Esmâ-i Nebî: Mehdî
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in mübarek isimlerinden biri de “Mehdî/Hidâyet Eden” idi. Peygamberler hâdî/rehberdirler, insanları doğru yola götürürler. Mutlak, hakiki ve umumi anlamda Allahu Teâlâ'nın hidâyetçi/rehber olması mukayyet, mecazi ve hususi anlamda O'ndan ayrı hidâyetçilerin bulunmasına mani değildir.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.)'e hitaben; “Şüphesiz ki sen doğru bir yola hidâyet eden/iletensin.” (42/Şura, 52) buyruldu. Bizim Peygamberimiz, hidâyet kandili olarak bütün âlemi aydınlattı. O’nun hidâyet ışığı kıyamete kadar bütün dünyayı aydınlatacaktır. Peygamberimiz gibi, O’nu izleyen ve örnek alan takva sahibi salih mü’minler/veliler/Allah dostları da de birer hâdi, hidâyet meş’aleleri, birer rehber, birer yol göstericidirler.
Yüce Allah yoldan azanları, çıkanları ve yolunu kaybedenleri bunlar aracılığıyla yola getirdiğinden bunlara hidâyet vasıtaları ve sebepleri de denir. Hz. Peygamber (s.a.v.); “Allah'ım! Hidâyete erdikten sonra kalbimi doğru yoldan saptırma!” (Ebû Davud, Edeb, 99) diye duâ ederdi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Rabb’ine yönelip O’ndan istekte bulunurken, sabah akşam okuduğu duâsında şu dört hususa dikkat çekerdi: “Allah’ım, Senden hidâyet, takva, iffet ve insanlara muhtaç olmayacak kadar zenginlik istiyorum.” (Müslim, Zikr 72, 78) Hz. Peygamber (s.a.v.) iki Ömer’den birinin hidâyeti için duâ etmişti. İki Ömer'den biri Ömer bin Hattab, diğeri ise şimdilerde “Ebû Cehil” diye bildiğimiz kişiydi.
Ömer bin Hattab, O'nun duâsının kabul edilmiş hali oldu ve Hz. Ömer (r.a.) oldu. Diğeri ise İslâm düşmanı olarak kaldı. Peygamberimiz (s.a.v.), sahabelerden Hâtıp b. Ebî Beltâ’ya bir mektup vererek Mısır valisi Mukavkıs’a gönderdi. Hz. Hâtıp, gece gündüz durmaksızın yol kat ederek İskenderiye’de bulunan Mukavkıs’a ulaştırdı.
Vâli Mukavkıs mektubu saygı ile aldı ve kâtibine okuttu. Peygamberimiz (s.a.v.) mektubunda şöyle diyordu: “Bismillahirrahmanirrahîm! Allah’ın kulu ve Rasûlü Muhammed’den Kıptîlerin lideri Mukavkıs’a! Hidâyet yoluna uyanlara selam olsun. Bundan sonra seni Allah'ın dini olan İslâm’a davet ediyorum. Müslüman ol ki selamete eresin. Müslüman ol ki Allah senin ecrini ve mükâfatını iki kat versin. Şayet yetimden yüz çevirirsen bütün Kıptîlerin günahı senin boynuna olsun!”
Editör
YazarGelişim döneminin özellikleri bilinmeden gerekli eğitim verilebilir mi? Gelişim döneminin özellikleri bilinmeden verilen eğitim hangi oranda ve hangi yönde etkili olur?İnsanın hiçbir gelişim dönemi, ç...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Bir kurşun seker çocuğaEvvela “Anne!” der çocukAnne, vuruldum!Anne sessiz yatar yanı başındaGözleri açık ve nefessizAnne, vuruldum der çocukVe tutar ellerinden annesininDüşer elinden elleriAnne ölü, y...
Şair: Rabia BARIŞ
“Filistin‘de çocuklar, analar bir katliama maruz kalırken kalemim yazmaya utanıyor. Gözyaşlarım kan rengi, yüreğim acıdan bir yumak…”Şiirler yazdım sana, aydınlık resmine bakıp ve içinde göveren çocuk...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Şanı Şerefi Yüce, Yüceltilmiş (s.a.v)Peygamberimiz’in müberk isimlerinden bire de “Mükerrem” “Şanı şerefi yüce, yüceltilmiş”dir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), İslâm’ı yaymak için davetini...
Yazar: Editör