Camgöz ve Hasta Eşek
Sevgili çocuk dostlarım;
Çiftliğimizin yeni misafirleri var. Geçen ay misafir ettiğimiz Japonlar, ülkelerine döndükten sonra katıldıkları bir televizyon programında, Türkiye’mizi ve bizleri öyle güzel anlatmışlar ki; onları izleyen insanlardan bazıları da merak edip tatil için Türkiye’ye gelmişler. Şimdi bizdeler. Hafize Teyze misafiri çok seviyor. Bir defasında Ömer’le Zeliş’e;
- Çocuklarım, misafir Allah’ın bize emanetidir. Ona göre davranıp çok iyi ağırlamalıyız, demişti.
Uzun Kulak bunu duyunca;
- Hafize Teyze ne kadar eğlenceli bir kadın. Çiftliğe devamlı misafir gelince biz de birçok farklı insan ve hayvanları tanıyoruz,dedi.
Uzun Kulak doğru söylüyordu. Bu yeni gelenler daha kalabalıklar. Kahvaltıdan sonra hep birlikte köye indik. Geleceğimizi önceden haber alan muhtar ve köy halkı toplanmış bekliyorlardı. Hatta üzerinde yöresel yiyecekler ve ayranın olduğu masa bile hazırlamışlardı.
Gelen misafirler bu ilgiden çok memnun kaldı. Yemekleri de çok beğendiler. Tam ayrılacakken; misafirlerden adı Keiko olan bir kadın, kalabalığın dışında boynu bükük bir hâlde duran bir eşeğin yanına doğru gitti. Eşeğin kulakları düşüktü ve tek gözü de kapanmıştı. Keiko eşeğin başını okşadıktan sonra, gelmeden önce az da olsa öğrendiği Türkçesiyle eşeğin kimin olduğunu sordu. Muhtar;
-Eşek benim. İki aydır böyle. Veteriner de baktı ama maalesef düzelmedi. Eşeğim de hayata küstü ve böyle güçsüz kaldı, dedi.
Keiko;
- Sanırım ben eşeğiniz için ilaç hazırlayabilirim,dedi ve sonra da Hafize Teyze’ye birkaç tane yabanî ot sordu. Bütün köylü merakla onlara bakıyordu. Hafize Teyze otlağın olduğu tepelerde bulabileceğimizi söyleyince, hep birlikte otlağa gittik. Japonlar yemyeşil otlakta dolaşırken, Keiko ile Hafize Teyze de ilaç için gerekli otları topladılar.
O sırada muhtarın evinde yemekler hazırlanmıştı. Keiko yemekten önce hemen ilacı hazırladı ve eşeğin gözüne sürerek sargı beziyle bağladı. Kalan ilacı muhtara uzatırken bir hafta kullanmasını söyledi.
Sonradan duyduğumuza göre eşek gerçekten de bir haftada iyileşmiş. Eşeği sonradan gördüğümüzde sevinçten kulakları dikleşmiş, zıp zıp zıplıyordu.
Hafize Teyze onun bu hâline gülümseyerek baktı ve;
- Çocuklar bakın ülkeler arasındaki dostluğun faydaları. İnsanlar birbirini tanıyıp dost olursa mesafelerin, farklı coğrafyada olmanın çok da bir önemi yoktur,dedi.
Görüşmek üzere çocuklar, hoşçakalın…
Raziye SAĞLAM
YazarMeşe ağacı her sabah olduğu gibi güneşin doğuşunu kalın dallarıyla, yeşil yapraklarıyla, yaşama sevinci içinde seyretti. Huzur doluydu. Köklerinin aralarında yaşayan karıncalara, gövdesini delip...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Sen gökyüzü çiz çocuk!Bembeyaz bulutlarıNazlı uçurtmalarıBalonlarla birlikteUçan kuşları...Sen güneşi çiz çocuk!Doğsun tepelerin ardındanYol alsın doğudan batıyaYusyuvarlak sapsarıSen geceyi çiz çocuk...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Geçtiğimiz günlerde bir hafta sonu ablam ve iki kızıyla Yunanistan’a gittik. Yeni yerler görüp farklı kültürlerden insanları tanımak hep ilgimi çekmiştir. Arabayla ilk kez yurt dışına çıkmanın biraz h...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Zeyd bin Harise çocukken bir kafileyle yolculuk ediyordu.Ancak kafile baskına uğradı. Zeyd de diğerleri gibi esir oldu.Baba Hârise’nin yüreği yanmıştı. Oğlunun elinden alınışı onu üzmüştü.O zamanlar d...
Yazar: Mustafa AKGÜN