Sevgi Gönülleri Fetheder
Bu hayatta zaman içinde öğrendim ki, yaşama nasıl baktığın önemli… Kinle, nefretle, öfkeyle baktığında; kinle, nefretle, öfkeyle dolarsın. Sevgiyle, neşeyle baktığında yüreğin mutlulukla dolar. Dünyadaki sorunların temelinde sevgi eksikliği, sevgisizlik yatar. Sevgi, dünyaya huzur getirir…
Bırakalım sevgi istediğini yapsın; evrene dokunsun, yüreklere dokunsun. İnsan, sevme yetisini kaybettiği için anlamsızca yaşar; bunalımlara girer, psikolojik hastalıklara yakalanır. Sevgi ile doğarız. Sevgi ile yaşarız. Sevgi ile var oluruz. Sevgi ile hayata, yaşama tutunuruz.
Mevlâna’nın ifadesiyle, “Her yerde olmak gibi bir duan varsa, gönüllere gir; çünkü sevenler, sevdiklerini gönüllerinde taşırlar. Dinimiz, yaşamımızın her alanına kurallar koymuştur. İnsanların belli ilkelere göre yaşamaları; bu ilkelere göre hayatını yönlendirmeleri gerekir.
Bu önemli ilkelerden birisi de insan sevgisidir. Sevgi, Mevlâna’nın ifadesiyle; "Acıyı tatlıya, bakırı altına, hastalığı şifaya, zindanı saraya, belayı nimete ve kahrı rahmete dönüştürür." Sevgi duygusu, insanlar arasındaki ilişkinin ve kaynaşmasının en önemli unsurudur. Sevgi, toplumsal hayatın gelişip güçlenmesinin vazgeçilmez şartıdır.
Dinimiz, sevgi için Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde, bütün Müslümanların kardeş olduğunu vurgulayarak, onlar arasında güçlü bir sevgi bağı kurulmasını öngörmüştür. Bu konuda Yüce Rabb’imiz şöyle buyurmaktadır: "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin." (Hucurat, 10)
“İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir." (Fussilet, 34)
Demek ki insanları, özellikle müminleri kardeş gibi seveceğiz. Onlara iyilik ile yaklaşacağız ve onlara iyilik yapacağız. Sevgilerin en güzel örneklerini yaşayan ve bizlere öğreten yüreği sevgi dolu Peygamberimiz (s.a.v) de şöyle buyurmaktadır: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de kâmil mümin olamazsınız."
"Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine yakınlıkta, şefkat gösterip birbirlerini koruyup kollamada bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir yerinde bir rahatsızlık olduğunda; bunu, vücudun tüm uzuvları hisseder." Peygamberimiz, bu sözleri ile insanlar arasında sevgi ve kardeşliği öğütlemektedir. Böylece sevgi, gönüller fethedecektir.
Sevgi, bizleri bir arada tutan harç gibidir. Büyüklerimiz, bizleri bir arada tutan sevgi için öğütlerde bulunmuşlardır. "Yaratılanı severiz yaratandan ötürü." diyen Yunus Emre; "Bu kapı, ümitsizlik kapısı değildir; ne olursan ol yine gel." diyen Mevlâna; "Bir olalım, iri olalım, diri olalım." diyen Hacı Bektaş-ı Veli hep sevmeye ve sevgiye çağırmışlardır.
Sevgi, toplum için olmasa olmaz bir haslettir. Bireyleri ve nesilleri bir araya getirip kaynaştıran sevgidir. Toplum, sevgiyle kaynaşır; adaletle yaşar. Sevgi ya ana ve babanın evlâdını sevmesi gibi doğal olarak ya da insanların adalet, cömertlik, edep, hayâ gibi ortak değer ve faziletlerde birleşmeleriyle iradi olarak gerçekleşir.
Bu surette birbirini seven insanlar, kendi mutluluğunu düşündükleri kadar, diğer insanların yarar ve mutluluklarını da düşünürler. Böylece aralarındaki birlik ve kaynaşma daha da artar. Sevgi, Mevlâna’nın ifadesiyle; "Acıyı tatlıya, bakırı altına, hastalığı şifaya, zindanı saraya, belayı nimete ve kahrı rahmete dönüştürür." İnsanı hayata bağlayan zincirin en güçlü halkası ve insanı yaratanına ulaştıracak en sağlam merdiven de yine sevgidir.
Sevgi eksikliği neye sebep olur? Sevgisiz yaşanır mı? İnsanlar arasında olması gereken dostlukların azalması, ona bağlı olarak da kin, öfke, hiddet ve düşmanlıkların artması çoğu kez sevgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Yanlış düşünce ve davranışlarla, pek çok kötülüğün en önemli sebeplerinden biri de yine sevgi eksikliğidir. Hâlbuki sevgi olsa, öfkeler diner, düşmanlık duyguları biter.
Unutulmaması gereken bir husus şudur; tüm faziletler, tüm iyilik ve güzellikler, sevgi ve samimiyet ortamında doğar ve gelişir. Bu bakımdan, Allah rızasına dayanan sevgi pınarını herkesin gönlüne akıtmamız gerekir. Çünkü bu sevgi ve samimiyet olmadan, yüce dinimizin de hedeflediği faziletli hayat ve kâmil insan idealini yakalamamız mümkün değildir. İnsan sevgisine büyük önem veren yüce dinimizden aldığımız ilham ile kalplerimizi sevgi ile dolduralım. Gönüllerimizi herkese açalım. Yunus Emre'nin ifadesiyle;
Gelin tanış olalım,
İşin kolayın tutalım.
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.
Eşref BOLUKÇU
YazarSevgi nedir? Kaç çeşit sevgi vardır? Sevgi nasıl tanımlanabilir? Sevginin tanımı aslında kişiden kişiye göre değiştiği gibi sevilen kişi, canlı ya da eşyaya göre de değişir.Sevgi ve kardeşlik, insanoğ...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
Yavuz Sultan Selim giyim kuşamına itina etmez, giydiği kaftanı uzun süre sırtından çıkarmazmış.O çıkarmayınca vezir vüzera da yeni elbise yaptıramaz olmuş, iyice kılıksızlaşmışlar.Ne yapsak da padişah...
Yazar: Sema KORKMAZ
Çocukların kimlikleri yani kişilikleri 0-6 yaş döneminde büyük oranda oluşur. Daha doğrusu, altı yaşından önceki eğitim ve öğretim, çocukların kişiliklerinin temelini oluşturur. Bu nedenle anne ve bab...
Yazar: Eşref BOLUKÇU
İslam dini, insanların hem aklına hem de gönlüne hitap eder. Davette, gönül dilini kullanır. İslam’ın mesajı gönüllere hitap eder, zira imanın mahalli kalptir. İnsanlar, dinini dili ile ikrar ederler,...
Yazar: Emine Büşra YÜKSEL