İllerimizi Tanıyalım: Mardin
Mardin, tarihî taş yapılarının görsel değerleri ile zamanın durduğu izlenimini veren Güneydoğunun şiirsel kentlerinden biridir. Ülkemizin en merak edilen en çok görülmek istenen şehirlerden olan Mardin’de farklı dinî inanışlarla birlikte yine tarihî değeri olan camiler, türbeler, kiliseler, manastır ve benzeri dinî eserler bulunmaktadır.
Mardin ilinin ilçeleri; Dargeçit, Derik, Kızıltepe, Mazıdağı, Midyat, Nusaybin, Ömerli, Savur ve Yeşilli 'dir.
Mardin Evleri: Mardin Kalesi eteklerinden bulunan tarihi evler Mardin’in bir simgesi haline gelmiştir. Zaten Mardin’e gittiğiniz zaman ister istemez dikkatiniz çekecek olan bu tarihi Mardin evleri kayalıklara iç içe geçmiş gibi bir görüntüye sahiptir.
Telkâri: Mardin deyince akla ilk olarak gümüş işlemeciliği/telkâri gelir. Bu sanat burada yüzyıllardır uygulanır İnce işçilik gerektiren çok çeşitli gümüş ürünler, işlenerek istenilen şekle getirilir.
Kasımiye Medresesi: Tarihî dokusuyla büyüleyen yapılardan birisi. Artuklular Dönemi’nden kalma 13. yüzyıl eseri, Mezopotamya manzarasıyla tarihi ve yetiştirdiği bilim insanlarıyla mimarisiyle ve efsaneleriyle dimdik ayakta duran muhteşem bir eser.
Dara Harabeleri: En eski yerleşim yerlerinden birisidir. Eski Mezopotamya’nın önemli yerleşim yerlerinden birisi olan Dara Harabeleri özellikle 40 metre derinliğindeki yeraltı şehri ile sizi çok etkileyecektir.
Kibe: Mardin mutfağının en özel yemeklerinden biridir. İşkembe dolması olarak da bilinir. Lezzetinin sırrı kuzu veya oğlak işkembesi kullanılarak yapılmasının yanı sıra kullanılan et, pirinç ve baharatların dengesinden de kaynaklanır.
Sembusek: Mardin bölgesine özgü bir lezzettir. Mardin pizzası ve kapalı bir lahmacun olarak da tanınır. İç olarak soğan, ince kıyılmış et ve çeşitli baharatlar konularak yufka yarım ay şeklinde kapatılır ve saçta pişirilir.
Yusuf HALICI
YazarGerek İslâm hukuku (fıkıh) gerekse tasavvuf, Müslümanların dünya ve âhirette mutlu olmaları için bazı kurallar koymuştur. Fıkıh, daha çok bedenin dış organlarına ait hükümlerle, tasavvuf da kalbe ait ...
Yazar: Yusuf HALICI
Dedem köyden gelirken kestane ve ceviz getirmişti. Kestaneler iri ve renkleri parlaktı. Dedeme sordum:- Dedeciğim, bu kestaneleri nereden topladınız?- Tarlalarımızın kenarlarında ve ormanlık alanlarda...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Zengindir Türkçemiz, sohbetler kısırDillerin ucundan uçmuş sözcüklerHepimiz suçluyuz bizdedir kusurYaralı kuş gibi kaçmış sözcüklerBeş on kelimedir güne yayılanGünaydını zor der düşten ayılanLisanımız...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Bazen okulla ilgili çoktan seçmeli fikirler geçiyor aklımdan. Seçmeli diyorum çünkü seçilebilir şeyler çoğu. Anlatayım da görün...Teneffüsler on dakika. Dersler 40! Ben diyorum ki, şu dersleri 10 daki...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT