Editörden: Dua ile Allah’a Yakınlaşmak
İnsanın dua etme ihtiyacının sağlıklı bir biçimde karşılanabilmesi için dua eğitiminin çocukluk döneminden itibaren sistemli ve bilinçli bir şeklide öğretilmesi gerekir. Çünkü insanlar dinî yaşantıların temelleri büyük oranda çocukluk yıllarında atılmaktadır. Dua sayesinde insanlar küçük yaşlardan itibaren yavaş yavaş Allah ile aracısız bir biçimde iletişim kurmasına olanak sağlamaktadır.
Dua böylece çocukların Allah'ın varlığını hissetmesini ve O’na yakınlaşmasını temin etmektedir. Böylece dua, dinî duygunun yaşanmasında ve geliştirilmesinde önemli bir rol üstlenmektedir. Dua eğitimi sağlıklı bir din eğitimine zemin hazırlamaktadır.
Çocuklar başlangıçta dinî kavramların muhtevasını tam olarak anlayamasa bile onların dualara ve ibadetlere karşı ilgileri yüksektir. Birçok çocuk dua etme tecrübesini yaşamaktan hoşnut olmanın yanı sıra büyükleriyle birlikte duaları tekrar eder ve bazı kalıp duaları ezberler.
Dua; çocuğun bilfiil katılımda bulunduğu ve bu manasıyla belki de çocuk ruhuna ve çocuğun heyecan gelişimine en uygun ibadettir. Çocuklar dua içerisinde kendilerine yeni açılımlar sağlayarak ifade biçimine geçerler. Bu da çocuğun gerçek dünya ile iç dünyası arasında bir köprü kurması anlamına gelir.
Gelişim seyrinde olan çocuk kendisini çok güçsüz ve yardıma muhtaç hissedebilir. Onun varlığını devam ettirebilmesi ve toplumda kendisinden beklenen yeri bulabilmesi için yetişkinlerin yardımına ihtiyacı vardır. Çocuk da bunun bilincindedir ve zamanla bunu daha yakından hisseder. Etrafındaki kimselerin gücünün sınırlı olduğunu öğrendikçe zamanla onların da yetersizliklerini kavrar. Böylece çocuk dua sayesinde en kuvvetli insanların, hatta anne ve babasının bile yapamayacaklarını yapan bir yardımcıyla iletişim kurmuş olur.
Çocuk sonsuz kudret sahibi Allah’a inanmakla kendisini güçlenmiş ve emniyette hisseder Çocuk rahatlatıcı, sakinleştirici ve umutlandırıcı bir inanç ile Allah’a isteyerek ve samimiyetle bağlanır. Böylelikle çocukta büyük bir dinî hazırlık meydana gelir. Allah'a inanmak üzere tecrübeler veya başka türlü etkiler onun temayüllerinin, alakalarının uyanmasına ve manevî dünyaya çevrilmesine sebep olur.
Dua ederek çocuk, yaratıcı güce sığınma, sıkıntılı anlarında kimseye söylemediklerim O'na açma fırsatı bulur. Kendisini en güçsüz anında yalnız bırakmayan manevî gücün farkına varır. Karşılaştığı zor anlarda Allah’ın yardımı ile baş edebileceği inancının pekişmesi, olumsuz duyguların meydana getirdiği psikolojik ve bedensel etkileri azaltır. Ayrıca Allah'la iletişim halinde olduğunu bilen, onun her yaptığım gören, işiten bir Allah'a inanan çocuk zamanla yanlış davranışlardan uzak durma gayreti gösterir.
Musa TEKTAŞ
Editör
YazarHz. Peygamber (s.a.v.), asıl amacının Allah’ı sevmek ve bu sevgiyi başkalarına da aşılamak olduğunu belirtmiştir. Bu doğrultuda, tebliğ ve insanlarla iletişiminde sevgiyi merkeze almış ve sosyal yaşam...
Yazar: Editör
Kur’an-ı Kerim ve hadislerde melek inancı, İslam’ın temel inanç esaslarından biri olarak çok açık bir şekilde belirtilmiştir ve iman şartları arasında ikinci sırada yer alır. Tarih boyunca hemen her t...
Yazar: Editör
Mürsel: Elçilikle Görevlendirilmiş (s.a.v.)Sevgili Peygamberimiz’in bir ism-i şerifi de “Mürsel idi. Nebî ve rasûl, peygamberleri tanımlamak için kullanılan iki önemli terimdir. Kur'an'da peygamberler...
Yazar: Editör
Edip Somunoğlu, 1904 yılında Erzurum’da doğdu. Önce Mahalle Mektebine daha sonra ilkokula gönderildi. Çocukluğu sırasında Erzurum, Ruslar tarafından işgal edildi. Şehir dört yıl esir hayatı yaşadı. İş...
Yazar: İsmail ÇOLAK