Sahabe Albümü: Abdullah bin Zeyd (ra)
Hz. Abdullah bin Zeyd (r.a) Ensar’dandı. Akabe Biatı’na katılmıştı. Rasûlullah’a bütün kalbiyle bağlıydı. Peygamberimiz’le birlikte bütün savaşlara iştirak etti. Çok büyük kahramanlıklar gösterdi. Mekke’nin fethinde, Hazreç Kabilesinden Hârisoğulları kolunun bayrağını taşıdı.
Abdullah bin Zeyd (r.a.), “Sahibü’l-Ezân” sıfatıyla tanınıyordu. Bu isim ona, namaz daveti olarak henüz ezan bilinmeden önce, onu aynen rüyasında gördüğü için verilmişti. Hadise şöyle olmuştu:
Hicret’ten hemen sonraydı... Namaz için “es-salatü câmi’a” denilirdi. Bunun yerine daha uygun bir şey bulmak maksadıyla Peygamberimiz, sahabilerle istişare etti; “Ben bütün Müslümanların birlikte namaz kılmalarını çok arzu ediyorum.” buyurdu. Bunu temin için ne yapılması gerektiği hususunda fikirlerini sordu.
Bazıları çan çalınmasını teklif etti. Peygamberimiz, “Hıristiyan âdetidir.” diye reddetti. Bazısı, boru öttürülmesini teklif etti. Rasûlullah (s.a.v.), “Yahudi âdetidir.” buyurdu. “Ateş yakalım.” denildi. Peygamberimiz bunu da, “Mecusilerin âdetidir.” diye kabul etmedi. Neticede bir şey üzerine karar veremediler.
Oradan ayrılan sahabilerden her biri, o gün bu meseleyi düşündüler. Bu düşünceyle yatan Hz. Zeyd, rüyasında yeşil bir şal ve peştamal bağlamış birisini gördü. Elinde de bir çan vardı. Hz. Zeyd, ondan çanı satmasını istedi. O zat, “Ne yapacaksın?” diye sordu. Zeyd (r.a.), “Namaz vakitlerini bildirmek için kullanacağım.” dedi. O zat, “Ben sana daha hayırlısını tarif edeyim.” dedi. Sonra da kıbleye döndü. Bugünkü şekliyle ezan okudu, ikinci olarak tekrar ettiğinde “Kad kameti’s-salah” cümlesini ilave etti. Sonra da kayboldu.
Hz. Abdullah heyecanla uyandı. Hâlâ rüyanın tesirinden kurtulamamıştı. Uygun bir vakte kadar bekledi. Sonra da hemen Allah Rasûlü’nün huzuruna çıktı. Gördüğü rüyayı haber verdi. Peygamberimiz (s.a.v.), “Rüya haktır. O kelimeleri Bilâl’e öğret, okusun.” buyurdu. Hz. Abdullah da ezanı Hz. Bilâl’e öğretti. Hz. Bilâl yüksek bir yere çıkarak ilk ezanı okudu. Bunu duyan birkaç kişi daha gelerek aynı şeyleri kendilerinin de rüyalarında gördüklerini söylediler.
Daha sonra ezanla ilgili olarak Rasûlullah’a vahiy geldi. İşte, Hicret’in birinci yılından günümüze kadar bir şeair olarak okunan ezanın ilk başlangıcı böyle oldu. Bugün minarelerimizden günde beş vakit semaya yükselen ezan, Hz. Abdullah’ın hatırasını yaşatmaktadır.
Hz. Abdullah cömertliğiyle temayüz etmişti. Peygamberimiz’le birlikte Veda Haccı’nda bulundu. Bu hac esnasında elinde bulunan bütün mallarını, hayvanlarını sadaka olarak dağıttı. Kendisi sıkıntı içerisinde yaşamaya razı oldu. Hz. Abdullah, Hicret’in 22. yılında Hz. Osman’ın hilafeti sırasında vefat etti.
N.Nida DURAN
YazarBilâl, Habeşistanlı bir köleydi. Ümeyye bin Halef’in kölesiydi. Peygamber Efendimiz, İslâm dinini yaymaya başlayınca zaman zaman Rasûlullah’a gidip mübarek sohbetini dinlerdi. Efendisi Ümeyye bin Hale...
Yazar: N.Nida DURAN
İnsan bir yolcudur. Bu yolculuk ise âlem-i ervahtan, rahm-i maderden, sabavetten, gençlikten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, sırattan geçer bir uzun sefer-i imtihandır. Rabb’i...
Yazar: Esra GÖKTEPE
Aileye, aralarında kan bağı bulunan insanların oluşturduğu, toplumun en küçük parçasıdır diyoruz. Aile deyince ilk başta anne, baba ve çocuklar aklımıza gelse de aile mesafelere inat, babaanne, dede, ...
Yazar: Sümeyye Büşra YILDIZ
Cahiliye Dönemi’nin inançlarını hatırlattığı ve “putlara kul olmak” manasını taşıdığı için Peygamberimiz (s.a.v.)’in ismini değiştirdiği şahıslardan biri de, Abdullah Zülbicâdeyn (r.a.) idi.Suffe Medr...
Yazar: N.Nida DURAN