Peygamber Ahlâkı İle Ahlâklanmak
Yüce Allah Kalem Sûresi 4. âyette şöyle buyurmaktadır:
“Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.”
Yüce Allah, peygamberleri insanlara örnek olarak gönderdiği gibi son peygamber Hz. Muhammed’i de en güzel örnek model olarak göndermiştir.[1] Zira Kur'ân-ı Kerîm’de peygamberlerin güzel ahlâk sahibi oldukları çeşitli âyetlerde ifade edilmektedir. Meselâ;
Hz. Nûh (a.s.), إِنَّهُ كَانَ عَبْدًا شَكُورًا “O, çok şükreden bir kul idi.”[2]
Hz. İbrahim (a.s.), إِنَّهُ كَانَ صِدِّيقًا نَبِيًّا “O, özü-sözü doğru bir peygamberdi.”[3]
Hz. İsmail (a.s.), إِنَّهُ كَانَ صَادِقَ الْوَعْدِ وَكَانَ رَسُولًا نَبِيًّا “O, sözüne sâdıktı, resûl ve nebî idi.”[4]
Hz. Musâ (a.s.), إِنَّهُ كَانَ مُخْلَصًا وَكَانَ رَسُولًا نَبِيًّا “O, ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebî idi”[5]
Hz. Eyyûb (a.s.), إِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِرًا نِعْمَ الْعَبْدُ إِنَّهُ أَوَّابٌ “Onu sabırlı (bir kul) olarak bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah'a yönelirdi.”[6]
Hz. Muhammed (s.a.v.), âyette “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.”[7] şeklinde vasıflanmaktadır. İşte bu âyette Yüce Allah, Hz. Muhammed’in (s.a.v.), “en güzel ahlâk üzere” olduğunu beyan etmektedir. Gerçekten o insanlık tarihi boyunca en güzel ahlâka sahip tek beşerdi. Nitekim kendisi de, “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”[8] buyurmak suretiyle mekârim-i ahlâkı tamamlamak için gönderildiğini ifade etmiştir.
Hz. Peygamber, önce Yüce Allah’a karşı güzel ahlâk sahibiydi. Allah’a karşı güzel ahlâk nasıl olur? Allah’a karşı güzel ahlâk şu üç şekilde olmalıdır: 1. Tasdîk, 2. Tatbîk, 3. Rızâ.
Bir Müslümanın Allah’a karşı güzel ahlâk sahibi olması gerektiği gibi, yaratılan bütün varlıklara karşı da güzel ahlâk sahibi olmalıdır. Nitekim Allah dostlarından Yunus Emre “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü”[10] demek suretiyle bunu dile getirmiştir.
Yaratılan denilince yer ve gök arasında bulunan canlı cansız bütün varlıkları kapsamaktadır. Dolayısıyla Müslüman, Allah’ın yarattığı canlı cansız bütün varlıkları sevmeli ve onlara karşı güzel ahlâk sahibi olarak güzel davranmalıdır. Tabii ki Allah’ın yarattığı varlıklar içerisinde önce insanlara karşı güzel ahlâk sahibi olmak gerekir. İnsanlara karşı güzel ahlâk ise şu üç şekilde olmalıdır:
مَن نَفَّسَ عن مُؤْمِنٍ كُرْبَةً مِن كُرَبِ الدُّنْيَا، نَفَّسَ اللَّهُ عنْه كُرْبَةً مِن كُرَبِ يَومِ القِيَامَةِ، وَمَن يَسَّرَ علَى مُعْسِرٍ، يَسَّرَ اللَّهُ عليه في الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ، وَمَن سَتَرَ مُسْلِمًا، سَتَرَهُ اللَّهُ في الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ، وَاللَّهُ في عَوْنِ العَبْدِ ما كانَ العَبْدُ في عَوْنِ أَخِيهِ، وَمَن سَلَكَ طَرِيقًا يَلْتَمِسُ فيه عِلْمًا، سَهَّلَ اللَّهُ له به طَرِيقًا إلى الجَنَّةِ، وَما اجْتَمع قَوْمٌ في بَيْتٍ مِن بُيُوتِ اللهِ، يَتْلُونَ كِتَابَ اللهِ، وَيَتَدَارَسُونَهُ بيْنَهُمْ؛ إِلَّا نَزَلَتْ عليهمِ السَّكِينَةُ، وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ، وَحَفَّتْهُمُ المَلَائِكَةُ، وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَن عِنْدَهُ، وَمَن بَطَّأَ به عَمَلُهُ، لَمْ يُسْرِعْ به نَسَبُهُ.
