Mü'minlerin Mi'râcı Namaz
Namaz¸ dinimizin bizden her gün beş vakitte eda etmemizi istediği bir ibadettir. Namaz¸ kıyamette ilk sorulacak ameldir ve günahlara kefarettir. Kur'ân ve sünnete baktığımız zaman namazın pek çok yönü bulunan bir ibadet olduğunu görürüz. Böylece de onun neden devamlı ifa edilmesi gereken bir ibadet olduğunu anlamış oluruz. Kur'ân ve sünnette namazın şu özelliklere sahip bir ibadet olduğunu görmekteyiz:
Dinin Temeli ve Direği Olarak Namaz
Kur'ân'da mü'minlerin temel özellikleri sayılırken namaz bunlar içerisinde zikredilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de: "Namaz dinin direğidir¸ kim onu dosdoğru kılarsa dinini ayakta tutmuş olur¸ onu terk eden de dinini yere vurmuş olur." buyurmuştur.
Bütün Peygamberlere Emredilen Ortak İbadet Olarak Namaz
Namaz tek İlâhî din olan ve bütün peygamberler tarafından tebliğ edilen İslâm'ın değişmeyen temel ibadetidir. Şu âyetler geçmiş peygamberlerin şeriatlarında da namazın yer aldığını göstermektedir:
"... Andolsun¸ eğer namazı kılar¸ zekatı verir ve elçilerime inanır¸ onları desteklerseniz¸ (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah'a güzel bir borç verirseniz¸ elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi¸ içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım..."1
"De ki: Rabb'im bana adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (ona) doğrultun. Dini Allah'a has kılarak ona ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine ona) döneceksiniz."2
"Hz. İbrahim şöyle dedi: Rabb'im! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabb'imiz! Duamı kabul eyle."3
"(Ey Muhammed!) Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır."4
"Hz. Lokman şöyle dedi: Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir."5
"Hz. İsa şöyle dedi: Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti."6
"Kitap'ta İsmail'i de an. Şüphesiz o sözünde duran bir kimse idi. Bir rasûl¸ bir nebi idi. Ailesine namaz ve zekâtı emrederdi. Rabb'inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı."7
"İsrailoğullarından sonra¸ namazı zayi eden¸ şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır."8
Tevhit Eylemi Olarak Namaz
Hz. Peygamber (s.a.v.)'e gelen ilk vahiy¸ "Oku"dur. Bu vahiy namaz kılanlara sataşanları zemmeder ve secde emri ile biter.
İkinci olarak nazil olan Müddessir Suresi'nin ilk âyetlerinden üçüncüsü namazı şöyle emreder:
"Ey örtünüp bürünen (Peygamber!). Kalk da uyar. Rabb'ini yücelt."9
Diğer âyetlerde de namazın bir tevhit eylemi olduğu şöyle anlatılır:
"Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince¸ şüphesiz biz¸ iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükâfatını zayi etmeyiz."10
"Fakat tevbe edip¸ namazı kılar ve zekâtı verirlerse¸ artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız."11
"İnanan kullarıma söyle¸ namazı dosdoğru kılsınlar¸ hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar."12
"Allah'a yönelmiş kimseler olarak yüzünüzü hak dine çevirin¸ O'na karşı gelmekten sakının¸ namazı dosdoğru kılın ve müşriklerden; dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın. (Ki onlardan) her bir grup kendi katındaki (dinî anlayış) ile sevinip böbürlenmektedir."13
"Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?' Onlar şöyle derler: Biz namaz kılanlardan değildik."14
Hz. Peygamber (s.a.v.): "Namaz insan ile küfür ve şirk arasında bir perdedir¸ namazı terk etmek bu perdeyi kaldırmaktır." buyurdu.
Bütün Varlığı ile Allah'a Teslim Olmanın ve O'nu Anmanın Adı Olarak Namaz
Namaz¸ zikir¸ fikir ve şükür şeklindeki ibadet boyutlarının tamamını kapsar. Bundan dolayı en faziletli ibadettir.
"Ey Muhammed! De ki: Şüphesiz benim namazım da¸ diğer ibadetlerim de¸ yaşamam da¸ ölümüm de âlemlerin Rabb'i Allah içindir."15
"Şüphe yok ki ben Allah'ım. Ben'den başka hiçbir ilah yoktur. O hâlde Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl."16
Allah'ın Kesin ve Sürekli Emri Olarak Namaz
Namaz bir mü'minin hayatta ve aklı başında olduğu sürece terk edemeyeceği ve devamlı yapması gereken bir ibadettir.
"Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır."17
"O halde Rabb'ini hamd ile tesbih et (yücelt) ve secde edenlerden ol. Sana ölüm gelinceye kadar Rabb'ine ibadet et."18
Mü'minin Kimliği Olarak Namaz
Namaz mü'minin kimlik kartıdır. Mü'min hem dünyada hem de ahirette onunla tanınır. "Onların secde eseri olan alâmetleri yüzlerindedir."19 âyeti bu durumu açıkça ifade eder. Şu âyetler de bu hususa işaret eder:
"Onlar gaybe inanırlar¸ namazı dosdoğru kılarlar¸ kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar."20
"İşte bu (Kur'an) da¸ bereket kaynağı¸ kendinden öncekileri (ilâhî kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke'yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır. Ahirete iman edenler¸ ona da inanırlar. Onlar namazlarını vaktinde kılarlar."21
"Kitaba sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince¸ şüphesiz biz¸ iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükâfatını zayi etmeyiz."22
"Onlar¸ Rabblerine secde ederek ve kıyamda durarak geceleyenlerdir."23
"(Ey Muhammed!) De ki: Duanız (ibadetiniz) olmasa Rabb'im size ne diye değer versin! Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak."24
"Mûsâ'ya ve kardeşine; Kavminiz için Mısır'da (sığınak olarak) evler hazırlayın ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın. Namazı dosdoğru kılın. Mü'minleri müjdele.' diye vahyettik."25
"Onlar ki¸ faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler."26
Müslümanları pramit şeklinde değil de¸ saf haline getirip dayanışmaya alıştıran toplumsal bir ibadet olarak namaz kalpleri¸ kalıpları¸ dua ve yakarışları birleştiren bir ibadettir. Pramit sisteminde herkes birbirinin omzuna basarken saf sisteminde herkes birbirine destek olur.
Kötülükleri Engelleyici Olarak Namaz
Namazın en temel özelliği kötülükleri engelleyici ve iyilikleri teşvik edici olmasıdır. İlgili âyetler şöyledir:
"Onlardan sonra¸ namazı zayi eden¸ şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır."27
"Mü'minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki¸ namazlarında derin saygı içindedirler. Onlar ki¸ faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. Onlar ki¸ zekâtı öderler. Onlar ki¸ ırzlarını korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar."28
"(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku¸ namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz¸ insanı hâyâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor."29
"Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir."30
İnsanı Kâinatın Tesbihine ve Niyazına Ortak Eden İbadet Olarak Namaz
Kâinatta her şey kendi diliyle ve hâliyle Allah'ı tesbih eder. Namaz kılan mü'min kâinatın bu tesbihine ortak olur. Bir âyette şöyle buyurulur:
"Yedi gök¸ yer ve bunların içinde bulunanlar Allah'ı tespih ederler. Her şey O'nu hamd ile tespih eder. Ancak¸ siz onların tespihlerini anlamazsınız. O¸ halîm'dir (hemen cezalandırmaz¸ mühlet verir)¸ çok bağışlayandır."31
Temizlenme ve Arınma Aracı Olarak Namaz
Namaz arındırıcıdır. Bunun için Allah Rasûlü (s.a.v.)¸ sahabesine¸ kapısının önünden akan nehirde günde beş defa yıkanan kimsede kir kalır mı¸ diye sormuş onlar¸ kalmaz deyince de işte namaz kılanın durumu da böyledir¸ buyurmuştur.
DİPNOTLAR
Abdullah KAHRAMAN
YazarHanefî mezhebinin kurucu imamı olarak kabul edilen İmam-ı Azam Ebû Hanîfe pek çok talebe yetiştirmiştir. Bunlar arasında bazıları diğerlerine göre daha çok ön plana çıkmış ve meşhur olmuştur. Onun meş...
Yazar: Abdullah KAHRAMAN
Fâiz, karşısındakini bir şekilde sömürmek için verilen borç için önceden şart koşulan fazlalıktır. Borç alan batsa da çıksa da, kazansa da kaybetse de borç veren fâizini baştan kararlaştırdığı oranda ...
Yazar: Abdullah KAHRAMAN
Ebû Hanîfe’nin bize intikâl eden fazla bir yazılı eseri olmasa da, yetiştirdiği öğrenciler onun ilmini sonraki nesillere taşımıştır. Kendisi ölümü pahasına kadılık görevini kabul etmemiştir. Ancak Ebû...
Yazar: Abdullah KAHRAMAN
İslâm, âile hayatı kurmayı teşvik eder. Âileyi oluşturacak karı-kocanın birbirine denk olmasını ister. Denkliği, âile kurmanın ve huzurun temel şartlarından kabul eder. Ancak yuvanın huzurla devam edi...
Yazar: Abdullah KAHRAMAN