Camgöz ve Küçük Tavşan
Sevgili çocuk dostlarım;
Hafize Teyze bu sene tarlaya havuçla lahana ektirdi ve bakımını Ömer’le Zeliş’e verdi. Bu çocuklar henüz küçükler ama en güzel lahana ve havuçları yetiştirebilmek için çok çalışıyorlar. Bilmediklerini de kâhyaya sorup öğreniyorlar. Birlikte her gün tarlaya gidip sebzelere bakıyoruz.
Yalnız iki gündür tarlada bir acayiplik var. Çocuklar henüz başları görülen havuçların bir kısmında ve lahana yapraklarında ısırık izleri olduğunu gördüler. Bahçeye biri dadanmış olmalıydı. Ömer;
- Zeliş bunu yapanı bulmak için, bahçede nöbet tutmamız lazım, dedi. Zeliş;
- Çok iyi fikir. Biran önce kimin yaptığını bulalım. Yoksa lahana ve havuçlardan geriye bir şey kalmayacak.
Tarladan çıkıp eve doğru giderken, patika yolun kenarında gri renkte iri bir tavşan gördük...
O anda Uzun Kulak’la birbirimize baktık. İkimiz de aynı şeyi düşünüyorduk. Tarladaki havuç ve lahanaları yiyen bu olabilir miydi? Yanına yaklaştık. Çok üzgün görünüyordu. Uzun Kulak;
- Tavşan kardeş, Ömer’le Zeliş’in tarlasında olanlarla senin bir ilgin var mı acaba, diye sordu ama tavşan;
- Yavrum Zıpzıp iki gündür kayıp. Siz gördünüz mü acaba, diye farklı bir soru sordu. Ben de;
- Biz görmedik ama istersen birlikte arayabiliriz, dedim ve hep birlikte “Zıpzıııp!” diye bağırarak aramaya başladık. Bu arada tarlaya varmıştık. Dikkatli bakınca tarladaki ceviz ağacının arkasında minik tavşanı gördük. Annesi çok sevindi ve;
- Yavrucuğum iki gündür nerelerdesin? Çok merak ettik seni.
Yavru tavşan annesine kavuşmanın sevinciyle bir kez daha sarıldıktan sonra;
- Bir gün canım sıkılınca dolaşmaya çıktım ve bu tarlayı görünce dayanamayıp havuç ve lahanalardan yemeye başladım. Vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Bir de baktım hava kararmış. Karanlıkta yolumu bulamayınca burada kaldım.
Anne tavşan;
- Zıpzıp bu tarlaya izinsiz girmen çok yanlış. Üstelik de ne kadar çok zarar vermişsin, diyerek kızdı. Zıpzıp özür dileyerek boynunu büktü. Anne tavşan;
- Özür dilemen yetmez. Mademki zarar verdin o zaman bunu telafi için gelip bir hafta nöbet tutarak başka hayvanların zarar vermesine engel olmalısın, dedi.
O günden sonra yavru tavşan her gün gelip nöbet tuttu. İzin almadan kimsenin bahçesine girmemesi gerektiğini öğrenmişti. Arada Uzun Kulak’la ben de yanına gittik ve birlikte güzel oyunlar oynadık. Zıpzıp’la iyi arkadaş olmuştuk.
Görüşmek üzere çocuklar hoşça kalın…
Raziye SAĞLAM
YazarSevgili çocuk dostlarım;Yakında okullar açılacağı için köyün bütün çocuklarında büyük bir heyecan var. Bir sabah Ömer;-Babaanne köydeki çocuklar yaz boyunca Kur’an Kursuna gittiler ya acaba kurs bitme...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Dost sözlükte, “sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi anlaşılan kimse” anlamlarına gelir.Dostluk arkadaşlıktan çok farklıdır. Örneğin mahallemizde veya okulumuzda belki de çok samimi olamad...
Yazar: Naciye BEYZA
Bu yazıyı hazırladığım günlerde, İsrail yoğun bir şekilde Filistinlilerin üzerine bomba yağdırıyordu. Hastaneleri, sivilleri taşıyan konvoyları, mültecilerin kaldığı kampları ve bulduğu her yeri bomba...
Yazar: Raziye SAĞLAM
Sevgili çocuk dostlarım;Bugün Uzun Kulak’la ormana gittik. İnsanlar yaz sıcağından kurtulmak için, yiyecekleriyle birlikte ormana gelerek yiyip içip güzel vakit geçiriyorlar. Biliyorsunuz ağaçlar hava...
Yazar: Raziye SAĞLAM