“Kim bir mü’minin dünyalık sıkıntılarından birini giderirse Allah da onun kıyâmet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim zor durumda olana kolaylık sağlarsa Allah da ona dünyasında ve âhiretinde kolaylık sağlar. Kim Müslümanın ayıbını örterse Allah da onun dünyada ve âhirette ayıplarını örter. Kul, kardeşine yardım ettiği müddetçe Allah da kula yardım eder. Kim din ilmini öğrenmek için yola çıkarsa, Allah onun için cennetin yolunu kolaylaştırır.”[12]
Hz. Peygamber’in insanlarla olan ilişkilerinde şu özelliklere sahip olduğunu görmekteyiz:
Hz. Peygamber (s.a.v.) selamlaşmaya önem verirdi. İnsanlara değer verir, zengin fakir ayırımı yapmazdı. Hastaları ziyâret ederdi. Kimseyi kırmaz, incitmezdi, hatâyı yüze vurmazdı. Hz. Peygamber çocukları çok severdi. İnsanlara karşı cömert davranırdı. Çok vefâlıydı.
İşlerinde istişâreye önem verirdi. Hediyeleşmeyi severdi. Sözleri ve fiilleri birbiriyle uyum içindeydi. Hayatında tatbîk ettiği İslâmî ilkeleri insanlara anlatırdı. Kendi yaşadığı ve hayatında yaptığı şeyleri insanlara anlattığı için insanlar tarafından dinlenmiş ve kabul görmüştür. Rasulullah bazen insanlara latîfeler de yapardı. Ancak şaka yapıyorum diye aslâ yalan söylemez, insanları kıracak, incitecek davranışlarda bulunmazdı.
Bizler yirmi birinci yüzyıl Müslümanları olarak insanlarla ilişkilerimizde Hz. Peygamber’i örnek almalıyız. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), bir gün Ebû Hüreyre’ye hitaben,
Netice olarak diyebiliriz ki, İslâm Dini en güzel ahlâkî prensipleri ortaya koyan bir dindir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tarafından bizlere miras bırakılan başlıca güzel ahlâkî ilkeler şunlardır: “Doğruluk, dürüstlük, sözünde durmak, temizlik, cömertlik, sabır, tevâzu, iffet ve hayâ, tevekkül, kanaat, şükür, çalışma, şefkat, cesâret, nez3aket, vefâ, hoşgörülü olmak, güler yüzlü, güzel sözlü olmak, sâdelik.”
Güzel ahlâkın yanında bir de kötü huy ve davranışlar vardır ki, bunlar, “Yalan, iftirâ, gıybet, kötü zan, alay etme, ikiyüzlülük, sözünde durmama, gösteriş, haset, kin, düşmanlık, öfke, kibir, cimrilik, nemelâzımcılık vb.”
Öyleyse biz de, bizlere en güzel örnek olarak gönderilen sevgili peygamberimizin güzel ahlâkıyla ahlâklanıp, kötü huy ve davranışlardan uzak durmalıyız.
* NEVÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. msoysaldi@gmail.com
[1] 33/Ahzâb, 21.
[2] 17/İsrâ, 3.
[3] 19/Meryem, 41.
[4] 19/Meryem, 54.
[5] 19/Meryem, 51.
[6] 38/Sâd, 44.
[7] 68/Kalem, 4.
[8] Bk., Mâlik b. Enes, el-Muvatta, “Husnü'l-Halk”, 8; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/381.
[9] 4/Nisâ, 65.
[10] Ahmet Yaşar Ocak, Türk Sufiliğine Bakışlar, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2012), 103.
[11] Buhârî, “Îman”, 4, 5, “Rikâk”, 26; Müslim, “Îmân”, 64-65.
[12] Buhârî, “Mezâlim”, 3; Müslim, “Birr”, 58; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 38, 60; Tirmizî, “Hudûd”, 3, “Birr”, 19; İbn Mâce, “Mukaddime”, 17.
[13] Tirmizî, “Birr”, 36.
[14] Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/148, 158.
Mehmet SOYSALDI
YazarAllah’ın emrine uyma yolunda,Sakın adâletten ayrılma yavrum.Hassas bir terazin olsun elinde,Sakın adâletten ayrılma yavrum.Helal lokma varken harama batma,Komşun aç uyurken asla tok yatma,Aman ha nime...
Şair: Yusuf DURSUN
1.Beyit:İki cihânın zübdesiyim cânibim cânân ileBen mekânıyım kânımın kânım bana mekân imiş(İki cihânın özüyüm, her ânım sevgili ile olmaktır, her yönümde sevgiliye yönelmektir. Kaynağımın mekân...
Yazar: Resul KESENCELİ
En eski çağlardan beri çeşitli kuş adları Türk düşüncesinde, dil, yaşayış ve kültüründe şu veya bu ölçüde ve önemde pek çok varlığa isim olmuş veya unvan olarak kullanılmıştır. Nitekim Türkler arasınd...
Yazar: Yusuf HALICI
Yüce Allah Ankebût Sûresi 45. âyette şöyle buyurmaktadır:“(Rasûl’üm!) Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibâdet...
Yazar: Mehmet SOYSALDI