Somuncu Baba Külliyesi El Hamra Sarayı ve Blagay Tekkesinde Su Medeniyeti
Mutasavvıflar suyu, Hak’tan akıp gelen feyze, berekete, nimete, ilme, marifete ve kalbin manevî hâllerine benzetir ve suyun temizleme özelliğine bilhassa vurgu yaparlar. Çünkü su temizdir ve temizleyicidir. Su bir şifa kaynağıdır, maneviyat suya sirayet eder. Bu sebeple ki suyun bir hafızasının olduğu ve bilgiyi taşıdığı bir gerçektir. Bu yüzden maddî manevî hastalığı bulunanlar, her daim mananın sirayet ettiği sudan şifa bulmuştur, bulmaya da devam etmektedirler.
Es- Seyyid Osman Hulûsi Efendi bir beyitlerinde şöyle buyurmaktadır.
Sular gibi yüzün yüzün hâke düşüp süre yüzün
Erişip bahr-ı bî-ka’ra ol vâsıl-ı ummân olur
(Âşık, sular gibi yüzünü yere çalıp toprağa sürdüğünde, dipsiz denizlere erişip o ilâhî okyanusa vasıl olur.)
Somuncu Baba Külliyesi’nde suyun ayrı bir kıymeti vardır. Asırlar öncesine gittiğimizde Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri Darende’nin Hıdırlık Mevkiine yani Zaviye Mahallesini teşrif buyurduklarında Somuncu Baba Külliyesi’nin kuzey-doğu istikametinde Tohma Irmağının hemen kenarında bulunan çilehanesine geçtiğinde sessizlik, huzur ve sükûn hâlinin hâkim olduğu bu mekânda inzivaya çekilmiştir.
Tohma Irmağının su sesi ve doğanın ruhları tezyin ettiği bu mekânda su, değdiği her yere yaşam veren, birçok yönüyle yeni yaşam şekilleri oluşturan bir element, doğanın temel bileşenlerinden birisidir. Dolayısıyla insan ve doğa için hayatî bir önemde olan su, tarih boyunca insan ve doğa arasındaki ilişkinin temel belirleyenlerinden birisi olmuştur.
Osmanlı’nın 1465’te Mostar ve çevresini fethetmesinin ardından, muhteşem doğası ve zengin su kaynaklarıyla öne çıkan Blagay Kasabasında Buna Nehri’nin doğduğu noktadaki mağaranın yanı başına kurulan Blagay Tekkesi, Boşnakların Müslümanlığı seçmesinde önemli bir role sahiptir. Evliya Çelebi, Blagay Tekkesinden bahsederken Mostar Müftüsü tarafından Buna Nehri kıyısında yaptırıldığını, burada dervişlerin tasavvuf sohbetleri yaptığını, huzur mekânı olduğunu ifade ediyor.
Şeyh Hâmid-i Velî bu güzel manzaralı memlekete geldiği zaman dergâhını burada kurmuştur. Burası günümüzdeki Zaviye Mahallesidir. Dergâhının önünden hem Tohma Irmağı hem de balıklı kuyuların suyu akar. Burası çok serin ve güzeldir. İlk cemaat mahalline kayalıklardan akan sular için yol yapılmış ve abdest almak için dizayn edilmiştir. Tarih boyunca burası birkaç kez tamir görmüş ve onarım yapılmıştır.
Son dönemlerde ise Somuncu Baba ahfadından Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi ve Es-Seyyid Hamid Hamideddin Efendi tarafından yeniden düzenlemeler ve onarım yapılmıştır. Darende halkı ve ziyarete gelen tüm insanlar ise Somuncu Baba Hazretleri’nin hatırasına sahip çıkmanın önemini kavramış, onun neseb-i âliyesiyle birlikte yaşamanın hazzını, neşesini içlerinde duymuşlar, memnun ve mesrur olmuşlardır.
Arapçada "kırmızı saray" anlamına gelen Elhamra Sarayı, İspanya'nın Granada kentinde bulunmakta ve adını duvarlarının kırmızılığından almaktadır. Elhamra’da bir su kaynağı oluşturulması gerekmekteydi. Darro Nehrinin küçük bir kolu Granada’ya kadar uzanmaktadır ancak nehir aşağıya doğru aktığından Sabika Tepesinin üzerinde olan Elhamra Sarayı’na ulaştırmak için mühendisler epey bir çaba göstermişlerdir. Mühendisler nehir yatağını yükselterek suyun kendi enerjisi ile akmasını sağlayan, bir su basıncı oluşturan baraj inşa etmek zorunda kalmışlardır. Yapılan barajın 2 kapağı vardır. Biri nehre doğru barajın ters yönünde akmakta diğeri ise suyun tahliye edildiği rezervuara doğrudur. Çözüm olarak ise rezervuardan saraya kadar 6 km su kanalı inşa edilmiştir.
