Gözyaşlarıyla Gelen Şifâ
Mısırlı bir adamın kalp hastalığı vardı. Doktorlar hastalığının çok ağır olduğunu, ameliyatın yalnız yurt dışında yapılabileceğini söylediler. Adam, zaman kaybetmeden Londra'ya gitti ve kendine iyi bir doktor buldu.
Doktoru, hastalığının ağır olduğunu ve ameliyat olsa da yaşama şansının %1 olduğunu söyledi. Adam ne yapacağını bilemedi. Düşündü taşındı ve doktora ameliyattan önce memleketine dönerek vasiyetini yazacağını, işlerini yoluna koyarak on gün içinde geri geleceğini söyledi.
Adam memleketine geldi, on gün içinde düzene koydu her şeyi, yakınlarıyla helalleşip evden ayrıldı. Yolu pazarın karşısından geçiyordu. Pazarda bir kasap, etlerin kötü yerlerini ayırıp çöpe atıyordu. Bir taraftan da genç bir kadın, kasabın çöpe attığı etleri topluyordu. Kadına yaklaştı, etlerin kötü kısımlarını neden çöpten topladığını sordu.
Kadın utanarak beş çocuğu olduğunu, çocuklarının yılda yalnız bir kez Kurban Bayramı’nda et yediklerini söyledi. Adam, duyduklarına çok üzülmüştü. Kasaptan 5 kilo et alıp kadına verdi, sonra da kasabın her ay bu kadına 5 kilo et vermesi için 5 yıllık et parasını önceden ödedi.
Kadın, gözleri yaşlı ve sevinç içinde ellerini göğe açarak; Allah'ım, dedi. Sen bu adamın bütün zorluklarını kolaylaştır.
Kadın öyle içten dua etmişti ki duası bütün Arş'ı salladı.
Adam Londra’daki hastaneye gelmişti. Ameliyat öncesi yeniden muayene olunması gerekiyordu. Muayene eden doktor şaşırmış durumdaydı, adamı üç kez daha muayene etti; sonra adama bakarak: "Bu bir mucize, kalbin tamamen sağlam." dedi.
Adam, kadının onun için ettiği duayı hatırladı ve doktora;
- Mucize değil, bir kadının gözyaşları sebebi ile Allah'ın verdiği şifadır bu, dedi.
Ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular:
''Mallarınızı zekâtla koruyunuz. Hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz. Belaları da dua ile karşılayıp savınız."
Ayşe Gül PINAR
YazarDoktor, kansersin dedi. 4-6 ay arasında ömür sürersin, diye de tahmin etti. O anda her şey benim için bitmişti. Yaşım daha 28 idi. Babam vefat edince işlerin başına geçmiştim. Yüzlerce işçi kardeşe ek...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
"Erken yaşta emekli oldum ben.” diye başladı söze."Emekli olmadan evimi ve arabamı da almıştım. Dört çocuğum var, onları da evermiştim."Anlatırken gözleri yerde, kendi ayakta...Bir ben, bir hanım, bir...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Otobüs nedir?Normalden çok daha fazla (kırk ya da daha çok sayıda) yolcu alabilen ve bunları taşıyabilecek kadar büyük, motorlu kara taşıtlarına otobüs denir.Okyanus nedir?Okyanus, kıtaları birbirinde...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Suriye Operasyonu’na katılan bir binbaşı anlatıyor:“Suriye'de operasyondayız. Bir çocuk koşa koşa yanıma geldi.Arkasından çağıran dedesi ve nenesine aldırmaksızın. Diz çöktüm, sıkıca sarıldım. Bir şey...
Yazar: Ayşe Gül PINAR