Dâhi Mühendis Cezerî: Dünyayı Etkileyen Örnek Buluşlar
Artuklu Mühendisi Cezerî
Artuklular; Hasankeyf, Mardin ve Harput olmak üzere üç ayrı merkezde, XIII. ve XV. yüzyıllar arasında birbirleriyle ilişkili ama bağımsız üç beylik hâlinde yaklaşık 300 yıl hüküm sürmüşlerdir. Artuklular; savaşlar, kaybedilen ve kazanılan şehirler, güç kaybı ve güç kazanımı gibi med cezirli bir siyasî hayatın ortasında olmalarına rağmen sanat, bilim ve mimarlıkta Anadolu’da zamanının ötesinde bir birikimin oluşmasına katkıda bulundular.
Cezerî, Artuklu sarayında çalışan bir mühendis idi. Hasankeyf Artuklularından üç beye, Nureddin Muhammed ve onun oğulları Kutbüddin II. Sökmen ile Nâsırüddin Mahmud’a 1180 ve 1206 yılları arasında 26 yıl hizmet etti. Dolayısıyla beyliğin hem Hasankeyf (3 yıl) hem Diyarbakır (23 yıl) zamanında sarayın başmühendisiydi. Kendisi hakkında edindiğimiz bütün bilgiler, kendi yazdığı Kitâbü’l-Hiyel adlı ünlü mühendislik eserininin girişindeki açıklamalar da bulunmaktadır.
Buradaki bilgilerden yola çıkarak Cezerî’nin XII. yüzyılın sonu ve XIII. yüzyılın başlarında yaşadığını, Artuklu hükümdarlarına sarayda başmühendis olarak hizmet ettiğini biliyoruz. Doğum yeri, etnik kökeni, doğum yılı ve ölüm yılı hakkında elimizde bir bilgi bulunmamaktadır.
Kitâbü’l-Hiyel
Cezerî’nin, tam adı “Kitâb câmi’ beyn ‘ilm ve ‘amel en-nâfi’ fi sınâa’ti’l-hiyel” olan eseri, kitap sonundaki “Hiyel” kelimesine atıfla kısaca Kitâbü’l-Hiyel olarak anılır. Kitâbü’l-Hiyel dönemin bilim dili Arapça ile yazılmıştır. Kitapta 50 adet araç veya makinenin tasarımları görsellerle desteklenerek açıklanmaktadır.
Cezerî, esasen araçları sarayda kullanılmak üzere üretirken hükümdarın isteği üzerine ürettiği eserleri kendinden sonraki nesillere bırakabilmek için bir kitap yazmıştır. Dolayısıyla kitap hayal ürünü âletleri değil, gerçekten imal edilip test edilmiş ve çalıştırılmış aletlerin izahını içeren bir mühendislik kitabıdır.
Kitapta, su ile çalışan saatler, robotlar, kan alma cihazları, mumlu saatler, kilit ve kapılar, fıskiyeler, sulama ve su yükseltme mekanizmalarından oluşan 50 âlet yer almaktadır. Kitabın Cezerî tarafından yazılan ilk versiyonu günümüze kadar gelmemiş olsa da birbirlerinden küçük farklara sahip 17 adet el yazma nüshası dünyanın çeşitli müze ve kütüphanelerinde bulunmaktadır. Kitap üzerinde günümüze kadar yerli ve yabancı birçok bilim tarihçisi ve mühendis çalışmıştır.
Zamanlama
Cezerî’nin âletlerinin önemli bir kısmı, zamanı ölçmek üzere kullanılan su saatleridir. Bu saatlerin sadece bir kısmında su, enerji kaynağı olarak kullanılırken, hepsinde su akışı zamanlama mekanizması olarak kullanılmaktadır. Bir nehre baktığımızda akan suda zamanın akışını görürüz, bu açıdan su ile zaman arasında çok kadim bir ilişki vardır.
Cezerî’nin zamanlama mekanizmaları, sadece zamanı ölçmek için değil, belirli mekanik eylemleri çeşitli aralıklarla gerçekleştirmek için de kullanılmıştır. Cezerî’nin âletleri içine zaman mefhumunu şu üç yolla yerleştirmiştir: Batan bir kabın batma süresini esas alarak, dolu bir su deposunun boşalma süresini esas alarak ve son olarak boş bir kabın dolma süresini esas alarak.
Yönlendirme ve Fazlar
Su yönlendirme, özellikle süs havuzlarında (bahçe/tarla sulama amaçlı) kullanılan fıskiyelerde önemli bir gerekliliktir. Cezerî’nin fıskiyeleri, kitabında önemli bir yer tutar ve bu araçlar suyu yönlendirme amaçlı olmak üzere gelişmiş yöntemler içermektedir. Su yönlendirmek için Cezerî genellikle iki fazlı sistemler kullanmıştır; su ilk fazda bir borudan, ikinci fazda ise bir başka borudan ilerlemektedir.
