İletişim Zenginliği Arasında Yalnızlık
İletişim çağında hayatımız da hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Ömür hanemize yüklenen günler takır takır hızlı bir şekilde tükeniyor. Zannediyoruz ki bize verilen bu hayatın bir ucu bucağı yok ve sonsuza kadar yaşayacağız. Oysa kendimizi ve yaşadığımız dünyayı dahi okursak hiçbir şeyin başıboş olmadığını rahat bir şekilde görebiliriz. Bu kadar düzen arasında insan başıboş olabilir mi?
Teknolojinin bize sunmuş olduğu bu rahatlık bizi şımartmış ve insani duygulardan hızlı bir şekilde uzaklaşmamıza sebep olanlar arasına girmiş durumda. Tabii yine buradaki hata bizim teknolojiye yüklediğimiz anlam ve yine teknolojiyi doğru biçimde kullanmamamızın etkisi büyük. Kalabalıklar arasında garip bir yalnızlık içinde insanlık yaşayıp gidiyor, her şeyin sanal olduğu bir hale bürünüyoruz. Maalesef kendi adımıza da bu girdabın içinde boğulduğumuzu ifade etmeliyim.
Fakat bunun böyle devam etmesi durumunda millî şuur ve ruhtan uzak nesillerin yetişmesi uzak değil. Merhametten, şefkatten, saygıdan, sevgiden bihaber nesillerin yetişmesi; hayatımızın daha çekilmez bir hale geleceğinin işaretidir. Düşünen bireylere ihtiyacımız varken gününü gün eden, sadece günübirlik düşüncelerle hareket insanların artışa geçtiği günümüzde nereye gittiğimizin ciddi bir şekilde sorgulanması lazım.
Birbirimize saygımızın olmamasıyla birlikte gençlerin hunharca; düşüncelerimizle, dini inançlarımızla alay etmesi kabul edilebilir bir şey değildir. Hangi dine inanırsanız inanın insanlara ve o dinin değerlerine saygı duymak zorundasınız. Kimsenin hakaret etme lüksü yok. Ve insanlık bazen sınırsız özgürlüğe sahip olduğu yanılgısına düşüyor.
Sınırsız özgürlük istiyorsanız insanlardan arınmış bir şekilde, dağda bayırda anca yaşanabilir ki onda bile tam özgür olamazsınız, vahşi doğa hayatı karşımıza çıkacaktır. Nihayetinde başkasının hakkının gasp edildiği an özgürlüğün sınırı çizilmiş demektir. İnsanlar arasında yaşarken herkesin birbirinin düşüncelerine saygılı olması ve hayatını bu şekilde idame ettirmesi gerekiyor. Herkes kendi düşüncesini dayatmaya çalışırsa dünya içinden çıkılmaz bir hâle gelir.
Değerlerimizden, düşüncelerimizden ve bir şeyleri üretmekten uzaklaştıran her şey bizim aslında düşmanımızdır. Bugün dünyadaki sıkıntılardan bizi düze çıkarak olan tek şey birbirimize olan inancımız, birbirimize olan yardımlaşmamız, merhametimiz ve saygımızdır. Tabiî ki ataleti de bırakıp ülkemiz için neler yapabiliriz diye de kafa yormaya ihtiyacımız var.
Lise çağına gelmiş insanlara hâlâ çocuk muamelesi yaparsak ve bu kişilerin hâlâ bir şeylerin farkında olmadıklarını görüp ama daha çocuk diye bir bahane ararsak çok büyük haksızlık etmiş oluruz. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde 19 yaşında idi. Hz. İbrahim Rabb’ini düşünerek buldu. Ve daha nice misalleri görmezden gelip gençliğin zekâsını değerlendirmezsek bize çok yazık olur.
Zihnimizi saçma düşüncelerle meşgul eden ve sosyal medya dediğimiz kavramda bize lazım olan olmayan her şeyin zihnimize yüklendiği ve bir nevi bizi etkisi altına alıp hipnoz ederek istediği her şeyi yaptıran, bu zihnimize etki eden mekanizmaya bir dur demek gerekiyor. Aklımızı kullanmak ve ona göre hareket etmemiz gerekiyor.
Sürekli özenti içinde başka hayatlara imrenme yerine bencillikten uzak, insanî özelliklerimize sıkı bir şekilde bağlanmayı gerektiren millî şuurumuzu benimsememiz gerekiyor. Köklerine sahip çıkmayanlar göğü göremezler.
Erol AFŞİN
YazarHayatımızda birçok olay gelişiyor, kimisine müdahil olabiliyoruz, kimisinde aciz kalıyoruz. Özellikle ülkemizde üç dört yıldır açıkça sıkıntısını çektiğimiz olaylar silsilesi yaşanıyor. Bütün bu olayl...
Yazar: Erol AFŞİN
Bir camiye girdiğinizde ibadet etmek ne kadar kolaydır. Zira içine adım attığınız mabedin tamamı sizin Allah’a yönelmeniz için inşa edilmiştir. Tertemiz halılar, ortamı aydınlatan lambalar, üşümeden r...
Yazar: Enbiya YILDIRIM
Yüce Allah, Nisâ Sûresi 29. âyette şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Karşılıklı rızâya dayanan ticaret olması hali müstesnâ, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek...
Yazar: Mehmet SOYSALDI
Yaşamımız boyunca türlü merhalelerden geçiyoruz. Dünya durdukça da bu düzen böyle gidecek. Yani çeşitli imtihanlara tâbî olacağız. İnanan insanlar olarak dünya hayatının bir imtihan dünyası olduğunu b...
Yazar: Erol AFŞİN