Zamansız Büyüyenler
Bu yazıyı hazırladığım günlerde, İsrail yoğun bir şekilde Filistinlilerin üzerine bomba yağdırıyordu. Hastaneleri, sivilleri taşıyan konvoyları, mültecilerin kaldığı kampları ve bulduğu her yeri bombalıyor ve kadın, çocuk, bebek, hasta demeden bütün halka büyük bir soykırım uyguluyordu.
Son gelen haberlere göre, şehit sayısı -yarısı çocuk olmak üzere- dokuz bine, yaralı sayısı otuz beş bine ulaşmıştı. Tabii bunlar gerçek rakamlar mı yoksa söylenenden çok daha fazla bir kayıp mı var, o da ayrı bir konu. Bu zamana kadar atılan bombaların gücünün Amerika’nın Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı atom bombasından çok daha fazla olduğu gelen haberler arasında.
Sosyal medyada kan içinde ağlayan çocukların korku dolu gözleri yer alırken bizler maalesef dua etmekten başka bir şey yapamamanın derin acısını yaşıyoruz. Filistin’deki çocuklar senelerdir savaş ve onun getirdiği bir mahrumiyetin içindeler.
Bu çocuklar, eğer hayatta kalabildilerse, gözlerinin önünde anne ve babalarını kaybetmenin, yıkılan evlerinin altında kalmanın, eğer kurtarılabildilerse, bilmedikleri tanımadıkları insanların arasında yokluk ve çaresizlikle baş edebilmenin savaşını veriyorlar. Tüm bu felaketler öyle büyük bir acı yüklüyor ki minicik kalplerine, maalesef çocuk olmadan büyümek zorunda kalıyorlar.
Yapılan istatistiklerde, son on yılda yapılan savaşlarda milyonlarca çocuğun öldüğü ve ölenlerin en az üç dört katı kadar çocuğun da sakat kaldığı belirtiliyor. Tabii bunun yanı sıra milyonlarca çocuk evsiz kaldı ve çeşitli istismara uğradı. Bunun suçu, vebali yapanlar kadar sessiz kalan ya da bu zulmü destekleyen devletlerin ve halklarının da üzerinedir.
İnsan hak ve özgürlükleri denince mangalda kül bırakmazlar ve hatta bunu öne sürerek başkalarının iç işlerine karışmayı bile göze alırlar ama konu Müslümanlar olunca bir anda kör, sağır ve dilsiz olurlar.
İsrail istihbaratının hazırladığı rapora göre, plan iki milyon üç yüz bin Filistinliyi Sina Çölü’ne sürmekmiş. Yaptıkları bu zulme şaşıramıyoruz. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette Yahudilerin Allah’ın emirlerine muhalefet edip yeryüzünde karışıklık çıkaran zalimlerden oldukları anlatılır. Hazreti Zekeriya, Hazreti Yahya (a.s.) gibi onlarca peygamberi katlettikleri, tarihî kaynaklarda yazan bir gerçektir.
Dualarımız, başta Filistin halkı olmak üzere, zalimlerin zulmüne maruz kalan tüm mazlumlar için. Allah El-Müntakim (c.c.)’dir ve zerre kadar haksızlık kimsenin yanına kalmaz.
Raziye SAĞLAM
YazarSevgili çocuk dostlarım;Hafize Teyze bu bağbozumunda, üzüm bağlarını durumu iyi olmayan köylülerle paylaşmaya karar verdi. Bugün de üzümler toplanacak. Bütün köylülerin gelmesiyle birlikte; türküler, ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Birkaç gündür iki ablamla birlikte Afyon Kaplıcalarındayız. Bu seyahat, hayatın yoğun temposu içinde, bir nefes alma gibi oldu. Çarşıyı gezerken, bir dükkânda çalışan bir çocuk, bizim uzaktan geldiğim...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Bir padişah, Hızır’ı görmek istiyordu. Bir gün bunun için tellallar çağırttı:- Kim bana Hızır'ı gösterirse onu armağanlara boğacağım, dedi.Birçok oğlu olan fakir bir adam, bu işe talip oldu. Karısına ...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Bir yanda kıyım, kıyıcılık, eziyet, acımasızlık, işkence, vahşet, soykırım, merhametsizlik, insanî değerleri yitirmişlik... Diğer yanda ise kan, gözyaşı, teslimiyet, dua ve yalnızca acı… Bunlar litera...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU