Allah İçin Sevgi
Sevgimiz Allah için değilse o sevgi gelip geçicidir. Hakikî sevgi fâni olan değil bâki olandır. Gönül toprağımıza ekeceğimiz Hak sevgisinin tohumları büyüyüp dal budak sardıkça tüm güzel yürekli insanlara hayat bahşedecektir. Allah dostu Yunus Emre’nin “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü” görüşü doğrultusunda birbirimizi hiçbir çıkar gözetmeksizin Allah (c.c.) için seveceğiz.
Günümüzde ne yazık ki sevgisizlik ve iletişimsizlik insanlarımızı adeta kuşattı. Küçülen dünyamızda dolaşıp gönül ve kalp fakiri insanları gördükçe görevimizin ve sorumluluğumuzun ne kadar büyük ve ne ölçüde önemli olduğunu görmemek, sezmemek mümkün değil. Günümüzde insanlar her ne kadar akıl ve irade sahibi olsalar, dünyayı çok iyi düzenleseler, zevkler ve lezzetler içinde yaşasalar da yine de huzurlu değiller.
Gökyüzünü güneş ve ayla, yıldızlar ve sistemlerle; denizleri rengârenk mahlûkatla; arzın yüzünü insanlar ve hayvanlar için her mevsim sayısız nimetlerle donatan, tanzim ve tezyin eden, merhameti sonsuz olan Allah bilinmeyince hiçbir güzelliğin kıymeti bilinmez, manası anlaşılmaz hâle geliyor.
Dünya ve ahiret hayatının huzur ve saadet kaynağı olan Allah ve Rasûlullah’ı sevdirmeyi en büyük ideal ve görev bilen ve bu yolda rahatını, istirahatini terk ederek sevdiklerinden ayrı, gurbeti iliklerine kadar yaşayan, gece-gündüz koşma, Hakk’a ulaşma ve ulaştırma yolunda azimli ve kararlı gönül fatihleri ve ruh mimarları, herkesin dünya nimetlerine takılıp kaldığı günümüzde menfaat, makam, şan, şöhret ve şehvet gibi bütün engelleri aşarak hizmet aşkıyla hareket ediyorlar.
Gönül fatihleri ve ruh mimarları pusulasını kaybetmiş, yol ve yönünü bir türlü tayin edememiş, kalpleri bulanık, beyinleri sarsık, duyguları ve uzuvları kirlenmiş insanların hizmetine koşma, ellerinden tutma, aydınlığa kavuşturma, çoraklaşmış sinelerini âb-ı hayat olan hakikatlerle sulama ve bunu hayatlarının gayesi bilip bu yolda her türlü sıkıntı ve güçlüğe katlanmayı görev bilmektedirler.
Bu ne müthiş bir iman ve ahiret şuuru, ne müthiş bir gözleme, hesap duygusu ve ne müthiş bir insanlık sevgisidir ki aşk ve şevkle gerilime geçerek, fedakârlığın her türlüsünü yaparak gözleri yaşartan tablolar sergilemektedirler. Rahat ve istirahatlerini batmışlar, düşmüşler için terk ediyor, sevdiklerinin hasretiyle yanıp tutuşuyor ve gece-gündüz, düşmüş ruhları kaldırma yolunda çok ciddi gayret sarf ediyorlar.
Bütün sıkıntıların kaynağı inançsız, sorumsuz insan olduğu gibi, sevginin, emniyetin kaynağının da hesap endişesiyle kıvranan insan olduğunda şüphe yoktur. Hazan vurmuş sonbahar yaprakları durumuna düşmüş insanımızın şefkatle ve merhametle kucaklanmaya, ruhlarına inilip gönüllerinin tamir edilmeye ihtiyacı vardır.
İnsan, tanıdığını yakınlığı ölçüsünde sever. Bilmediğine karşı seviyesine göre uzak durur, bazen nefret eder, düşman olur. Bütün kâinat emrine verilen insan nereden gelir, nereye gider, görevi nedir? Elbette bu önemli sorulara cevap bulması gerekir.
İnsanın; kabiliyeti ilimle gelişen bir varlık olması itibarıyla, mutlaka kâinat kitabını anlatacak, sırrını çözecek, yaratılış gayesini kendisine duyuracak, varlık ağacının çekirdeği ve olgun meyvesi olan, âlemlere rahmet olarak gönderilen nura ihtiyacı vardır.
Rabb’imden tüm gönül dostlarım adına bu vapura binenlerden olmamızı diliyorum. Allah yâr ve yardımcımız olsun. Gönül çağlayanlarından akacak olan damlalar yüreğimizde hâleler oluştursun. Gönüller arasında kurulan dostluklar daim ve hayırlı olsun. Görünmeyen gönül kablolarıyla bizleri birbirine bağlayanlara selam olsun. Gönüllere köprü, kalplere nurlu kapılar açanlara ne mutlu!..
Sümeyye Büşra YILDIZ
YazarDostluk, aslında en şeffaf ve en mağrur kelimedir. Bizim “dost” dediğimiz, sağ yanımıza aldığımız ve her fırsatta şefkatli bir omuz saydığımız dostlarımızı seçerken dikkat etmemiz gereken en önemli şe...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Rahmet, mağfiret ve kurtuluş mevsimi ramazanda ve oruç sayesinde insan farkında olmasa da nefis ve irade terbiyesine sahne olur. Oruç tutanların (tuttuğu orucun önemini bilmeyenler hariç) daha sabırlı...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
El-Mümît: Ölümü Yaratan, Ecelleri Geldiğinde Canlıların Hayatına Son Veren, Ölümünü Gerçekleştirenİlâhî isimler arasında yer alan “el-Mümît” “canlının hayatına son veren, ölümünü gerçekleştiren” anlam...
Yazar: Editör
Günümüz anne babalarının çocuk eğitimi konusunda yeteri kadar akademik bilgi sahibi olmalarına rağmen hâl eğitiminde yetersiz oldukları görülmektedir. Çünkü aileler çekirdek olunca anne babalarda çocu...
Yazar: M. Emin KARABACAK