Esmâ-i Nebî: Hâfız
Korunmuş ve Ümmetini Koruyan Elçi (S.A.V)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)'in mübarek isimlerinden biri de, “Hâfız/Muhafaza edici, koruyucu” idi. O’nun sînesi Kur’ân-ı hıfzetmişti. Her Ramazan-ı şerif ayında Cebrâil (a.s.) ile mukabele eylerdi. Zatının korunması Cenâb-ı Allah (c.c.) tarafından yapılmıştı. Peygamberimiz de sînesindeki Kur’ân mesajlarını hayatına tatbik ettiği gibi, çeşitli vesilelerle buyurduğu hadis-i şeriflerinde ümmetinin korunması için tavsiyelerde bulundu. Muhammed ümmeti, kardeşine yardım yapmak suretiyle kendini korur.
Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Sizden herkese Rabbi, aralarında bir tercüman olmaksızın, doğrudan doğruya hitap edecektir. Kişi o zaman (ateşe karşı bir kurtuluş yolu bulmak üzere sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır) amellerden başka bir şey göremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği (kötü) amellerden başka bir şey göremez. Ön cihetine bakar. Karşısında (kendini beklemekte olan) ateşi görür. (Ey bu dehşetli güne inanan mü'minler!) yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun. Bunu da bulamazsanız güzel bir sözle koruyun.” “Mü'minin kıyamet günü gölgeliği, verdiği sadakası olacaktır.”
Yetimleri Koruyanı Allah Ve Rasûlü Korur
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim Müslümanlar arasından bir yetim alıp yiyecek ve içeceğine ortak etse, affedilmeyen bir günah (Allah'a ortak koşma) işlememişse, Allah onu mutlaka Cennet'e koyacaktır.”
Kimsesizlere, yetimlere, miskinlere, gariplere velhasıl ihtiyaçlı din kardeşlerine sahip çıkan her Müslüman kendi için en güzel bir korunak olarak İslâm'ın kurtuluş sancağının altına girmiştir. Kardeşlerine yardım elinin uzatılması, korunması ve gözetilmesi bize Allah ve Rasûlünün emridir.
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Allah'ım Sen şâhid ol! Ben şu iki zayıfın hakkının zayi edilmesinden (insanları) ciddi olarak ve şiddetli bir biçimde sakındırırım: Yetim ve kadın.” Rasûlullah başka bir hadiste de Müslüman toplumundaki evlerin en hayırlısının kendisine iyilik edilen bir yetimi barındıran ev olduğunu, buna karşılık Müslüman toplumdaki en şerli ve kötü evin ise, kendisine kötülük edilen bir yetimin bulunduğu ev olduğunu belirtti.
Şu hadis-i şerif de bu konuda çok anlamlıdır: “Kim yetimlerden üç kişinin nafakasını ve yetiştirilmesini üstlenirse, gecesini ibadetle ihya edip gündüzünü de oruçla geçiren ve kılıcını çekerek sabah akşam Allah yolunda cihâd eden kimse gibi sevap kazanır ve benle o şu iki kardeş (parmak) gibi Cennet'te kardeş oluruz.”
Editör
YazarŞanı Şerefi Yüce, Yüceltilmiş (s.a.v)Peygamberimiz’in müberk isimlerinden bire de “Mükerrem” “Şanı şerefi yüce, yüceltilmiş”dir. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), İslâm’ı yaymak için davetini...
Yazar: Editör
El-Vâlî: Bütün Bir Varlığı Düzenleyen ve YönetenEl-Vâlî, bir sıfat olarak, "bir yerin yönetim ve tasarrufunu elinde bulunduran, canlı ve cansız bütün bir varlık âlemini düzenleyen ve yöneten" anlamlar...
Yazar: Editör
Hz. Abdullah bin Zeyd (r.a) Ensar’dandı. Akabe Biatı’na katılmıştı. Rasûlullah’a bütün kalbiyle bağlıydı. Peygamberimiz’le birlikte bütün savaşlara iştirak etti. Çok büyük kahramanlıklar gösterdi. Mek...
Yazar: N.Nida DURAN
Evlenmeye karar verdik. Anlaştık. Eşya, düğün masrafı, düğün salonu… Şaşaalı bir düğün falan olmasın dedik. Üç odalı bir eve girdik. Sadece temel ihtiyaçlarımızı aldık. Buzdolabı, ütü, ocak, halı, per...
Yazar: Ayşe Gül PINAR