Fıskiyelerde genellikle kesintisiz bir su kaynağı kullanılmakta ve bu surette su havuzda veya bahçede farklı yerlere yönlendirilebilmektedir. Süs fıskiyelerinde su bir havuzun göbeğinden fışkırmaktadır. İlk fazda, yani belirlenen bir süre boyunca su örneğin göbeğin merkezinde dik olarak havaya doğru, ikinci fazda ise merkezin etrafındaki deliklerden etrafa yay şeklinde fışkırmaktadır.
Cezerî’nin su yönlendirme amaçlı fıskiyelerin hepsinde işe yarayabilecek ortak bir teknik ürettiği ek bir yöntemi de vardır. Bu yöntem, kefe veya şamandıra kullanımına ihtiyaç bırakmamakla beraber çok basit bir sistemdir. Kaşıklı yönlendirme sistemi ile Cezerî, kaynak suyu terazinin düşen tarafından akıtırken bir miktarı ile terazinin dingil sistemine tutturulmuş çift kaşıklardan birisini doldurur.
Kaşık dolana kadar terazi mevcut fazını korur, daha sonra ağırlaşan kaşık düşer ve sistemi ikinci faza geçirmiş olur. Bu fazda sadece yön değişmiştir ve şimdi diğer kaşık dolana kadar sistem ikinci fazda kalacaktır. Bu sistem, hem Cezerî’nin fazlı fıskiyelerinde hem de suyun iki ayrı yöne kesintili ve sıralı gönderilmesi gereken her türlü tarımsal ihtiyaçta işe yarayacaktır.
Cezerî’nin kitabında ilk makine olarak, kendisinin güneş saatine göre zamanın geçişini bildiren su saati şeklinde tanımladığı anıtsal bir saat bulunur. 4 metre yüksekliğinde büyük bir hacme sahip olan ve bilim tarihçileri tarafından Anıt Su Saati, Kale Su Saati veya Astronomik Su Saati olarak isimlendirilen bu düzenek, kitapta en çok yer verilen, bahsedilen diğer âletlerdeki birçok prensibi bünyesinde toplayan muhteşem bir mühendislik örneğidir.
Saatin fonksiyonlarını sıralarsak şunları söyleyebiliriz: Saatin arka kısmında yılın hangi ayında olduğumuzu belirlediğimiz bir günler kadranı vardır. Bu bir nevi modern makinelerde alışık olduğumuz türden bir arabirimdir. Saat seçilen tarihe göre gün uzunluğunu bilir ve günün toplam uzunluğunu 12 eşit parçaya bölerek çalışır.
Düzenek, günlerin uzunluğunu Cezerî’nin yaşadığı coğrafyayı baz alarak yapar. Örnek olarak yazın 14,5 saat olan bir günde, makinenin birim saati bizim dakikamızla 72,5 dakikaya eşit olur. 9 saatlik kısa bir günde ise makinenin birim saati bizim dakikamızla 45 dakikadır. Bugün ancak modern elektronik saatler ile geliştirebileceğimiz, astronomi ile bu derece uyumlu bir saat Cezerî’nin dehâsını göstermesi bakımından çok önemli bir örnektir.
Güneş saat sistemi, güneşin doğuşu ve batışı arasını 12 saat kabul eder; akşam ezanı saat 12’de, öğle ezanı saat 6’da, ikindi ezanı ise saat 9’da okunur. Cezerî’nin bu aracında, saat bu karmaşık gün uzunluğu sistemini dikkate alarak tam zamanında öğle, ikindi ve akşam ezanlarının vakitlerini önündeki müzisyen robotların animasyonu ile duyurur.
Bu üç vakitte üç vurmalı çalgıcı robotik hareketler ile çalgılarına vururlar, iki nefesli çalgıcının seslerini temsilen ise düzenek düdük sesi üretir. Her bir saat geçtiğinde, yâni toplam günün 12 eşit parçasından biri için, saatin ön duvarında bir pencere açılır ve özlü bir söz gösterilir, duvarda bulunan şahinlerden birisi eğilir ve ağzından pirinç bir küre bırakır.
Yukarıda anlatılan bütün fonksiyonlar zamana bağlı olarak çalışan çeşitli otomatik kontrol tertibatlarıdır. Dolayısıyla bu saatte zamanlama çok önemlidir. Diğer saatlerinden farklı olarak bu saat güneş saati sistemine dayandığı için, düzenekte bir birim saat için zamanlama mekaniği her gün değişen miktarda bir süreyi esas alır.