Mersinli Avlu: Nasrid Saraylarının büyük avlularından biri olan Mersinli Avlu, bahçe içinde en geniş su yüzeyine sahip olan 42m X 22m boyutundaki avludur. Avluda dikdörtgen şeklindeki havuzun her iki yanında dörtgen prizma şeklinde biçilmiş mersin çiti bulunmaktadır. Burada durgun su kullanımı yapıldığından aynalı avlu anlamına gelen “El-Bürke Avlusu” olarak da anılmaktadır. Avludaki su kullanımı dikdörtgen bir havuz biçiminde olması sebebi ile mekânın mimarî biçimlenişine direkt etki etmiştir.
1960 yılında Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi tarafından balıklı kuyularla bağlantılı olarak caminin güney tarafına balıklı havuz yaptırılmıştır. 130 metrekarelik alanı kapsayan ve dikdörtgen şeklinde yapılmış olan balıklı havuz Somuncu Baba Camii’ne ayrı bir güzellik katmaktadır. Çilehane yolu üzerinde bulunan balıklı kuyularla balıklı havuz arasında bulunan iletişim yolu tarih ve estetik anlayışı çerçevesindeki su kanalı sayesinde balıklar her iki bölüme de rahatlıkla gidip gelmektedirler.
Su, insana kendi özünü ve dünyadaki varlığını hatırlatan simgesel bir anlam taşıdığı için, birçok yaşam alanında ve mimarî yapıda önemli bir yönlendirici unsur olarak kullanılmış ve kullanılmaya devam etmektedir. Somuncu Baba Külliyesi’nde su farklı bir anlayışla kullanılmıştır. Öyle ki Tohma Irmağımdan akan su 10 derecedir ve modern mimaride ki klima sisteminde soğutma amaçlı kullanılır, sıcak yaz günlerinde gelen ziyaretçiler ferah bir ortamda ibadetlerini yaparlar ve ziyaretlerinde bulunurlar. Ayrıca külliyeye bağlı olan kaynak suyu ise 22 derece sıcaklıktadır ki yine modern mimarideki ısıtma sistemi için kullanılır ve soğuk kış günlerinde sıcacık mekân oluşturulurken bu sıcaklık gönüllere tesir eder.
Elhamra Sarayı’nda ki Aslanlı Avlu yapımı 1377’de tamamlanmıştır. Bu avlu sarayın en tanınmış bölümü olup ihtişamı ve güzelliğiyle çok etkileyici bir görünüme sahiptir. Hükümdar ve ailesi için yapılmış sarayın avlusudur. Bahçenin ortasında su on iki taş aslanın sırtında taşıdığı bir su teknesindeki bir fıskiyeden fışkırmaktadır ve çeşmeyi çevreleyen bir kanala boşalmaktadır.
Somuncu Baba Külliyesi’nde ki memba kaya suyu; türbe-i şerifin arka bölümünden çıkmaktadır. Türbe içinde bulunan su haznesi, harim mekânın kuzey duvarında yer almaktadır. Cam malzemeden yuvarlak kemerli kapak ile kapatılmış olup 0.60x0.55 cm ebatındadır. Su akarı cami içerisinde bulunan doğal kaya oyularak oluşturulan kanalla kapı girişinin sağındaki 7 adet doğal şadırvan lüleleri ile akması sağlanmıştır. Doğal şadırvan lüleleri ile aktarıldığı ve abdest almak üzere hazırlanmış mekân, estetik açıdan dikkat çekici bir özelliktedir.
Hâliyle bu durum su sesi açısından önemlidir, ziyaretçileri dinlendirir ve mekâna farklı bir huzur kattığı gibi sanat ve estetik olarak harika bir görsel oluşturur. Tarihî dokuya uygun olarak yapılan kanalın zarafeti ziyaretçileri etkilerken su kanallarının üzerindeki kayanın aynı şekliyle durması, tarihî içeriğe uygun olarak restorasyonu camiye muhteşem bir görünüm katmaktadır. Burada bulunan suyun tahliyesi için çok güzel bir tarzda bir taş kanal yapılmıştır. Uzunluğunda bulunan bu su kanalı külliye içerisinde yer almaktadır. Bu kanal üzeri kırılmaz cam ile kapatılmış mekânın letafeti ve tarihî neşvesine uygun olarak yapılmıştır. Görsel olarak gelen ziyaretçileri etkilemektedir. Kanal içerisindeki suyun sessiz ve zarif akışı ise izlenebilmektedir. Kayısı bahçelerine akan su ise yine tarımsal alanlarda kullanılmakta fayda mülahaza etmektedir.
Aynı zamanda havuza ince bir kanalla su akışının sağlanması ile iç mekânlardaki psikolojik, akustik ve görsel formu oluşturmuştur. Ayrıca balıklı havuzdan güney istikametine gelirken yapılan kanal, göz ve ruhu dinlendirmekte ziyaretçiler üzerinde psikolojik ve fiziksel rahatlama sağlamaktadır. Havuz bölümünden aşağı doğru basamaklardan inerken su sesi insana ayrı bir huzur katarken 16 metre uzunluğundaki bu estetik kanal ile su sekizgen havuza dökülmektedir. Sekizgen olma anlayışı bize Selçuklu yıldızı ve Selçuklu Devleti’ni hatırlatmaktadır. Bu ise durgun su kullanımı ile mimarinin sudaki yansımasının güzel bir örneğidir.
