Güzel Bakan Güzel Görür
İnsanoğlu erdemleri ve zaafları ile insandır. Önemli olan bakış açısıdır. Söz sultanları; "Güzel bakan güzel görür, güzel gören de güzel düşünür." demişler.
Mevlâna, Mesnevî adlı meşhur eserinde şöyle bir olay anlatır. “Ülkenin padişahı alçak gönüllü, erdemli ve bilgin bir kişiyi sarayında misafir eder. Saray o kadar güzeldir ki 1000 odalı, mobilyalar sedef işlemeli, her taraf elmas, yakut, zümrüt gibi değerli taşlarla süslenmiş. Sarayda ne ararsan her şey var. Altın ve gümüşle kaplanmış eşyalar. Hizmetçiler bir dediğini iki etmiyor. Her isteğin yerine getiriliyor. Her türlü güzellik burada. Misafir bu güzellik ve cömertlik karşısında teşekkürlerini dile getirir. Muhteşem karşılandığı gibi öylede yolcu edilir. Bu bilge kişi köyüne mutluluk içinde döner ve orada gördüğü güzellikleri anlatmakla bitiremez.
Aradan bir zaman geçtikten sonra padişah bu seferde karasineği sarayına misafir eder. Ona da her türlü hizmet yapılır. Sinek bu gösterişli sarayda gezinir, dolaşır ve günü doluncaya kadar yaşar. O da bilge kişi gibi yolcu edilir. Karasinek arkadaşlarının yanına dönünce:
- Öyle anlatıldığı gibi güzel bir yer değil. Cömertliklerini de görmedim diyerek başlar anlatmaya. Ortada öyle saray falan da görmedim. Koca sarayda işe yarar sadece kara bir delik vardı. Çocuklar oraya tuvaletlerini yapıyorlardı. Ben de oralarda öteye beriye konarak vaktimi geçirdim. Saray denilen şey, sadece kocaman delikli bir tuvaletti…!”
Mevlâna sözlerini şöyle bağlıyor. “İçinde temizlik, güzellik ve iyilik olanlar, seni ve senin her şeyini güzel görürler veya güzelliğe yorarlar. Fakat içinde kötülük ve çirkinlik olanlar ise daima senin kötü yönlerini ve eksiklerini dillerine dolarlar. Bu insanlara dikkate alıp kendinden ve özünden ödün verme. Asaletini kaybetme. Kıskançlıklara ve kötü niyetlilere aldırma. Sürekli güzellik ve doğruluk üzere ol. Dostlarının güzel huylu, dürüst ve erdemli insanlar olmasına dikkat et.”
Bizler olumsuz eleştirilere takılıp kalmamalı, yıkıcı ve yerinde olmayan eleştirilere kulak vermemeliyiz. Yerinde ve yapıcı eleştirilerden yararlanmasını bilmeliyiz. Unutmayalım ki özünde başarısızlık ve tembellik olan insanlar aynı hikâyemizdeki karasineklere benzerler. Sürekli başarısızlıklardan, zorluklardan, imkânsızlıklardan söz edip dururlar. Olumsuz düşünürler. Karasinekler gibi olumsuzluklar üzerine konup kalkarlar. Çevrelerine de olumsuzluk aşılar, umutsuzluk bulaştırır ve mutsuzluk saçarlar.
Hayata olumlu bakan insanlarda aynı hikâyedeki bilge kişi gibi özünde iyilik, güzellik olduğundan, her şeye güzel bakar, güzel görüp güzel düşünürler. Olumlu düşünenler çevrelerine umut, huzur ve mutluluk saçarlar. Güzel insanlarla birlikte yaşar, hayata da umutla bakarlar. Bu insanlar çevresine başarı ve çalışkanlık öğütler, işbirliği, yardımlaşma ve dayanışma içine girerler. Kendisine, ailesine ve insanlığa yararlı işler peşinde koşarlar. Hayırlı insan olurlar.
Ali ÖZKANLI
YazarMüslüman her zaman nefsini hesaba çekendir. Özellikle Ramazan-ı Şerif nefis muhâsebesi yapmak için en uygun aydır. Bilindiği üzere on bir ayın sultanı bu ayda Peygamberimiz’e nâzil olmuştur. Yüce kita...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Gerçek öğretmen; yürekleri ısıtan, gönülleri aydınlatan güneşe benzer. Sevgi dolu yüreği, güler yüzü ve güzel sözüyle gönülleri fetheder. Tatlı dili ve maharetli elleriyle kalplere sevgi tohumları eke...
Yazar: Ali ÖZKANLI
Değerli eğitimciler ve sevgili anne-babalar. Geleceğimiz olan çocuklarımızın dünya ve âhiretini kurtarmak istiyorsak gelin elimizi taşın altına koyalım ve onları en güzel şekilde yetiştirelim.Güller u...
Yazar: Ali ÖZKANLI
İnsan olarak her zaman doğruluk ve dürüstlükten yana olmalıyız. Özümüz ne ise sözümüz, sözümüz ne ise özümüz de o olmalıdır. İçi ile dışı farklı olan insanlar mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayamazlar. ...
Yazar: Ali ÖZKANLI