2. Abdulhamid Dönemi Saat Kuleleri
Saat kulelerinin ortak özellikleri şöyle sıralanabilir: Saatler her saat başı saat sayısı kadar veya saat başı tek vuruş yapacak şekilde imal edilmişlerdir. Bazı saatler her saat başı saat sayısına ilave olarak her yarım saatte çalarlar veya çeyreklerde tek, buçuklarda çift, üçüncü çeyrekte üç ve saat başlarında da saat sayısı kadar çalanlar da vardır.
Bazılarında ise, her saat başındaki vuruşlar bir-iki dakika ara ile tekrar edilir. Büyük ağırlıklarla çalışan saatler, özelliklerine göre, haftalık on beş günlük veya aylık olarak kurulabilir. Her kulenin bir veya daha çok saat kadranına ve çana sahip olması, bir başka ortak özelliktir.
Bu yapılar zamanı gösteren aletleri taşımaları yanında; kaidelerindeki çeşmelerle sebil; muvakkithane görevlerinin yanı sıra yangın kulesi ve sisli puslu havalarda yön gösterici, ayrıca bazılarının üzerinde taşıdıkları (rüzgârgülü, barometre gibi) değişik hava olaylarını ölçen aletler taşımasıyla da, çok fonksiyonlu yapılar olarak kullanılmışlardır.
Saat kuleleri Osmanlı dünyasında XVIII ve XIX. yüzyıllarda batıdan doğuya doğru giderek yaygınlaşmış, II. Abdülhamid’in, tahta çıkışının yirmi beşinci yılında (1901) valilere saat kulesi yapımıyla ilgili olarak gönderdiği irade üzerine saat kuleleri Anadolu içlerine ve Osmanlı Devleti coğrafyasının tamamına yayılmıştır.
Osmanlılarda ancak II. Abdülhamid Dönemi’nde gündeme gelen saat kulelerinin yapımındaki bu gecikmenin sebebi zaman kavramının namaz vakitlerine sıkı sıkıya bağlı olmasıdır. Batı’nın saat sistemine pek uymayan bu zaman kavramı başlangıçta mekanik saatlerde de bağdaştırılamamıştı.
Öte yandan saat kulelerinin yapımıyla Osmanlı Devleti’nde ki yenileşme, düşünce ve uygulamaları arasında da bir paralellik bulunmaktadır. Dönemin mimarî geleneğini (barok, empire, eklektik ve neo-klasik üslûp) yansıtan saat kuleleri genellikle sade taş yapılardır. Bunlardan Tophane, Yıldız Sarayı, Dolmabahçe, İzmir ve İzmit saat kuleleri en süslü olanlardır.
Ankara Saat Kulesi
“Sultan-ı zaman Hazret-i Abdülhâmid Hân-ı Sani asr-ı cihan banilerinde
Vali-î vel asan-ı vilayet devletlû Sırrı Paşa’nın asar-ı himmet-i
Ve izzetlü el -Hac Süleyman Refik Efendi nezaretiyle işbu saat vaz kılındı, sene 1302.”
Kule, Ankara Valisi Sırrı Paşa’nın gayretleri, Hacı Süleyman Refik Efendi’nin gözetiminde 1884’te yapılmıştır. Kule, köşeleri dar, kenarları geniş, sekizgen gövdeli ve 9 metre yüksekliktedir. Güneybatıya, şehre bakan cephesinde 1 metre çapında bir saat kadranı yer alır.
Çanının üzerinde Louis Edel tarafından 1884’te, Strasburg’da yapıldığı yazılıdır. Saat kulesinin ismine ilk defa Rumî 1308-1309 tarihli Ankara Salnamesi’nde rastlanmaktadır. 1977 yılına kadar hiç durmadan çalışan saat, bakımsızlıktan ötürü bugün çalışmamaktadır.
Yıldız Saat Kulesi
Beşiktaş’ta Yıldız Kompleksi’nin içerisinde Hamidiye Camii'nin önünde yer aldığından Hamidiye Saat Kulesi olarak da bilinir. Osmanlı ve neo-gotik tarzın birleşimiyle meydana gelen saat kulesi 1890 yılında Sarkis Balyan tarafından inşa edilmiştir.
