3. Ahmed’in Her Şeyi Erken Yaşayan Kızı Fatma Sultan
Sultan III. Ahmed’in başkadını Emetullah Kadın’dan dünyaya gelen ilk kızıdır. III. Ahmed’in gözünün nuru, “kerime-i mükerremesi” ve “sultan-ı âl-i şanı” idi. 22 Eylül 1704 tarihinde doğdu. Babası tarafından Silâhdar Ali Paşa ile evlendirildi. Ali Paşa, izdivacı başlangıçta istemedi; ancak Padişah III. Ahmed’in ısrarını da geri çeviremedi.
Nişan, 11 Mayıs, nikâh 13 Mayıs 1709 tarihinde gerçekleşti. 16 Mayıs 1709’a kadar saraydaki kutlamalar devam etti. Değerli takılardan ve giysilerden, iki gümüş nahıl (ağaç maket) ile 120 tabla şeker ve 2 şeker bahçesinden oluşan nişan takımı saraya getirildi. İstanbul’daki çarşılar süslendi; Fatma Sultan için top atışları tertiplendi, mehteran-ı hümayun konserler verdi. Nişan ve nikâh merasiminin ardından damat namzedi Ali Paşa’ya, vezirlik rütbesinin yanında, sadrazam vekilliği vazifesi de tevdi edildi.
Fatma Sultan’ın düğünü, 16 Mayıs 1709 tarihinde biten nişan kutlamalarından sonra başladı. Düğünde ziyafetler ve donanmalar düzenlendi. Çeyiz ve gelin alaylarında kafesler ve tepsiler içinde taşınan mücevherler, gümüş fenerler ve cibinlikler büyük ilgi topladı. Ardından Fatma Sultan, Topkapı Sarayı’ndan alınarak, düğünü ve ikameti için ayrılan Eyüp’teki Valide Sultan Sarayı’na getirildi.
Fatma Sultan’ın bindiği gümüş gelin arabası, hususen gözleri kamaştırmış ve oldukça dikkat çekmişti. 17 Mayıs günü ise Veliefendi Çayırı’nda cambaz gösterileri, akşamında Haliç’te sallar üzerinde top ve fişek atışları vardı. Eyüp, günlerce süren mehter ve fasıl sesleriyle çınladı.
20 Mayıs’a kadar süren düğün, oldukça görkemli geçti. Fatma Sultan henüz bulûğ çağına girmediği için evlilik hayatı “surî”, yani sembolik/göstermelik düzeyde kaldı. Düğünden dört yıl sonra Ali Paşa, veziriazamlık makamına terfi etti. Kendisi için Salacak’ta muhteşem bir saray inşa ettirdiği Fatma Sultan ile tam bir izdivaç gerçekleştiremeden, 1716’da Avusturyalılarla yapılan Petervaradin Savaşı’nda şehit düştü.
1717-1718’de İstanbul’da bulunan İngiltere büyükelçisinin eşi Lady Montagu, anılarında Ali Paşa’nın eşine yaptırdığı bu sarayı görmüş, gezmiş ve ihtişamı karşısında kelimenin tam anlamıyla büyülenmiştir. Mimarî özellikleri, uygulanan tezyinat ve estetik zenginliği hakkındaki izlenimlerini yine hatıralarında hayranlıkla aktarmıştır.
Ali Paşa’nın vefatından bir sene sonra babası Sultan Ahmed tarafından sadaret kaymakamlığına tayin edilen meşhur Nevşehirli İbrahim Paşa ile ikinci defa evlendirildi. Bu evlilik de ilk başlarda, Fatma Sultan’ın bulûğa ermemesi sebebiyle göstermelik olarak başladı. Artık damat olan İbrahim Paşa bir müddet sonra veziriazam görevini üstlenecek ve Lale Devri olarak anılan bir devrin mimarlarından olacaktır. Fatma Sultan, eşiyle Eyüp’teki saray ve Boğaziçi’ndeki yalıda en mesut günlerini yaşadı.
Fakat 1730’da patlak veren Patrona Halil İsyanı ile bu huzur ve saadet yılları kesintiye uğradı. Patrona Halil ve adamları, önce babası Sultan Ahmed’i tahttan alaşağı ettiler, ardından da -maalesef- kocası Damat İbrahim Paşa’yı katlettiler. Fatma Sultan’ın da mal varlığına el koydular ve onu eski saraya gönderdiler.
Yaşadıklarına çok kederlenen Fatma Sultan hastalandı. Bunun üzerine, yeni padişah I. Mahmud, Çırağan Sarayı’nda ikamet etmesine izin verdi. Nihayetinde, zuhur eden felaketleri narin dimağına sığdıramayan, hadiselere daha fazla dayanamayan Fatma Sultan, 4 Ocak 1733’te, 29 yaşındayken, fani âleme veda etti. Cenazesi, Yeni Cami haziresine defnedildi. Keder ile sevincin, mutluluk ile ıstırabın, ihtişam ile sadeliğin hemhâl olduğu kısa bir hayat hikâyesinin kahramanı olan Fatma Sultan’ın, Sadrazam Damat İbrahim Paşa’dan, Mehmed ismiyle bir oğlunun olduğu; lakin onun da 1737’de vefat ettiği rivayet edilmektedir.
1727’de İbrahim Paşa Sarayı civarında, ismiyle anılan Fatma Sultan Camii’ni inşa ettiren Fatma Sultan, 1728’de ise Üsküdar’daki Cedit Valide Sultan Camii yanına Fatma Sultan Çeşmesi’ni yaptırdı. Ayrıca, sonradan kendi adıyla anılan Terzibaşı Pirî Ağa Mescidi'ni onarttı.
Kocası Damat İbrahim Paşa ile birlikte Üsküdar’da 20 çeşmelik bir su şebekesi tesis ettirdi. Yine eşiyle müştereken Şehzade Camii yakınına bir darülhadis, öğrenciler için odalar, sebil ve kütüphane meydana getirtti. Babasının 1717’de temlik ettiği Valide Sultan Yalısı ve Vidos Bahçesi/Çiftliğini buralara vakfettiği sanılmaktadır.
Bengisu HAYAT
YazarBu yazıyı hazırladığım günlerde, İsrail yoğun bir şekilde Filistinlilerin üzerine bomba yağdırıyordu. Hastaneleri, sivilleri taşıyan konvoyları, mültecilerin kaldığı kampları ve bulduğu her yeri bomba...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Hazreti Âsım (r.a.), Müslüman olduktan sonra hiçbir müşrike dokunmamaya ve müşriklerden hiçbirini de kendine dokundurmamaya karar vermişti. Bu kararında sabit olması için de devamlı olarak Cenâb-ı Hak...
Yazar: N.Nida DURAN
Sultan II. Bayezid’in kızıdır. 1465’te Amasya’da doğduğu sanılmaktadır. Sonraki yıllarda Sinan Paşa ile evlenmiştir. Evliliklerinin, II. Bayezid şehzade iken, 1480’de Amasya’da gerçekleştiği kuvvetli ...
Yazar: Bengisu HAYAT
Bir kurşun seker çocuğaEvvela “Anne!” der çocukAnne, vuruldum!Anne sessiz yatar yanı başındaGözleri açık ve nefessizAnne, vuruldum der çocukVe tutar ellerinden annesininDüşer elinden elleriAnne ölü, y...
Şair: Rabia BARIŞ