Editörden: Bir Kuşcağızı Bile Yaşatmanın Önemi
Yüce dinimiz İslam, bize insanlara ve diğer canlılara karşı hak ve sorumluluklarımızı öğretir. Bütün konularda olduğu gibi hayvanlara merhametle davranmak konusunda da bizlere örnek olan Peygamber Efendimiz, belli başlı zararlılar hariç, hayvanların faydasız ve keyfî bir şekilde öldürülmesini yasaklamıştır. Bir defasında ashabına:
– Haksız yere bir serçeyi öldürenden Allah Teâlâ kıyâmet gününde hesap soracaktır, buyurmuştur. Ashab-ı kiram:
– Serçenin hakkı nedir, diye sorduğunda Sevgili Peygamberimiz:
– Onun kesilmesi ve sonra da yenilmesidir, buyurarak bir kuşçağızı bile yaşatmanın önemine işaret etmiştir.
Benzer bir hadîs-i şerifte Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki:
– Kim bir serçeyi boş yere sırf eğlence olsun diye öldürürse, kıyamet günü o serçe feryât ederek Allah’a şöyle seslenir:
– Ey Rabb’im! Falan beni gereksiz yere öldürdü, herhangi bir fayda için öldürmedi.
Yukarıdaki hadis-i şeriflerden anlaşılacağı üzere, dinimizde faydalanmak niyetiyle değil de sırf zevk ve eğlence olsun diye hayvanların avlanması ve öldürülmesi uygun görülmemiştir. Bu hassasiyet onların hayat haklarına tecavüz olarak değerlendirilmiştir. Sevgili Peygamberimiz, bütün müminleri gerek hayvanlara gerekse onların yavrularına karşı daimî bir şefkat ve merhamete davet etmiştir. Abdullah bin Mesût diyor ki:
Biz bir yolculukta Resûlullah ile beraberdik. Peygamber Efendimiz, bir ihtiyacı için yanımızdan ayrıldı. O sırada bir kuş gördük, iki tane de yavrusu vardı. Biz yavrularını aldık, kuş ise aşağı yukarı çıkıp inerek çırpınmaya başladı.
Neticede Resûl-i Ekrem geldi ve şöyle buyurdu:
– Kim bu zavallının yavrusunu alarak ona eziyet etti, çabuk yavrusunu geri verin! Bu hassasiyet hayvanların yavrularına verilen önemi göstermektedir.
Yine Resûlullah, bir gün ashabıyla birlikte otururken elinde üzeri sarılı bir şey bulunan bir adam gelir ve Peygamber Efendimiz’e şöyle der:
– Ey Allah’ın Resûlü, seni görünce buraya geldim. Gelirken bir ağaç kümesinin yanına uğradım. Orada bir kuşun yavrularının seslerini işittim de hemen onları alıp elbisemin arasına sardım. Derken anneleri gelip başımın üzerinde dönmeye başladı. Neticede ben yavrularının üzerini açtım, anne kuş gelip onların üzerine kondu. Ben tekrar üzerlerini örttüm. Şimdi onlar işte burada benimle beraberdir. Sevgili Peygamberimiz:
– Onları hemen bırak, diye emretti. Adam da bıraktı. Ama anneleri yavrularını terk etmedi. Bunun üzerine merhamet Peygamberi ashabına sordu:
– Şu annenin yavrularına şefkatine hayret ediyorsunuz, değil mi? Ashap:
– Evet, yâ Resûlallah, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz:
– Beni hak ile gönderen Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun ki, Allah’ın kullarına karşı rahmeti, şu anne kuşun yavrularına karşı taşıdığı şefkatten daha fazladır. Onları götür, aldığın yere koy, anneleri de beraber olsun, buyurdu. Adam da onları tekrar geri götürdü.
Resûlullâh Mekke’ye gitmek üzere ihramlı olarak Medine’den çıkmıştı. Bir yere gelince gölgede kıvrılıp uyumakta olan bir ceylan gördü. Resûlullâh bir şahsa, herkes geçinceye kadar ceylanın yanında bekleyip kimseye hayvanı tedirgin ve rahatsız ettirmemesini emretti.
Bütün bu güzel tablolar bize gösteriyor ki, bütün canlılara hizmet ve merhamet bizim için vazgeçilmez bir güzelliktir.
// Musa Tektaş
Editör
YazarMahremiyet, "haram" kelimesinden türemiş olup, yasaklılık durumunu ifade eder. İffet ise bu mahremiyetin korunmasıyla ilgilidir ve hem kadın hem de erkek için eşit sorumluluk taşır. Nur Suresi'nde, mü...
Yazar: Editör
İnsanların birlik ve beraberlik içinde yaşaması çok önemlidir çünkü hiç kimse tek başına her şeyi başaramaz. Herkes zaman zaman yardıma ihtiyaç duyar ve dayanışma sayesinde zorlukların üstesinden geli...
Yazar: Editör
Sıcacık pişmiş bir tencere yemek gibidir aile. Pişene kadar biraz ateş, biraz har gerekir. Emek kısmıdır bu. Sabır kısmıdır…Pişirme emeği karşılandıktan sonra sıcaklık ayarı mühimdir elbet. Çok kısmam...
Yazar: Nilüfer Z. AKTAŞ
Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Cengiz Han’ın torunu Hülagu, 1258 tarihinde Bağdat’a girerek Abbasi Halifesi Mutasım’ı keçeye sarıp Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür. Şehirde katlia...
Yazar: Sema KORKMAZ