Abdullah Dede
İnsan küçük bir âlemdir, derdi Dedem. Kendi içinde mevsimleri yaşar, bazen yaz mevsimi kadar sıcak ve mutlu, bazen kış mevsimi kadar soğuktur. Bazen sonbahar gibi hüzün çöker üstüne...
Bazen yıldızlar kadar uzakta, bazen bir nefes kadar yakındadır.
Bazen gece ile gündüz gibidir. Bir güneşle aydınlanan gönlüne, gece ile karanlık çöker. İçinde yaşattığı tüm acıların, dertlerin üstünü bir yorgan gibi örtüverir.
Tüm bunlara rağmen insan bilir ki, bu dünyaya bir amaç için gelmiştir. Yüce Rabbimiz bizlere ‘başıboş yaratılmadığımızı’ Kuran'da haber veriyor.
Yani bizden ‘iyi insan’ olmamızı istiyor.
Divan-ı Hulusi-i Darendevî adlı eserde bir beyit bize şöyle nasihatte bulunuyor:
Garazsız hem ivazsız hizmet et her canlıya,
Kimsesizin düşkünün ayağı ol, eli ol.
Hayatımıza anlam kazandırmak istiyorsak, etrafımızdaki insanlara ve hatta tüm canlılara sevgi ve merhamet duygusuyla yaklaşmalıyız. Allah'ın yarattıklarına merhamet etmezsek Allah da bizlere merhamet etmez.
İşte bu manada bizlere güzel bir örnek olacak bir kişiden bahsetmek istiyorum.
Mahallemizde yaşlı, kimsesi olmayan, yalnız yaşayan bir Abdullah Dedemiz vardı.
Herkes onu çok severdi. Öyle bir kalbi vardı ki, taşıdığı sevgi herkese yetecek kadar genişti. Kenar mahallede eski bir evde yaşardı. Tahta kapıdan girilen evinin önünde küçük bir avlusu vardı. Gününün büyük bir kısmı orada geçerdi.
Yolda bulduğu yaralı hayvanları alır, evinin avlusunda onlara bakardı. Yemeğini onlarla paylaşır, onları doyurmadan kendisi yemezdi. Hayvanlarla arasında öyle bir bağ oluşmuştu ki sanki yalnızlığını ve kimsesizliğini onlarla telafi ediyordu.
Camiye veya bakkala gittiğinde onun peşinden gidip, o çıkana kadar oradan ayrılmıyorlardı.
Günlerden bir gün Abdullah Dedenin yaşlı yüreği dünyanın yüküne dayanamayıp yorgun düşmüştü. Köpeklere yiyecek getirmek için eve gelen komşunun çocuğu Abdullah Dedeyi yerde yatarken görünce hemen babasına haber verdi. Çağrılan ambulansla doğruca hastaneye götürülmüş ve tedavi altına alınmıştı. Ancak hastanede görülen manzara herkesi şaşırtmış ve duygulandırmıştı.
Abdullah Dedenin köpeklerinden birkaçı ambulansın peşinden takip ederek hastaneye kadar gelmişler ve kapıda bekliyorlardı. Sanki Abdullah Dedenin durumunu sorarcasına meraklı gözlerle bakıyorlardı.
İşte bu tablo, sevgi ve merhametin, şefkat ve yardımseverliğin ne kadar güçlü bir duygu olduğunu gösteren muhteşem bir tablo idi.
Yüreğiniz sevgiyle dolsun, seveniniz bol olsun. Sağlıcakla kalın.
Esra Elif ŞAHİN
Yazarİnsan özel bir varlıktır. Özel ve güzel olarak yaratılmıştır. Evet, insan güzeldir, çünkü Yaratan en güzeldir.Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabb’imiz; "Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık." buyurm...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
Özlem, abisinin tabletini masanın üzerinden alırken kırmızı yuvarlak top gibi bir şey ellerinin üzerine yuvarlanıverdi. Korkuyla ellerini çekince, o şey, yere ayaklarının dibine düştü. Birkaç adım ger...
Yazar: Sibel UNUR ÖZDEMİR
Şairlere ilham olan, her karışı tarih kokan boynunda gerdanlığıyla şehirleri kıskandıran güzel İstanbul... Peygamberimiz’in övgüsüne mazhar olan Sultan Fatih'in bize emaneti İstanbul'un tarihî d...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN
İnsan, yaratılmışların içinde en mükemmel olanıdır. Bir nevi küçük bir âlemdir insan...Allah (C.C) insan vücudunun merkezine öyle bir mekân yerleştirmiştir ki insanı insan yapan, diğer canlılardan ayı...
Yazar: Esra Elif ŞAHİN