Çocuklarda Din Gelişimi
Gelişim döneminin özellikleri bilinmeden gerekli eğitim verilebilir mi? Gelişim döneminin özellikleri bilinmeden verilen eğitim hangi oranda ve hangi yönde etkili olur?
İnsanın hiçbir gelişim dönemi, çocukluk dönemi kadar önemli değildir. Bu dönemde kazanılan özellikler, kişinin tüm yaşamını etkiler. Fiziksel gelişim, zihinsel gelişim, konuşma gelişimi, psikolojik gelişim, sosyal gelişim, ahlaki gelişim ve inanç gelişimi gibi tüm gelişim alanlarının temeli bu dönemde atılır. Temeli atılır diyorum çünkü bu dönemde bu temeller atılmazsa ileriki yaş dönemlerinde bu temellerin atılması zor olacaktır.
Anlaşılacağı üzere, çocukluk dönemi çok kritik bir dönemdir. Bu kritik dönemin verimli olarak geçmesi için önce anne ve babalara, daha sonra çocuğa eğitim ve öğretim veren kişilere görev düşmektedir. Buradaki en önemli nokta, çocuğun dönemsel gelişim özelliklerinin çok iyi bilinmesidir. Bu gelişim özelliklerine göre eğitim için gerekli ortamın oluşturulması ve gerekli eğitimin verilmesi önem arz eder.
İnsandaki dinî inanç kaynağı nereden gelir? Dini inanç ne zamandan beri vardır? Dinî inanç nasıl ortaya çıkar? Bu sorular çok önemlidir. Bu sorulara verilecek cevap çok basit olsa da bazı anne ve babalar ile eğitimciler bunun ya farkında değildir ya da gerçeği kabul etmemektedir.
Din, insanlığın var oluşu ile vardır. Her insan ve her toplum, bir şekilde bir şeylere inanmıştır ve inanmaktadır. Allah’a inanmak ve din, fıtri olarak her insanda vardır. Her insan fıtri olarak üstün bir varlığa inanma ve ona bağlanma yetisi ile doğar. Bu yetinin kişinin hayatında somutlaşması ise çocukluk döneminde ortaya çıkar. Yani din öğretimi ve eğitimi bebeklikten itibaren başlayan bir süreci kapsar.
Çocuğun üstün bir varlığa inanma yetisi 0-1 yaşında oluşur. Bu dönem, temel güvene karşı güvensizlik evresidir. Çocuğun ihtiyaçları karşılandıkça çocuk güvenmeyi öğrenir. Sevgi, beslenme ve ten teması ihtiyacı anne tarafından giderilen çocukta güven duygusu oluşur.
Bu durum, sağlıklı bir kişilik için gereklidir. Bu güven oluştukça çocuk, anneye bağlanmayı öğrenir. İşte bu durum, aynı zamanda inanmanın da temellerini somut olarak atar. Çocukta var olan fıtri din inancı, çocuğun ruhunda somutlaşmış olur.
Beslenme, sevgi ve fiziksel temas ihtiyaçları karşılanmamış olan çocuk, aslında yaşama olumsuz başlamış olacaktır. Bağlanma ve güven duygularının gelişimi eksik olacağı için çocukta sağlıklı bir kişilik oluşmayacaktır. Doğal olarak bu durum, inanç gelişimini de olumsuz etkileyecektir.
Dini öğrenme, aslında din ile ilgili sesleri duyma ile başlar. Bebek ilk günden itibaren inanç ile ilgili sesleri duymalıdır: “Maşallah”, “bismillah”, “la ilahe illallah” gibi kelimeler sesli bir şekilde söylenmelidir.
Çocukta din gelişimi bebeklikten itibaren oluşur. Ama 3-5 yaş civarında konuşması ve sosyalleşmesi arttığı için din de somut olarak görülmeye başlar. Öğrendiklerini dile getirir. Duyduğu dinî sözleri ve din ile ilgili gördüğü davranışları taklit ederek içselleştirir. Davranışlara ve konuşmaya yansıyan dinî davranışlar, bu dönemde oluşmaya başlar. Önceleri bilinçsiz yapılan bu taklitler, zamanla yerini zihinsel ve duygusal olarak sentezlenerek ortaya konulmuş özgün bir inanca bırakır.
Çocuklar, en çok ilk çocukluk döneminde (3-6 yaş civarı) soru sorarlar. Merak duyguları gelişmiştir. Bu durum, aslında öğrenmeye olan aşklarındandır. Her konuda soru sorar ve kendine göre yorumlayıp öğrenirler.
Ben, ilk çocukluk dönemi çocuklarına küçük profesör ya da küçük bilim insanı diyorum. Çünkü bu dönemde çocuklar, çevresini anlamlandırmak için sürekli araştırma yaparlar ve öğrenmek için çok soru sorarlar. Müthiş bir öğrenme enerjileri vardır.
Anne ve babaları en çok şaşırtan şey, her konuda, gördükleri her şey hakkında hatta görmedikleri hakkında soru sormalarıdır. Bu sorular Allah, inanç ve ahlaki değerlerle ilgili de olabilir. Bu sorulara verilecek olan cevaplar, çocuğun din ve Allah ile ilgili asıl öğrenmesinin temellerini oluşturacaktır. Ancak, unutulmaması gereken şey, çocuğun bu dönemde her şeyi somut olarak algılamaya çalışmasıdır.
İlk çocukluk dönemindeki soruların ve sorgulamaların bazısı bilinçsiz olabilir ancak ikinci çocukluk dönemi dediğimiz ilkokul çağı çocuklarında sorular, daha bilinçli olarak sorulur. İlkokul dönemi, ilk çocukluk dönemi özelliklerinin geliştiği, çocuğun kolay inanma özelliğinden sıyrılarak olay ve bilgiler hakkında sorgulama yaptığı daha bilinçli bir dönemdir.
Selam ve saygılarımla…
Eşref BOLUKÇU
YazarBu yazıyı hazırladığım günlerde, İsrail yoğun bir şekilde Filistinlilerin üzerine bomba yağdırıyordu. Hastaneleri, sivilleri taşıyan konvoyları, mültecilerin kaldığı kampları ve bulduğu her yeri bomba...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Saygı, insan kişiliğinin bir özelliğidir. Bu özellik, hem bireysel hem de sosyaldir. Bu yazımda, kişiler arası ilişkilerde saygı konusu üzerinde duracağım. Peki, bu özellik öğretilir mi; öğrenilir mi?...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Aynı inanç, aynı kıble, aynı bayrak, aynı vatan, aynı ülkü, aynı ahlâkî değerler, aynı tarih gibi değerlerimiz dayanışma içinde ve bir olmamızı sağlar. Bunlar, bizleri bir arada tutan övünç kaynağı mi...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Aileyi sevgi okulu hâline getirmek zorundayız. Ailedeki ilişkiler sevgi kokmalı. Ailede hâkim olan dil, sevgi dili olmalı.Aile, sevgi üzerine kurulması gereken sosyal bir kurumdur. Sosyal kurumlar, to...
Yazar: Eşref BOLUKÇU