Hikaye: Kek
Kadın bugün çocuklar için farklı bir şeyler yapmak istediğini hissetti.
Portakallı kek mi yapsaydı acaba? Belki mandalinalı kek yapıp kekin portakallı mı mandalinalı mı olduğunu sorardı. Çocuklar da “Öğretmenim bir dilimle anlayamadık şöyle iki üç dilim yersek, belki…” derlerdi ve sınıftaki coşku açık olan pencerelerden duyulurdu.
Sokaktan geçen asık yüzlü, sinirli insanlar gülümserdi belki sesleri duyunca. Ya da “Ne biçim okul burası, hiç üç dilim portakallı kek için bağrışan çocuklar duymamıştık,” derlerdi. Ya da mandalinalı. Her neyse.
Kadın keki yapıp aceleyle çantasına yerleştirdi. Okulda bugün işleyecekleri konu iletişimdi. Çocukların, kullandıkları kelimeleri özensizce seçtiklerine şahit olmuştu birçok kez. Bu yüzden bugün onlara sözlerin, sözcüklerin, anlamların ve iletişimin nasıl bir hazine olduğundan bahsedecekti.
Belki de bahsedemeyecek ve sadece kekin neli olduğunu öğrenmeye çalışan çocukların üstlerini başlarını nasıl kirlettiklerini izleyecekti. Ve izlerken gözlerindeki ışıltının en anlamlı iletişim olduğunu düşünecekti...
Sınıfa girdi. Çantasından keki çıkardı. Gözleri mandalina kadar açılmış çocuklar yerlerinden fırlamamak için kendilerini zor tutuyorlardı. Kadın, neyse ki keki dilimlemişti. “Hadi alın bakalım.” demesiyle tabağın boşalması arasında geçen beş saniyede, belki bir martı sınıfın açık olan penceresinden çocuklara gülümsedi.
Kek üzerine sohbet eden çocuklar elleri boşaldığında, öğretmenlerine baktılar.
Kadın bugün farklı bir şeyler yaptığını hissetti.
Çocuklar, üzümlü kekin tadını asla unutmayacaklardı...
Seda BAYRAK DURGUT
YazarMinik bir kediyim ben. Peki, minik bir kedi olmam insanların neden üzüldüğünü ya da sevindiğini anlamama engel mi sanıyorsunuz?Asla!Aksine insanlara yakın olmam onları daha iyi anlamam için bana müthi...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Annesi ve babasıyla deniz kenarında yaşayan sarı saçlı bir çocukla tanışmıştım. Annesi her gün masallar okurdu ona. Ben de uzaktan onları izlerdim. Okuduğu masallardan birindeki çocuk, kâğıda minik se...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Uzun zamandır annesini izliyordu çocuk. Annesi, gözlüğünü yakına bakarken çıkarıp uzağa bakarken takıyordu. “Anne, niye uzağa bakarken gözlük takıyorsun?” diye dayanamayıp soruverdi bir gün. “Uzağı iy...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT
Kayalıklara uzandı çocuk. Yalnız değildi. Her zamanki gibi... Martılar dizildi yanına. O gün neler yaşadıklarını anlattılar çocuğa. Bazısı denizin pisliğine söylendi bazısı yediği simitlerin küfl...
Yazar: Seda BAYRAK DURGUT