Afrika’da Oluşan Pozitif Türkiye İmajı
Ecdadımız Osmanlı, Afrika’nın kuzeyi ve doğusunda asırlarca hüküm sürmüştür. Osmanlı, Batılılar gibi kolonyalizmin negatif etkisiyle değil, Allah için cihana hizmet etme şuuruyla o topraklara güzellikler götürmüştür. Hatta Osmanlı’nın Afrika’ya yönelik bu fetih ve korumacı anlayışının kolonyalist yayılma teşebbüslerini geciktirdiği bilinmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti yirminci yüzyılın başında Libya’da İtalyan işgaline karşı direniş örgütleyen bir lider kadrosunu desteklemiş ve yardımcı olmuştur. Aradan yüzyıl geçerken Türkiye yine Libya’da istikrarı sağlamaya yönelik adımlar atması geçmişten gelen hukukun ve kardeşliğin gereğidir.
Ecdadımız Osmanlı’nın Somali’deki varlığı; Hint Okyanusu ve Kızıldeniz ticaret yollarının güvenliğini sağlamıştır. Yine bugüne geldiğimizde Türkiye’nin Somali’de yatırımlar yaptığını askerî destekle bölge güvenliğine katkıda bulunduğunu bir devlet politikası olarak müşahede etmekteyiz.
Türkiye’nin de Afrika’nın da önemli değişimler geçirdiği asrımızda ekonomik ve politik şartlar kıtaya yönelik Türkiye’nin ilgisini ziyadeleştirmiştir. Stratejist ve analist Mürsel Bayram şu tespitlerde bulunmaktadır: “Türkiye’nin Afrika’ya yönelişini anlamak için ulusal düzeydeki faktörleri de dikkate almak gerekir. Zira Türkiye son yirmi yıl zarfında hem siyasî istikrar ve ekonomik büyüme anlamında hem de kentleşme, orta sınıflaşma ve dışa açılma bakımından ciddî bir dönüşüm yaşadı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iç ve dış politikadaki etkinliği sınırlandırıldı. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü (YEE), Türkiye Maarif Vakfı (TMV), Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) gibi devlet kurum ve kuruluşlarının yanı sıra devlet dışı aktörler, sivil toplum kuruluşları ve iş çevreleri de dış politika yapım sürecine dâhil oldu.
Bu dönüşüm Türk dış politikasında yumuşak güç unsurlarının daha yoğun ve etkili biçimde kullanılmasına imkân tanıdı. Afrika ülkelerine yönelik resmî kalkınma yardımları artırıldı. Yine ulusal düzeydeki değişim bağlamında Türkiye dış
politikası ile dış ticaretini birlikte yürüten bir “tüccar devlet” (trading state) hâline geldi.
Anadolu şehirlerindeki küçük ve orta ölçekli işletmeler dahi Afrika’ya yatırım yapmanın yollarını aradılar. Böylece 2003’te 5 milyar dolar seviyesinde olan Türkiye-Afrika ticaret hacmi 2020’de 25 milyar dolara ulaştı.” Türkiye, izlemiş olduğu dengeli siyasetle, kıta genelinde pozitif bir imaj elde etmiştir.
Türkiye’nin kırk üç Afrika ülkesinde büyükelçilik açmış olması, Türk Hava Yolları’nın Afrika’da altmış bir noktaya uçuş gerçekleştirmesi ve Türk tipi kalkınma iş birliği modelinin giderek benimsenmesi bu pozitif imaja katkı sunan faktörlerdir.
Afrika’da oluşan pozitif Türkiye imajını güçlendirmek gayesiyle atılması gereken adımlar mutlaka vardır. Zaten Türkiye Maarif Vakfı’nın girişimleriyle açılan “Türkiye Araştırmaları Merkezi” bu hususta mühim bir adımdır. Türkiye’deki Afrika algısına katkı sağlamak amacıyla eğitici kitaplarda Afrikalı çocuk tasvirlerine de yer verilmesi, kardeşliğin ve önemsemenin zuhurudur.
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi Vakfı olarak Afrika’daki ihtiyaçlı kardeşlerimize yardım eli uzatmak, oradaki Müslümanların daha iyi bir ortamda ibadet edebilmeleri, ilim tahsil etmeleri için inşa ve ihya faaliyetlerinde bulunmak bizim için insanlık vazifesidir. Selâm ile.
Kemal DEMİR
YazarYüce Allah’ın son kitabı Kur’ân-ı Kerim, bütün zamanlara ve bütün coğrafyalara gelmiş bir kitaptır. O’nun son peygamberi Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in 23 yıllık emeğinin sonlarına doğru gerçekleştir...
Yazar: Ali AKPINAR
Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s.), sırat-ı müstakîm üzere manevîyat çizgisinde hakîkate ulaşmayı hedef kılmıştır. O; zikir çekmenin, râbıta uygulamalarının, murâkebe hâlinde bulunmanın ve halvet uy...
Yazar: Kemal DEMİR
Hayat birçok yönüyle akıp giden bir macera… Bir sürü olaylar silsilesi ile yoğrulan ve yine yaşam dediğimiz kavram içinde karşımıza nelerin çıkacağını bilmediğimiz bir denklem. Acısı ve tatlısıyla bir...
Yazar: Erol AFŞİN
Bilindiği gibi Hz. Peygamber (s.a.v.) hayattayken vahiy nâzil olmaya devam ediyordu. Sahâbe, amelî ve dünyevî konularda olduğu gibi îtikâdî konularda da kafalarına takılan her türlü soruyu sevgili Pey...
Yazar: Ramazan ALTINTAŞ