, muhtar kanalıyla meydana topladılar. Gelenler, genellikle yaşlılar ve çocuklardı. Eli silah tutan herkes zaten cephedeydi. Yaşı 18’den büyük olan hiçbir erkek kalmamıştı köyde.
Çavuş, kimseye;
- Gönüllü müsün, diye sormuyordu.
Toplananların boyuna posuna bakarak, tek tek seçiyor;
- Sen çık, sen çık! Haydi, ailenle vedalaş, yürü cepheye, diyordu.
Gençler arasından gözüne kestirdiği 20 kişiyi seçti. Şimdi sıra onlardaydı; cephenin yeni askerlere ihtiyacı vardı.
Muhtar, çavuşa söz vermişti; 20 genci getirip askerlik şubesine teslim edecekti.
Sabah olunca, köyün camisinden salâ okunmaya başladı. Beklenmedik bir gelişme yaşanmış ve seçilen delikanlılardan birisi vefat etmişti. Tam da cepheye gitmeden bir gün önce...
Köylüler bu acı habere, hem çok şaşırmış hem de çok üzülmüşlerdi. Buna en çok üzülenlerden biri de muhtardı. Çavuşa söz vermişti. Şimdi ise bir asker eksikti. Hemen bir çare bulmalıydı. Köyde başka genç de kalmamıştı.
Birden aklına kız kardeşi geldi. Durumu kardeşine açtı; o da seve seve kabul etti. Kızın alelacele saçları kesildi. Bir de erkek kıyafeti giydirildi. Zaten seçilen diğer gençlerin de henüz sakalı ve bıyığı çıkmamıştı. Bu yüzden onun kız olduğunu kimse fark edemezdi.
Hareket saati geldiğinde muhtar ve köylüler, diğer gönüllü askerlerle birlikte erkek kılığındaki kızı da cepheye uğurlarlar.
İsmini bilmediğimiz kahraman kız, Çanakkale’de kardeşinin yerine askerlik yapar. Savaş bitinceye kadar diğer askerler gibi o da düşmana karşı kahramanca çarpışır.
Savaş boyunca kız olduğunu kimse bilemez. Sadece kendi birliğindeki yakın akrabaları ve köylüleri onun gizli kimliğinden haberdardı.
Sırrı, Çanakkale Savaşı bitinceye kadar saklanır. Hatta cephe kapandıktan sonra Filistin’deki Gazze Cephesine görevlendirildiğinde bile sırrını belli etmez. Kız olduğunu yine hiçbir subay ve asker fark edemez.
İsmi meçhul kadın savaşçımız katıldığı ikinci cephede, Gazze’de şehit düşer. İsmi, Gazze’de yatan diğer şehitler gibi “Mehmetçik” olarak yazılır.
Adı ve kahramanlık hikâyesi, yıllarca köyünde ve Balıkesir’de efsaneleşir, nesilden nesile anlatılır.
İsmail ÇOLAK
YazarTıp tarihine dâir kaynaklarda X Işınlarını, ilk defa 8 Kasım 1895’de Alman fizikçi Wilhelm Conrad Röntgen’in (1845-1923) keşfettiği kaydedilmektedir. Daha sonraları bu ışınlar, “Röntgen Işınları” olar...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Anne, baba ve çocuklardan kurulan en küçük topluluktur aile. Ailelerimizi oluşturan bireyler hayatımız boyunca bize en yakın olan, en çok destek veren, bizi her hâlimizle kabullenip seven kişilerdir. ...
Yazar: Erdal KARASU
1909 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası bir subaydı; hem Osmanlı Ordusu’nda hem de TBMM’nin kurduğu Düzenli Ordu’da önemli görevlerde bulundu, birçok savaşa katıldı.Nezahat, çocukluk çağını hiç...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Ahmet Şükrü (Oğuz) 1881 yılında İstanbul’un Yenibahçe Semtinde dünyaya gelmiştir. Doğduğu semtten dolayı daha çok “Yenibahçeli Şükrü” nâmıyla anılmış ve tarihe geçmiştir. Çerkez kökenli olup aile...
Yazar: İsmail ÇOLAK