Aşağıdan yukarıya doğru daralarak yükselen saat kulesi yaklaşık yirmi metre yüksekliğinde üç katlıdır. Köşeleri kırık dört cepheli (sekizgen) inşa edilen yapının en belirgin özelliği ilk katında dört satırlık yazıt ve onun da üzerinde Sultan II. Abdülhamid’in tuğrasının yer almasıdır.
İkinci kat bitkisel motifli mukarnas ile ilk kattan ayrılarak termometre ve barometre yer almaktadır. Üçüncü katında ise saat ve saat odası yer almaktadır. Saat odasını sivri ve dilimli bir kubbe örter. Dekoratif çatının üzerinde ise bir pusula ve rüzgârgülü yer almaktadır.
Dolmabahçe Saat Kulesi
19.yüzyıl eseri olup barok ve ampir üslupla inşa edilmiştir. Dolmabahçe Saat Kulesi zamanı göstermenin yanı sıra hava durumu hakkında da bilgi verir. Kapı hizasında dört tarafa yerleştirilen barometreler havanın fırtına-rüzgâr-yağmur-mütehavvil (iyi hava-sabit hava ) olup olmadığını göstermek içindir.
12×12 metrelik alanda aşağıdan yukarıya doğru daralan kulenin birinci kat pencere alınlıkları zengin bitkisel motiflerle bezenmiştir. İkinci kat daha sade olup alınlıklarında II. Abdülhamid Han'ın silah ve terazi ekleyerek son şeklini verdiği Osmanlı arması yer almaktadır. Üçüncü kata parmaklıklı balkon ile geçiş sağlanır. En üst katta ise rüzgârgülü olan külah yer almaktadır. Kuledeki saatler özel olarak Fransa’dan getirilmiştir. Deniz tarafındaki saat diğerlerinden ayrı olarak kurulmaktadır. Kulenin her yüzünde birer saat bulunmaktadır.
İzmir Saat Kulesi
Sultan II. Abdülhamid Han'ın tahta çıkışının 25. yılını kutlamak amacıyla yaptırılmıştır. İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa, Bahriye Mirlivası Said Paşa ve Belediye Reisi Eşref Paşa'nın katkılarıyla yapılmıştır. Beyaz mermerden oluşan platformun üzerine kesme taştan oluşan gövde yerleştirilmiştir.
Yirmi beş metre yüksekliğindeki yapı dört katlı olup kolonlar Kuzey Afrika temalıdır. Baklava dilimi kabartmalarına sahip olan saat kulesine dört tane 75 cm çapında saat eklenmiştir. Bu saatler Alman İmparatoru Wilhelm'in hediyesidir.
Bursa Saat Kulesi
İlk olarak Sultan Abdülaziz Dönemi’nde yangın kulesi olarak yaptırılır. 1900’lü yıllarda hasar gören kule, II. Abdülhamid Han'ın tahta çıkışının 30. yılında Vali Reşit Mümtaz Paşa tarafından saat kulesi olarak ayağa kaldırılır. Yirmi beş metre yüksekliğindeki kuleye dört basamakla çıkılan yuvarlak kemerli ahşap kapıdan girdikten sonra 89 basamakla kuleye ulaşılır. Kulenin üst katının dört cephesinde, 90 cm çapında yuvarlak saatler bulunmaktadır.
Çanakkale Saat Kulesi
Şehrin merkezine yaptırılan saat kulesi çan kulesiyle birlikte beş katlıdır. Üzerindeki kitabe Türkçeye çevrildiğinde kulenin aslında şehre su getirilmesi amacıyla yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bu da saat kulelerinin sadece zamanı tanımak amacıyla yapılmadığını aynı zamanda su deposu olarak kullanıldığını göstermektedir.
Ayvalık kesme taşından yaptırılan saat kulesinin ilk bölümü balkon olup diğerleri silme taştan oluşmaktadır. Çan kulesinin altında ise dört tarafa yerleştirilmiş saatler bulunmaktadır. Aşağıdan yukarıya doğru daralan saat kulesinin tepesindeki çan ise yangının şehre haber verilmesi yangından herkesin haberdar olmasını sağlamak içindir.
