Dostluk Sevgisi
Dost dendiğinde, gerçek dost kastedilir. O yüzden gerçek dost diye ifade etmeye gerek duymuyorum. Dost bir tanedir. Gerçeği ya da az gerçeği yoktur.
Hayat bazen insana o kadar ağır geliyor ki ne yapacağını bilemez hâle getiriyor kişiyi. Eminim herkes yaşamıştır bu durumu. İşte o anda yanımızda olmasını istediğimiz kişilerdir, dostlarımız.
Dost, her şey bitti dediğimiz anda yanımızda olan kişidir. En zor anında sığındığın kişidir dost.
Dost; göze sezdirmeden gözyaşı silendir.
Ayıpsız dost arayan dostsuz kalır.
Deniz derindir durulmaz, dostluk ebedidir unutulmaz.
İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur.
Ve bazen de seninle konuşmak iyi geldi, diyebileceğin birisi olmalı...
Dost, acı söyleyen değildir, acıyı tatlı söyleyebilendir.
Neredesin, yanan alnımı müşfik avuçlarında dinlendirecek meçhul arkadaş? Beraberken her şeyi unuttuğumuz insanlar var ya, işte onları unutmak çok zor.
Dostluk illa yan yana diz dize olmak değildir. Asıl, can cana kalp kalbe olmaktır.
İyi dostlar yıldızlar gibidir. Her zaman göremezsin ama orada olduklarını bilirsin.
Dostluk, iki yürek arasında akan bir nehir gibidir; gittiği yeri de temizler, geldiği yeri de.
Hakiki arkadaşlık sıhhatten farksızdır; kıymeti, ancak elden gittikten sonra anlaşılır. Dost ise düşünme, ver ömrünü gitsin; dost değilse hiç bekletme, yol ver gitsin.
Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir.
Gerçek arkadaşı olmamak, yalnızlığın en kötüsüdür. İyi ki varsın ve hep yanımdasın can dostum.
Unutma! Gerçek dostu, kötü günde tanırsın.
Gerçek dost yanlış yaptığında seni uyaran, sonrasında ise koruyan kişidir. Yaptığın yanlışı herkese duyuran değil.
Anneye, babaya, kardeşe küsersin…
Hepsine küsersin,
Dünyaya küsersin,
Evladına küsersin,
Ama dosta asla küsmezsin…
Anneye, babaya, kardeşe, arkadaşa anlatamazsın.
Ama dosta ağlaya ağlaya anlatırsın.
Hepsi hatalarını söyler,
Ama dost seni teselli eder.
Peygamberimiz de dostuyla çıktı yolculuğa.
Dost korur, dost kıymaz, dost anlar…
Dost, gözlerine bakınca mutluluğu da mutsuzluğu da anlar.
Yıllar geçse de görünce birbirine sıkıca sarılmaktır dostluk…
Yargılamaz, hatalarını seni incitmeden anlatır.
Yapamıyorum dediğinde
“Dua et, Rabb’im büyük.” der.
Umutsuz olduğunda arar,
Teselli eder…
Herkes gider, dost kalır yanında
Dosta küsemezsin…
Gerçek dostlar menfaatleri bitene kadar değil yürekleri yetene kadar sizi sevenlerdir.
Biri olmalı varlığını daima bildiğin, kendini güvende hissettiğin. Biri olmalı; üzülme, üzülürüm diyen biri olmalı hayatınızda. Zaman gelir yollarına kar yağar, etrafını hüzün bulutları sararsa, ne zaman bir dosta ihtiyaç duyarsan dost olabildiğim kadar buradayım. Koca bir çölde kum tanesi olmak ya da okyanusta su damlası, ama en güzeli, milyonlarca insan arasında senin arkadaşın olmak…
“Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Tam siperden dışarı doğru bir hamle yapacağı sırada, başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti.
- Delirdin mi sen? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük bir ihtimalle ölmüştür. Artık onun için yapabileceğin bir şey yok. Boşuna kendi hayatını tehlikeye atma dedi.
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini siperden dışarıya attı. İnanılması güç bir mucize gerçekleşti. Asker, o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker, yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperdeki diğer arkadaşı;
- Sana, değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın, dedi.
- Değdi, dedi, gözleri dolarak, değdi…
- Nasıl değdi? Bu adam ölmüş, görmüyor musun?
- Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için. Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
- Geleceğini biliyordum… Geleceğini biliyordum…”
Eşref BOLUKÇU
YazarGelişim döneminin özellikleri bilinmeden gerekli eğitim verilebilir mi? Gelişim döneminin özellikleri bilinmeden verilen eğitim hangi oranda ve hangi yönde etkili olur?İnsanın hiçbir gelişim dönemi, ç...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Mevsim değişiklikleri insan üzerinde bazı değişimlere neden olabilir. Bazı insanlar, mevsim değişikliklerine daha zor ayak uydurabilir. Mevsimlerin değişmesiyle enerjimizde, uykumuzda, iştahımızda, uy...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Amr bin Sâbit, “Uhayrim” lakabıyla tanınıyordu. Amr (r.a.) Medineliydi. Bütün kavmi Müslüman olduğu hâlde, o tek başına Müslümanlara muhalefete etmeye devam ediyordu.Uhud Savaşı devam ederken Medine’d...
Yazar: N.Nida DURAN
1986 yılının başlarıydı. Müdür Bey, öğrenim gördüğümüz yatılı okulumuzdaki sınıfa Fikret isminde bir çocuk getirmişti. Yüzü gözü çirkin sayılabilecek bu çocuğa, daha ilk dakikalardan kafayı takmış, Fi...
Yazar: Ayşe Gül PINAR