Kitap: Aziz İstanbul
Kitabın adı: Aziz İstanbul
Yazar: Yahya Kemal Beyatlı
Yayınevi: MEB Yayınları
Yayın yeri ve yılı: İstanbul/1992
Sayfa sayısı: 190
Yaş aralığı: 14+
İşlenen konular: İstanbul’un tarihî geçmişi, fethi, semtleri, sarayları, kültürü, mimarisi…
“Kökü mâzîde olan âtî”nin büyük şairi Yahya Kemal (1884-1958) her ne kadar bir dönem Türk şiirini Avrupa şiiri gibi eski Yunan ve Latin kültürüne bağlamak düşüncesine kapılsa da daha sonra bu düşüncesinden rücû ederek yani dönerek asıl şiirimizi kendi klasiklerimizde aramanın önemini kavramış; o zamanki tarihî hadiseler karşısında, Türk olmak ve Türk kalmak için neler yapılabilir sorusuna cevap arayışı içerisinde olmuştur. Bu durum, onu tarihte ve coğrafyada hakikî Türklüğü araştırmaya sevk etmiş ve Fransa’dan vatanına şuurlu bir milliyetçi olarak dönmüştür. Beyaz Lisan adını verdiği temiz Türkçe ile şiir söylemenin önemine inanan Yahya Kemal’in şiirleri büyük ilgi görmüş, o şiirleriyle Türkçeyi zirveye çıkaran bir şair olmuştur.
Aziz İstanbul (1964), Yahya Kemal’in 1913-1954 yılları arasında İstanbul’a, İstanbul’un Fethi’ne, İstanbul’un coğrafyasına, semtlerine, Boğaziçi’ne -kısaca- geçmişten bugüne bir bütün olarak İstanbul’a dair yazılarının, konferanslarının toplandığı bir eser. Kitabın ismi de şairin Bir Başka Tepeden adlı şiirinden alınmış:
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça gönül tahtıma keyfince kurul!
Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Türkler, tarih sahnesine çıktığından beri birçok yeri fethetmiştir ancak bunların içinde Anadolu ve Rumeli’nin ayrı bir yeri olmuştur. Bin yıldan beri var olduğu toprakları Türkler vatanlaştırmış, bu topraklara kendi mührünü vurmuştur. Zira her ne kadar topraklar askerlerle alınırsa da oralarda “milletlerle durulur.”
Anadolu ve bu coğrafyanın ve hâlâ dünyanın gözlerini kamaştıran İstanbul’un Fethi’nin de müstakil tarihî bir olay sayılması Türk milleti sayesinde olmuştur ki o milletin “yeryüzünde başka bir eseri olmasa bile yalnız bu eseri ona şeref olarak yeter.”
Yahya Kemal, zaman için kullanılan mâzî=geçmiş, hâl=şimdi ve istikbâl=gelecek kavramlarının tarih için itibari olduğunu, daimâ yürüyen bir şeyin taksim edilemeyeceğini, hâl denilen şeyin yarından sonra mâzî olacağını söyler. Aynı şekilde istikbâl de zaman içinde hâl olacak ve mâzîye karışacaktır.
Bu macerada biz istikbâli göremiyoruz, geçmişi de tarihçiler naklediyor; dolayısıyla “millî varlığımızdan yalnız geçmiş devirler muhayyilemizde durmaktadır.” Geçmişe ait yaşanmışlıkların da yalnız güzelliklerini zihinlerimizde yaşatmak istiyoruz ki bu davranış millî şuur denilen bir olguyu meydana getiriyor.
Millî şuur ile “Türklük Şark medeniyeti içerisinde yaşıyordu.” ve böylece eski İstanbul vücut bulmuştu. Günümüzde de eğer Türklük millî şuuruna sahip olunursa “hayat ve varlık manzarası, eskisinden başka üslûpta, fakat gene güzel olabilir.”
Aziz İstanbul’daki yazıların elbette her biri ayrı bir güzellikte ve ayrı bir değere sahip ancak burada Ezansız Semtler adlı yazıdaki hatırayı nakletmek istiyorum: Şair, dört yıldır oturduğu Büyükada’da bir bayram namazı için camiye gider. Cemaat, onun yaşlarında birini camide görmekten hayrete düşer. (Bu yazı, 1922’de yayınlanmış. Aynı yıl bu yazıyı yazsa Yahya Kemal 38 yaşında oluyor.)
Namazdan sonra herkes gelip onun bayramını tebrik eder. Yahya Kemal, “anne millete” dönüşün bayram namazları ile olacağını, aksi takdirde “minaresiz ve ezansız semtlerde doğan, Frenk terbiyesiyle yetişen Türk çocuklarının dönecekleri bir yerlerinin olamayacağını hatırlatır.”
Yahya Kemal’de İstanbul tutkusu o kadar ileri seviyededir ki Yeni Bir Ufuk adlı yazının bir yerinde “İstanbul’un her köşesini keşfetmeye ömrüm kifayet etmeyecek diye korkuyorum.” der. Bu sadece büyük şairin korkusu değildir, sanırım İstanbul’da doğan, yaşayan ve İstanbul’u iliklerine kadar özümsemiş her Türk’ün endişesidir.
Aziz İstanbul’u okuyanlar, sadece İstanbul’u değil, bütün bir Türklüğün ihtişamını okuyacaklardır.
Sait ÖZER
YazarSabah kahvaltısı, çocuğun kendisine ve okuluna verdiği önemi ifade etmektedir. Okulu seven çocuklar, okula kahvaltı yaparak giderler. Bu çocukların kendilerine güvenleri tam olduğu gibi, arkadaş...
Yazar: M. Emin KARABACAK
Medenî: Şehir Kültürünü Kuran Medeniyet Peygamberi (s.a.v.)Sevgili Peygamberimiz’in mübarek isimlerinden biri de “Medenî/Şehirli, bilgili ve görgülü” idi. Şehir kültürünün ilk neşet ettiği, bilgi ve g...
Yazar: Editör
Kitabın adı: Güller KitabıYazar: Beşir AyvazoğluYayınevi: Ötüken YayınlarıYayın yeri ve yılı: İstanbul/1992Sayfa sayısı: 272Yaş aralığı: 14+İşlenen konular: Türk kültüründe bahçe ve çiçek…Güller Kitab...
Yazar: Sait ÖZER
"İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektirSen kendini bilmez isen, ya nice okumaktır."Anadolu Türkçesini yoğurup şiir dili hâline getiren büyük ozan, Türkçe şiirin öncüsü, mutasavvıf ve halk şa...
Yazar: H. İklil ABBASOĞLU