Cezerî’nin yukarıda değindiğimiz destur regülatör motoru burada devreye girmektedir. Destur düzeneği ile Cezerî, iki soruna çözüm geliştirmiştir. Öncelikle büyük silindir ve küçük silindir arasındaki su geçişini yöneten tıkaçlı şamandıra, geri besleme sistemi aracılığıyla sistemdeki debinin su yüksekliğinden etkilenmeyerek sabit bir şekilde kalmaktadır.
Tıkaçlı şamandıra, ikinci silindirdeki seviyeyi sabit tutar; buradan su, sabit bir debiyle boşalır. Eksilen su kadar büyük silindirden suyun akmasına izin veren tıkaçlı şamandıra hem ikinci silindirdeki su seviyesini hem de ana silindirden eksilen suyun debisini sabitlemiş olur.
Desturun ikinci fonksiyonu ise debiyi günün uzunluğuna göre ayarlamasıdır. Yani gün içinde hep sabit tutmaya çalıştığı debi, aslında her gün farklı bir debidir. Desturun ön kadranı size kullanışlı bir arabirim sunar, yapmanız gereken hangi günde olduğunuzu sisteme bildirmektir.
Aslında kadranı çevirdiğinizde, ikinci silindirden suyu tahliye eden sifonun tahliye yüksekliğini belirlemiş olursunuz. Böylelikle bu yükseklik suyun toplam yüksekliğini etkilediği için o güne özel bir debi seçmiş olur. Böylece büyük silindirdeki bütün suyun tam olarak o günün gün uzunluğu kadar sürede boşalması sağlanmış olur.
İnsanlığa Güzel Bir Örnek
Günümüzden 8 asır önce neredeyse ömrünün tamamını bilimsel çalışmalara vakfederek su ve zamanla ilgili olağanüstü makineler geliştirmiş olan Cezerî’nin makineleri hakkında artık her şeyi biliyoruz; nasıl imal edildi, hangi malzeme kullanıldı, nasıl çalışır? Bütün bunlar, geçtiğimiz yüzyılın başından beri kitap üzerinde yapılan çalışmalarla aydınlanmış oldu.
Muhteşem mühendislik örnekleri sunularak asrımıza ışık tutan çalışmalar her inceliği düşünülerek olağan üstü matematik ve geometrik hesaplamaları içermektedir. Yüzyıllar öncesi yapılan dâhiyane çalışmalara hayranlıkla bakılırken aklın bilime yansımasını görebiliriz.
Cezerî suküre ile gökküreyi birleştiren, gökyüzündeki burçların kadim ruhunu suyun ruhu ile temsil edebilen bir mühendis, sanatçı, dâhi ve aydınlanma adamı. 8 asır önce Artuklu sarayında kurduğu bu olağanüstü dünyanın sonraki yüzyıllarda kimi nasıl etkilediğini tam olarak bilemesek de, onun renkli dünyasının bu yüzyıldan seyreden bizleri ne kadar etkilediği çok açık bir şekilde ortadadır. Zamanın çok hızlı bir şekilde aktığı bu evrende dahi mühendis Cezerî insanlığa güzel bir örneklik teşkil etmektedir.
Resul KESENCELİ
YazarAşk meclisi demindeYine gönül mestâne,Yürekleri dostâneBağlamak ne güzeldir!Kanayan sancılarıAvutup gül çağında,Hasretin ocağındaDağlamak ne güzeldir!Cümle sevgi kuşlarıKonsun vefa dalına,Dostu dünya ...
Şair: Bestami YAZGAN
Çınaraltı, bir kitap ismi, bir dergi ismi, Beyazıt ta küçük bir çay bahçesi ve onun yanı sıra güzel insanların buluştuğu bir yerin ismi. O güzel insanları kendi zamanları içinde tanımaya ve görmeye im...
Yazar: Yusuf HALICI
Önceki sayıda Darende’nin yetiştirdiği tarihe mâl olmuş ve Osmanlı Devleti zamanında mühim hizmetlere imza atmış devlet adamlarımızdan Sarı Abdurrahman Paşa ve Cebecizâde Mehmed Paşa’nın hayat hikâyel...
Yazar: İsmail ÇOLAK
Beyit:Seni sevmek imiş âlemde her zevk u safâ ancak Senin derdine dûş olmak imiş derde devâ ancak(Dünyadaki her zevk ve sefâ ancak seni sevmekle olurmuş. Dertlere devâ bulmak da ancak senin derdine o...
Yazar: Resul KESENCELİ