Asrın Felaketinde Yüreklerimiz Dağlandı
6 Şubat 2023 tarihinde saat 04.17 de Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve saat 13.26 da Elbistan Merkezli 7.6 büyüklüğünde iki depremi yaşadık. Depremlerin ardından iki bine yakın artçı deprem oldu. Şehirler beşik gibi sallandı.
Depremden etkilenen 10 il ve çevresindeki şehirler hayalet şehirlere döndü. İnsanlar daha güvenli gördükleri yerlere akın ettiler. Son duruma göre; Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis ve Malatya illerinde otuz binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti, seksen binden fazla vatandaşımız yaralandı. Depremin sekizinci gününde canlarımız enkazın altından sağ olarak çıkarıldı. Mü'minler ümitsiz olmaz. Ümitli bekleyişlerimize devam edeceğiz.
Deprem bilindiği gibi yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayı. Yurdumuz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir.
Bir daha böyle felaketlerin olmaması için devletin ve bizlerin yapacağı görevler var. Deprem öncesi yerleşim bölgeleri titizlikle belirlenmelidir. Kaygan ve ovalık bölgeler iskâna açılmamalıdır. Konutlar gevşek toprağa sahip meyilli arazilere yapılmamalıdır. Yapılar deprem etkilerine karşı dayanıklı inşa edilmelidir. Yapı tekniğine ve inşaat yönetmeliğine uygun olarak imar planında konuta ayrılmış yerler dışındaki yerlere ev ve bina yapılmamalıdır. Dik yarların yakınına, dik boğaz ve vadilerin içine bina yapılmamalıdır. Çok kar yağan ve çığ gelen yamaçlarda bina yapılmamalıdır. Mevcut binaların dayanıklılıkları artırılmalıdır. Konutlara deprem sigortası yaptırılmalıdır.
Bu önlemlerin yanı sıra, yapısal olamayan, yani binadan değil de eşyalardan kaynaklanacak hasarlardan korunmak için günlük kullandığımız eşyalar duvarlara sabitlenmeli. Küçük nesneler ve şişeler, birbirlerine çarpmayacak ve devrilmeyecek şekilde, kutuların içine yerleştirilmelidir.
Gaz kaçağı ve yangına karşı, gaz vanası ve elektrik sigortaları otomatik hale getirilmelidir. Binadan acilen çıkmak için kullanılacak yollardaki tehlikeler ortadan kaldırılmalı, bu yollar işaretlenmeli, çıkışı engelleyebilecek eşyalar çıkış yolu üzerinden kaldırılmalıdır. Geniş çıkış yolları oluşturulmalıdır. Dışa doğru açılan kapılar kullanılmalı, acil çıkış kapıları kilitli olmamalıdır. Acil çıkışlar aydınlatılmalıdır.
Önemli evraklar (kimlik kartları, tapu, sigorta belgeleri, sağlık karnesi, diplomalar, pasaport, banka cüzdanı vb.) kopyaları hazırlanarak su geçirmeyecek bir şekilde saklanmalı, ayrıca bu evrakların bir örneği de bölge dışı bağlantı kişisinde bulunmalıdır. Bina yönetimince önceden belirlenen, mesken veya iş yerinin özelliği ve büyüklüğüne göre uygun yangın söndürme cihazı mutlaka bulundurulmalı ve periyodik bakımları da yaptırılmalıdır. Bu cihazlar kolayca ulaşılabilecek bir yerde tutulmalıdır. Yeri herkes tarafından bilinmelidir.
Deprem anında bina içerisindeyseniz kesinlikle panik yapılmamalıdır. Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durulmalıdır. Varsa sağlam sandalyelerle desteklenmiş masa altına veya dolgun ve hacimli koltuk, kanepe, içi dolu sandık gibi koruma sağlayabilecek eşya yanına çömelerek hayat üçgeni oluşturulmalıdır.
Baş iki el arasına alınarak veya bir koruyucu (yastık, kitap vb.) malzeme ile korunmalıdır. Sarsıntı geçene kadar bu pozisyonda beklenmelidir. Güvenli bir yer bulup, diz üstü çök, Başını ve enseni koruyacak şekilde kapan, Düşmemek için sabit bir yere tutun.
Deprem sonrasında kapalı alanda isek önce kendi emniyetimizi sağlamalı. Sonra çevrenizde yardım edebileceğiniz kimse olup olmadığını kontrol etmeli. Depremlerden sonra çıkan yangınlar oldukça sık görülen ikincil afetlerdir. Bu nedenle eğer gaz kokusu alırsak, gaz vanasını kapatalım.
Camları ve kapıları açalım. Hemen binayı terk edelim. Acil durum çantamızı yanımıza alalım. Cadde ve sokakları acil yardım araçları için boş bırakalım. Her büyük depremden sonra mutlaka artçı depremler olur. Artçı depremler zaman içerisinde seyrekleşir ve büyüklükleri azalır. Artçı depremler hasarlı binalarda zarara yol açabilir. Bu nedenle sarsıntılar tamamen bitene kadar hasarlı binalara girilmemeli.
Açık alanda isek çevremizdeki hasarlı binalardan ve enerji nakil hatlarından uzak duralım. Önce yakın çevremizde acil yardıma gerek duyanlara yardım edelim. Yardım çalışmalarına katılalım. Özel ilgiye ihtiyacı olan afetzedelere -yaşlılar, bebekler, hamileler, engelliler- yardımcı olalım.
