Camgöz ve Karatavuk Kuşları
Sevgili çocuk dostlarım;
Uzun Kulak’la bahçede koşup oynarken “Cik! Cik! Cik!” diye hiç durmadan öten telaşlı kuş sesleri duyduk. “Nerden geliyor?” diye etrafa bakarken, asmada iki tane kapkara kuş gördük. İkisi aynı anda ötüp çırpınıyordu. Hemen koşarak yanlarına gittik. Güvercinden biraz küçüklerdi. Tüyleri simsiyah, küçücük gagaları kırmızıydı. Daha önce hiç böyle bir cins görmemiştim. Beni görünce telaşları daha da arttı. Kediler kuşları avlamalarıyla bilinir ya; ondan korktular herhalde. Ben;
- Durun sakın korkmayın! Ben sadece yardım etmek için geldim. Şimdi gidip kâhyaya haber vereceğiz ama siz nerden geldiniz böyle? Daha önce hiç görmedik buralarda. Bu arada sesiniz ne kadar güzel. Telaşla bağırırken bile ne güzel ötüyorsunuz, dedim. Kuşlardan sağlam olanı;
- Güzel sözlerin için sağol. Biz çok uzaklardan taa uzaktan Kuzey ülkelerinden geldik. Benim adım Gece eşimin adı da Güneş. Genel olarak bizlere “Karatavuk Kuşu” derler. Vatanımız orası ama başka yerleri gezip görmek için çıktık, buralara kadar geldik. Çok da güzelmiş buralar. Eşimin ayağı asmaya takıldı,çıkaramıyoruz,dediği anda Uzun Kulak’la ben kâhyaya doğru koşmaya başlamıştık bile.
Kâhya kuşları görünce gülümsedi
- Siz ne güzel şeylersiniz böyle. Ayağın mı sıkıştı? Kıyamam sana,derken bir taraftan da ayağına dolanan ince daldan kurtardı ve bir sargı beziyle incecik bileğini sardı. Kâhya Güneş’i kurtarana kadar Gece de etrafında kanat çırptı.
Kâhya sonra “Hadi gelin peşimden.” dedi. Önden giderken hepimiz onu takip ettik. Biraz sonra çınar ağacına asılı bir kuş evini gösterdi. Kâhya;
- Burada istediğiniz kadar kalın. İçinde yiyecek ve pamuk örtüler de var.
İkisi de çok sevindiler. Güneş;
- Sizler ne kadar iyisiniz. Biz devamlı burada mı kalsak acaba,diye gülümsedi.
Sonra birlikte oynadık. Biz koştuk onlar da güzel sesleriyle öterek üzerimizde uçtular. Akşamüstü Hafize Teyze, Zeliş ve Ömer yanımıza geldiler. Kâhyadan duymuşlar Gece ile Güneş’i. Hafize Teyze kucaklar gibi kollarını açtı ve;
- Çiftliğimize ne güzel kuşlar gelmiş. İpek gibi de parlıyorsunuz.
Ömer’le Zeliş de çok sevinmişti. Gece ile Güneş o güzel ötüşleriyle onlar için de dakikalarca öttüler.
Bir dahaki sayımızda yine Gece ve Güneşle birlikte olacağız.
Görüşmek üzere çocuklar, hoşçakalın…
Raziye SAĞLAM
YazarSevgili çocuk dostlarım; Kasım ayının gelmesiyle havalar serinlemeye başladı. Soğuklar bastırmadan köyün çocuklarıyla birlikte yaylada piknik yapacağız. Çocuklar köyün otlatılacak koyun, kuzu ve ...
Yazar: Raziye SAĞLAM
İftar nedir?Oruçlu bir kimsenin, akşam namazı vakti girdikten, yani güneşin battığı iyice anlaşıldıktan sonra, yiyerek veya içerek orucunu açmasına iftar denir.İhram nedir?Hacca veya umreye niyet eder...
Yazar: Ayşe Gül PINAR
Siyah bir kedi. Simsiyah…Beyaz karlardan bir tünelde. Bembeyaz…İlerliyordu.Tünelin ne başı belliydi ne sonu. Siyah kedi, sonuna kadar gitmeliyim, diye düşündü.Sonu neresiydi, bilmiyordu.Sağı solu önü ...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Sevgili arkadaşlar; öyle anlar vardır ki duyguları ifade etmeye kelimeler kifayetsiz kalır. Söylenecek çok şey vardır ama gönül susar, dil dönmez olur. Dilin ifade edemediği duyguları gözlerden ...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN