El-Harizmî’nin Evrensel Olarak Bilim Üzerindeki Etkileri
Bağdat Okulu
Dünyanın matematik düşünce hayatını değiştirerek bilim tarihine ismini yazdırmış, kuramlarının kullanımı günümüz bilimi içinde de gelişerek süren çok az çalışma sahibi vardır. Bunlardan biri de ülkemizde çok az tanınan ve tanıtılan, Müslüman ve gerçek adından çok, unvanı ile ünlenmiş büyük bir matematikçi ve astronom, Milâdî 9. yüzyılın başlarında, büyük bir kültür merkezi olan Bağdat'ta Halife El-Memun'un fazlasıyla rağbet ve itibarını kazanmış olan Ebu Abdullah Muhammed bin Musa El-Harizmî'dir.
Doğum ve ölüm tarihleri kesin olmamakla birlikte Hazar Denizi’nin doğusundaki Harizm'de (bugünkü adı ile Özbekistan'ın Khiva/Hiva) kenti) M. 783 yılında dünyaya geldiği kabul edilmektedir. El-Harizmî ona ün kazandıran çalışmalarını, Bağdat Sarayı'nın en haşmetli döneminde gelişen ve ün kazanan bilimsel araştırma merkezi Beytü’l-Hikme'de yapmıştır.
Beytü’l-Hikme, devrinin en zengin kütüphanesini, gözlem evini ve çoğunlukla matematik, astronomi ve yer bilimleri ağırlıklı çeşitli çalışma birimlerini içine alan, coğrafyasının en yetkin bilim adamlarını toplayan bir araştırma merkezi ve akademidir. Bu merkez, bilim tarihinde "Bağdat Okulu" olarak anılır ve birçok araştırmacı ve bilim adamı burada yetişmiştir.
Batı bilim dünyası cebirin ve ondalık aritmetiğin güzelliklerini onun sayesinde öğrenmiştir. El-Harizmî bütün Ortaçağ'ın matematik alanındaki fikir ve faaliyetlerine en çok tesir eden bir şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. El-Harizmî "El-Cebir Ve’l-Mukabele" adlı kitabının önsözünde; “Lütufkâr ve merhametli Allah adına, bu eser Harizmî Musa Oğlu Muhammed tarafından yazılmıştır.” İfadesini kullanarak şöyle bir başlangıç yapmaktadır:
“Allah'a şükürler olsun ki onun iyilikseverliğine ve korumacılığına sığınabildim. O'nun emirlerine uydum. Şükürler olsun ki, görevimi yapmak için O'nun değerli ve sürekli yardımseverliğinden yararlandım. Onun kudretli, eksilmeyen yüceliğini ve saygın büyüklüğünü kabul ederim. O, Muhammed'i Allah'ın elçisine yakışır bir görevle görevlendirdi.
Ne zaman haklılık zayıflasa, doğru yolda ilerlemek çaresiz kalsa, O'nun yardımları yetişti. Allah, sadık emirü’l-mü’minin El-Memun'u ilim sevgisi ile ünlü kıldı, öyle ki o bilim adamlarından yardım ve desteğini hiç eksik etmedi. Onları güçlüklerden korudu. O halifeliği yanında, yüceltmede, ödüllendirmede, adalet ve hak dağıtmada da cömertti. Beni ‘Bir araya getirme-cebr ve sadeleştirme-mukabele’ kuralları ile hesaplama üzerine özlü bir eser yazmaya teşvik etti, bana cesaret verdi.”
El-Harizmî'yi dünya bilim tarihine mâl eden esas çalışmaları cebir konusunda olmuştur. Büyük bir matematik ve astronomi bilgini olan El-Harizmî, Beytü’l-Hikme’nin gelişmesine çok büyük katkıda bulunmuş olmanın ötesinde, eserlerinde cebir ve trigonometride enteresan ilklere imza atmıştır.
Eski Hint ve Yunan medeniyetlerinde bunlara dair herhangi bir bilgi mevcut olmaması ve ancak El-Harizmî'nin kitabında açıların sinüs ve benzeri trigonometrik fonksiyonlarla ifade edilebileceğinin belirtilmesi ve bunlara ait tabloların bulunması bu ilmi bildiği veya icat ettiğinin bir göstergesi sayılabilir. Ancak, trigonometrik fonksiyonların Müslüman bilim adamlarının, özellikle Battanî’nin ortaya koyduğu kavramlar olduğu bilinmektedir.
İslâm dünyasının buluşu olan trigonometrik fonksiyonlar Batı'ya El-Harizmî ve sonrası İslâm bilim adamlarının çalışmalarındaki tablolar ve formüller sayesinde geçmiştir. Beytü’l-Hikme Merkezi'nin bilim kurulu ve kütüphanesinin başkanlığını ve yöneticiliğini yapan El-Harizmî çalışmalarını burada geliştirmiştir. Özellikle fen bilimlerinde yapılan çalışmalarla ünlü bu merkezde Doğu ve Batı kaynaklarının önemli eserleri Arapçaya çevrilmiş, bilimsel araştırmalar yürütülmüştür.
El-Harizmî eserlerini yaşadığı ortamın yazı, din ve bilim dili olan Arapça dilinde vermiştir. Nasıl Batı'da din, yazı ve bilim dili Latince ise, İslâm dünyasında da Arapça bilim dilidir. Ortaçağ bilim dünyasının en önde gelen matematikçilerinden olan El-Harizmî, matematiğin önemli ana dallarından biri olan cebir dalının kurucusu, bu konunun öğreticisi ve bu konuda kuramsal içerikli ilk yapıt veren bilim adamıdır.
El-Harizmî, yalnızca cebir adı verilen bir hesaplama yöntemini geliştirmekle kalmamış; sayı, sayısal hesap ve sayısal problem çözümleme yönteminin de ilk kurucusu, tanıtıcısı ve öğreticisi olmuştur. Cebir bilimini “metodik ve sistematik” olarak ilk defa ortaya koyan odur. El-Harizmî hesaplamayı herkesin kolaylıkla yürütebileceği sistemli bir yöntemle anlatmıştır ki bu yaklaşımı ve onlu sayılarla hesaplaması Batı'da onun isminden esinlenerek algorism daha sonra algebra ve özgün yöntemi, algoritmik çözüm ya da algoritma adını almıştır.
Arapça El-Harizmî, Latincede ise Al-Khowarizmi olan isminden esinlenerek; “Alkhowarizmi'ye ait”, “Alkhowarizmi'den türeme” anlamına gelen; “augrim", augrime”, “augrim”, “algorism”, “algoritmi” “algorismus” terimleri kullanılmıştır. Çoğunlukla Batı'daki Latince kaynaklardan, İngilizceye Algorithm, Fransızcaya Algoritmé ve Almancaya Chwarizmi, İspanyolcaya Algorismo sözcükleri ile aktarılan “Algorismus” sözcüğü, Cumhuriyet Dönemi’nde, Fransızca kaynaklardan bilgi aktarılırken “Algoritmé” sözcüğünden, kolaycılıkla Türkçe okunuşa uygun olarak “Algoritma” sözcüğü uydurulmuştur.
Bütün dünyaya Latince telaffuzu ile “Algoritma'” olarak ismini her zaman söyletmiş olan büyük İslâm bilgini, matematiğin cebir dilinin mucidi, kurucusu El-Harizmî , “ikinci dereceden tek bilinmeyenli denklemlerin çözümlenmesi için” ilk defa kendisinin ortaya atıp geliştirdiği geometrik modelleri kullanmıştır.
Matematiğin yanında astronomi ve yer bilimleri konularında da üstün çalışmalar yapmış ve eserler vermiş olan El-Harizmî, Batı'da hakkında en çok eser yazılan, fakat ülkemizde çok az tanıtılmış bir bilim adamıdır. El-Harizmî, matematik bilim tarihinde, cebrin kurucusu ve Ortaçağ'ın beş büyük matematikçisi arasında yer almıştır.
Bunun iki önemli nedeni vardır. Birincisi, El-Harizmî 15. yüzyıla kadar uzanan dönemde, onlu sayılarla cebirsel (birinci ve ikinci derece) problem çözümü kuralları üzerinde sistemli ve öğretici ilk cebir kitabının yazarı ve cebri ayrı bir disiplin olarak tanıtan ilk bilim adamıdır. İkincisi; cebir konusunda yazdığı kitaplardaki bilgilerle verdikleri; Doğu ve Batı'da cebrin en yetkilisi ve öğreticisi olarak benimsenmesi yanında bu dalın ve onlu sayıların yayılmasında tek etkin kaynak olmasıdır.
Bugün yapılan araştırmalar, onun ününü pekiştirecek bir olgunun, bilgisayar programlama temel yönteminin de kurucusu olduğunu ortaya koymuştur. Dört yüz yıl, cebir konusunda Batı Avrupa bilimini ve insanını etki altına alan, yeni bir düşünce sistemi ve matematik akımını başlatan bu ünlü matematikçimiz, Türkçe kaynaklarda yeterince yer almamış, işlenmemiştir. 12. yüzyıldan başlayarak El-Harizmî'nin eserleri Batılıların eline geçmiş, önce Latinceye sonra diğer dillere çevrilmiştir. Eserleri üzerinde sayısız çalışma, yorum, geliştirme ve tez çalışmaları yapılmış, özellikle cebir kitabı temel kaynak olarak kullanılmıştır.
Kısaca, El-Cebr Ve'l-Mukabele adı ile anılan eseri; 12.yüzyıldan başlayarak, önce Latince olmak üzere İtalyanca, İspanyolca, Fransızca, İngilizce, Almanca ve günümüzde Rusça ve Japoncaya çevrilmiştir. Dünya, cebir disiplinini ve onlu sayı sistemi ile hesaplamayı bu kaynaklardan öğrenmiştir.
Özellikle El-Harizmî algoritmasının süregelen zaman içinde geliştirilerek, bir yanı ile günümüzün bilgi çağını oluşturan bilgisayarların ve bilgisayar bilimlerinin “programlama yöntemi” olması, El-Harizmî’ye bir kat daha yüce ün kazandıracak bir gerçektir. El-Harizmî cebrini inceleyenler çoğunlukla matematik bilim tarihçisi olduğundan, denklem çözümleri üzerinde durmuşlar, algoritmik çözüm tasarımının ve onun günümüz bilgisayarına uzanan gelişimini açıklıkla görememişlerdir.
El-Harizmî, dünyada “Arap sayıları” diye de anılan on tabanlı sayı sisteminin sayılarıyla, işlemsel çözüm yöntemi geliştiren matematiksel sistemi, bilimsel bir kuram özeni çerçevesi içinde ama herkesin anlayabileceği yalınlıkta dünyaca ünlü “Cebir Kitabı”nda anlatır. El-Harizmî bu kitabı ile cebirsel çözüm yöntemini ilk açıklayan, dolayısıyla dünya bilimine bu konuda yeşerecek ilk filizi diken bilim adamıdır. Bu gelişim yalnızca matematik dalının yeni konusu olmayı aşmış, çok yönlü kuramsal düşünce yapılarının doğmasına da etken olmuştur.
El-Harizmî'nin Eserleri
Kitabü’l-Muhtasar fi Hesabü’l-Cebr ve’l-Mukabele: Matematik tarihinde El-Harizmî’yi meşhur kılan bilim tarihinde kısaca, “Cebir Kitabı” adı ile anılan eseridir. Kitabü’l-Muhtasar fi Hesabü’l-Cebr ve’l-Mukabele, Türkçe deyişle; "Özetlenmiş, benzer terimleri yok etme/Mukabele ve bilinenleri bir tarafta toplama/Cebir, hesaplamasının el kitabı" dır. El-Harizmî, El-Cebr ve’l-Mukabele adlı eserinde cebiri: “bir niceliğin denklemin bir tarafından diğer tarafına aktarılması” şeklinde tanımlanmıştır. Mukabele ise; “ortaya çıkan sonuçların sadeleştirilmesi” şeklinde tanımlanmıştır.
Kitâbü'l-Muhtasar fi'l-Hisâbü'l Hindî: El-Harizmî'nin kısaca "Hesap sanatına dair" adıyla da tanınan bu eseri, bilim dünyasında onu ebedileştiren eserlerinin ikincisidir. Türkçe okunuşu "Hintçe Hesaba Göre Matematik Özeti" olan eser, Doğu ve Batı dünyasında Hint hesabına dair ilk eserdir.
Astronomi ile ilgili eserleri: El-Harizmî büyük bir matematikçi olduğu kadar büyük bir astronomdur aynı zamanda. Yıllarca rasathanelerde yaptığı çalışmalar sonunda bir ziyc/cetvel hazırladı. Bu ziyc yıllarca “Ziyc-i El-Harizmî'” adıyla dünyada tanınındı. Ziyc-i El-Harizmî adındaki bu astronomik cetvel ve yıldız katalogları Copernicus Devri’ne kadar Batı'da tereddütsüz kabul edildi. Bu eserlerden başka El-Harizmî, güneş, ay ve yıldızların yüksekliklerini ve bunlara dayanarak zamanı ölçmede kullanılan usturlab hakkında iki eser kaleme almıştır. Bunlardan usturlab yapılmasıyla ilgili olan “Kitabü'l-Ameli'l-Usturlab”tır.
Coğrafya ile İlgili Eserleri: El-Harizmî Halife Me'mun isteği üzerine zamanın 69 tane bilgin ile iş birliği yaparak “yer ve gök küresi haritalarını” gösteren bir atlas hazırladı. Bu haritalar İslâm bilim dünyasında yapılan ilk haritalar olma özelliğine sahiptir. 10. yüzyılın ilk yarısında yaşayan Mesudî adlı bilim adamı bu haritalardan oldukça faydalanmıştır. Bu haritalar 14. yüzyıla varıncaya kadar Müslüman coğrafyacılar üzerinde etkisini devam ettirmiştir.
Resul KESENCELİ
Yazar1. Kalk bak ki bî-çâre aceb seyrân olur vakt-i seherHer nesneye bin lutf-ı Rabb ihsân olur vakt-i seher2. Gün tek cemâli perdesin Leylâ yüzünden ref‘ ederMecnûn’u rüsvâlar görüp handân olur vakt-i seh...
Yazar: Es-Seyyid Osman Hulusi Ateş Efendi
Adâlet kavramı, insan olarak yaşadığımız hayatın bütün safhalarında herkes için elzemdir. Fert hayatı kadar toplumun, toplum hayatından daha mühim şekilde devlet düzeninin ölçütüdür. Devletlerin kurul...
Yazar: Kemal DEMİR
İslâm kültür ve medeniyetinde ortaya çıkan tarih yazıcılığı içerisinde şehir ve bölge tarihlerinin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu alandaki eserler genellikle ele aldıkları şehir veya bölgenin coğra...
Yazar: Resul KESENCELİ
Başkasının sırasınıAlmak kul hakkı değil mi?Çalışanın zamanınıÇalmak kul hakkı değil mi?Dikkat eyle fazilete,Sakın düşme cehalete;Kendinden geçip gıybeteDalmak kul hakkı değil mi?Düş yoksulun yakasınd...
Şair: Bestami YAZGAN