Yıkıntı altında mahsur kaldıysak paniklemeden durumunuzu kontrol edelim, kurtarma ekipleri en kısa zamanda bize ulaşmak için çaba gösterecektir. Enerjimizi en tasarruflu şekilde kullanmak için hareketlerimizi kontrol altında tutalım. El ve ayaklarımızı kullanabiliyorsak su, kalorifer, gaz tesisatlarına, zemine vurmak suretiyle varlığınızı duyurmaya çalışalım. Sesimizi kullanabiliyorsak kurtarma ekiplerinin seslerini duymaya ve onlara seslenmeye çalışalım. Ancak enerjimizi kontrollü kullanalım.
Her şeye rağmen canla başla evindekini avucundakini paylaşan vicdan sahip milyonlarca insanın duyarlılığı ve yüzlerce sivil toplum örgütlerinin gece gündüz uğraşı depremin yaralarına merhem, acılarına şifa olmuştur. “Takdir” ve “tedbir” birbirinin tamamlayıcısıdır, birbirinin yerine geçmez ve birbirinin karşısına dikilmez.
“Git deveni bağla ondan sonra Allah’a tevekkül et.” diyen Hz. Peygamber (s.a.v.)’in kutsal emrinin bütün çıplaklığıyla kendini gösterdiği bir ders oldu. Ummadığımız bazı insanların bu zor dönemde neleri başarabileceğinin, nice gizli yeteneklerin, saklı duyguların kendini gösterdiği bir zaman dilimi oldu. Kısacası her insan bir potansiyel değerdir.
Bir ev kedisini çıktığı yere sık sık girerek ev sahipleriyle kurduğu iletişim onların kurtuluşuna vesile olması “Allah dilerse küçük bir sebeple birçok canı kurtarır.” gerçeğini bu depremle bize tekrar hatırattı. En büyük gücün, tek sığınağın ve en güzel yönetimin merhamet olduğu tekrar göründü. Zira ayağındaki mesti ve kumbarasındaki harçlığı gönderen de evindeki ineğini sattıran da merhamettir. Beşik gibi sallanan yerküreyi durduran da merhamettir. Öyle ise söylem ve eylemlerimizde de merhamet olmalı.
Enkaz altında ailelerinin, ciğerparelerinin cesetlerini çıkaran yüzlerce ehli imanın; “Allah’ım; bu malındı ve bizde de emanetti, emanetini geri aldın, cennette tekrar bizi buluştur.” duasıyla bir yandan imanın en büyük bir teselli kaynağı olduğu gerçeğini ortaya koyarken, diğer yandan da bütün inkârcı ve materyalist düşüncelerin de bu deprem enkazında can çekiştiği an oldu. Ölülerimizin arkasında akıttığımız “gözyaşları ebed isteyen insanın ahiret yurdundaki talebinin” lisan-ı hâl ile dile getirme gerçeğidir. Böylece dünyanın fani yüzüyle beraber ahiret yurdunun baki olan gerçeğiyle tekrar yüzleştik.
Allah’ım; bize razı olduğun şekilde değişim ve dönüşüm iradesi lütfeyle, kusurlarımızı eksiklerimizi bize hissettir, hatalarımızdan günahlarımızdan bize dönüş şuurunu nasip eyle, varis kıldığın bu yeryüzü mülkünde bizleri imar edenlerden eyle, duçar olduğumuz bu imtihanın ağırlığı altında bize güç ve kuvvet ver Ya Rabbi! Sabi ve masum çocukların, beli bükülmüş yaşlıların, dilsiz masum hayvanatın yüzü suyu hürmetine ihmalimizle bizi helak eyleme Allah’ım! Bireysel ve toplumsal yanlışlarımızdan, bu büyük musibetten doğru dersler çıkarmayı bize lütfeyle. Vefat edenlere rahmet, enkaz altında bekleyenlere merhamet, yaralılara da şifa nasip eyle." (Cuma Karan)
Yaşanan felakette ihmali olanlara en ağır cezalar verilmeli. Devlet ve millet üzerine düşenleri yapmalı. Bu felakette; devletimiz tüm kurum ve kuruluşlarıyla insanların yanında oldu. Başta Afad, Kızılay, Diyanet, gönüllü kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, vakıflar, dernekler tek yürek oldular. El ve gönül birliğiyle yardım seferberliği başlattılar. Kardeşlerinin yardımına koştular. Para ve eşya yardımlarıyla deprem yaşanan şehirlere akın ettiler. Allah hepsinden razı olsun. Rabb’im yaptıkları hayırlı güzel işleri kabul eylesin. Allah'ım her tülü felaketlerden bizleri koru. Âmin...
Ali ÖZKANLI
Yazarİnsanoğlu erdemleri ve zaafları ile insandır. Önemli olan bakış açısıdır. Söz sultanları; "Güzel bakan güzel görür, güzel gören de güzel düşünür." demişler.Mevlâna, Mesnevî adlı meşhur eserinde şöyle ...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Milletler büyük oğullarıyla nefes alırlar…Türk dilinin en az 3500 yıllık geçmişe sahip olduğu tahmin edilmektedir. Bu kadar eski geçmişe sahip olup hâlâ da varlığını gelişerek devam ettirmesinde elbet...
Yazar: Oğuzhan AYDIN
Öğretmen, mesleğini ve öğrencilerini sevmeli, onları incitmemeli. Öğretmen, çevresine örnek olmalı.  ...
Yazar: Ali ÖZKANLI
İslâm, sorumlulukları önceleyen dindir. Sınav dünyasında önce sorumluluklarımızı bilmeli ve onları yerine getirmeliyiz ki, haklarımızı konuşabilelim. Başka kültürlerde haklar öncelenir, sorumluluklar ...
Yazar: Ali AKPINAR