Kule kare planlı aşağıdan yukarıya doğru incelen bir görüntüye sahiptir. Gövdesi dikdörtgen silmelerle beşe bölünmüştür. En üstte çanın asıldığı çokgen gövdeli kubbeli köşk yer alır. Onun altında dört yönde yuvarlak kadranlı saat bulunur.
İzmit/Kocaeli Saat Kulesi
Bugünkü tren istasyonunun kuzeydoğusundaki tepe üzerinde yer alan saat kulesinin, üç tarafındaki sebillerin alınlığında ve kapı üzerindeki çok zor okunan kitabeleri vardır. Bunlardan batı taraftakinde “1318 Belediye etti inşa bu kule ile çeşme-i Seyyit Kamariye.” yazılıdır.
Orta katta, her cephede yuvarlak kartuşlar içinde, yarısı silinmiş II. Abdülhamit’in tuğrası görülür. Kule, 1902-1903 tarihinde, İzmit Mutasarrıfı Musa Kazım Bey tarafından, Mimar Vedat Bey’e yaptırılmıştır. Giriş kapısının yanındaki Türkçe kitabeden, kulenin 1970’te Seka tarafından restore edildiği anlaşılmaktadır.
Köşeleri çifter sütunlu, kenarları sebilli kare kaidelidir. Sebiller, silmeli basık yuvarlak kemerli niş şeklindedir. Profilli birer teknesi bulunur. Sebilli kaide üzerinden yükselen, köşeleri pahtlanmış, kare prizma gövde yer alır. Gövde enine üç silmeyle dört kata bölünmüş, üzeri piramidal külahla örtülmüştür. Geniş saçaklı külahın altında, dört yönde yuvarlak birer saat kadranı yer alır. Çeşme üzerinde, köşelerde ve gövdedeki pencere üzerinde neo-klâsik üsluplu süslemeler görülür.
Bibliyografya
Enver Behnan Şapolyo, “Saat Kulelerimiz”, Ankara 1969.
Hakkı Acun, Anadolu Saat Kuleleri, Ankara 1994.
Metin Sözen, Cumhuriyet Döneminde Türk Mimarlığı, İstanbul 1984.
Necmi Ülker, “İzmir Saat Kulesi”, Lale, s. 7, İstanbul 1990.
Meydan Larousse, C. 11, 1973.
Sevim Çakmak, Sultan II. Abdülhamid’in 25. Cülus Yıldönümü Kutlamaları (yüksek lisans tezi, 2000).
Vahide Gezgör, “Dolmabahçe Saat Kulesi”, Milli Saraylar, s. 1, Ankara 1987.
Resul KESENCELİ
YazarEvliya Çelebi XVII. yüzyılda İstanbul’u Seyahatname isimli eserinde anlatırken Ayasofya’nın Sırları ve gizemlerini yazmıştır. Biz de bu eserde anlatılanları bu yazımızda ifade etmeye çalışacağız.Seyah...
Yazar: Resul KESENCELİ
Mustafa Nehcî Efendi, Halvetiyye Tarikatı’nın Cihangiriyye kolunun önemli isimlerindendir. O, hakîkat yolcusu bir mürşid-i kâmil ve topluma yön veren gönül erlerindendir. Nehcî Efendi, velûd bir müell...
Yazar: Fatih ÇINAR
Prof. Dr. Mehmet Soysaldı ile RöportajDünyevîleşme denilince ne anlamalıyız, dünyevîleşmenin tarifini yapabilir misiniz?Yüce Allah, insanı en güzel bir şekilde yaratmış ve ona sayısız nimetler vermişt...
Yazar: Şerif Hamideddin TEKTAŞ
1.BeyitDostdan gayrı ki yok dünyaca hiç vârım benimOlmasın dünyâda andan özge bir yârım benim(Benim dosttan başka dünyada hiç kimsem yok, dünyada ondan başka bir sevgilim/ sevdiğim olmasın.)Öyle bir d...
Yazar: Resul KESENCELİ