Külliye içerisinde yeni caminin arka bölümünde abdest almak maksadıyla ziyaretçilerin istifade etmesini sağlamak amacıyla 20 adet çeşme yapılmış, tüm misafirlerin hizmetine sunulmuştur. Somuncu Baba Külliyesi’nde suyun yaratılıştaki tesiri insanlığın istifadesine sunulmuş, tüm detaylar en ince ayrıntıya kadar planlanmıştır. Gelen ziyaretçiler ise bu hizmetlerin tamamına hayranlıkla bakar ve gıpta ile takip ederler. Hayranlıklarını ise en güzel, en zarif bir şekilde hâl ve lisanen ifadede bulunurlar. Aslında Somuncu Baba Külliyesi huzurun, mutluluğun, gönül ehlinin, maneviyatın, temizliğin, berraklığın membaıdır.
Kâinatta yaratılmış olan iki unsur temizdir ve temizleyici özelliğe sahiptir. Bunlardan ilki Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz ve nesebi âlisidir. Diğeri ise sudur. Temizdirler ve temizleyici özelliğe sahiptirler.
Varoluşunun sırrını çözmeye, Yaradan’ını anlamaya çalışan insan, fiziksel varlığı için de önemli olan suyun etrafında yaşam alanı kurmayı hedeflemiştir. Mimarinin biçimlenmesi noktasında; din, inanış ve kültürün etkisinde su çok önemli bir motifi oluşturur. Ruhsal ve fiziksel rahatlama, akustik konforun sağlanması, mekân biçimlenişi, görsel ve işitsel mahremiyetin kurulabilmesi, mekânın ısısal değerlerinin konforlu olarak sağlanması gibi konularda İslâm dininin etkisiyle biçimlenen mimarî yapı inancın mimarî üzerindeki etkilerini gözler önüne sermektedir.
Fuzulî, "Su Kasidesi" diye bilinen "Kasîde der Medh-i Hazret-i Fahr-ı Kâinat" dizelerinde Peygamber Efendimiz'in âlemlere rahmet olduğunu beyan ederken suyun da insanlığa rahmet olduğunu ifade etmektedir. Bu çağrışımdan hareketle suyun insan hayatındaki vazgeçilmezliği ile yine insanları saf ve duru bir arınmaya çağıran Hz. Peygamber (s.a.v.) arasında bir bağ kurabiliriz. temizlik, duruluk ve tıpkı Peygamberimiz gibi günahlardan arındırma özelliklerini taşımaktadır. Su Kasidesi’nin girizgâh beyti yani şairin, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i övmeye başlayacağı asıl bölüm olan methiyeye geçmeden önce konuya giriş yaptığı beyit şöyledir:
Tıynet-i pakini ruşen kılmış ehl-i âleme
İktida kılmış tarik-i Ahmed-i Muhtar'a
Hz. Muhammed, Ahmed-i Muhtâr’dır. Yani insanlar arasından seçilmiş, övülmeye lâyık olandır. Onun yolu Kur’ân ve iman yoludur. Beyitte bu yola girenlerle su arasında ilgi kurulmuştur. İslâmiyet’te temizlik esastır. Su, temizliğin ve temiz yaratılışın sembolüdür. Bu temizliği ve saflığıyla Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yoluna girenlerin saflığını gösterecektir. Su, temiz ve berraktır. Ancak şair onun temiz olma sebebini Hz. Muhammed (s.a.v.)’in yoluna girme sebebine bağlamıştır. Çünkü asıl temizlik ve saflık Peygamberimiz (s.a.v.)’in özelliğidir. Su, bu sebeple saflık ve temizlik sıfatlarını kazanmıştır ve ne denli saf, temiz olduğunu cümle âleme göstermiştir.
KAYNAKÇA
Engin Beksaç, İslâm Ansiklopedisi, El-Hamra Sarayı, c.11, İstanbul 1995.
Evliya Çelebi, Seyahatname, İstanbul 2012.
Fuzulî, "Su Kasidesi" "Kasîde der Medh-i Hazret-i Fahr-ı Kâ'inât"
Mehmet Özdemir, İslâm Ansiklopedisi, El-Hamra Sarayı, c.11, İstanbul 1995.
Nihat Öztoprak¸ 20.Yüzyıl Mutasavvıf Dîvân Şâiri Seyyid Osman Hulûsî Efendi Dîvânı (İnceleme-Metin-Nesre Çeviri), İstanbul: Nasihat Yayınları, 2020.
www.edebiyatvedil.net
Resul KESENCELİ
YazarHer insan dünyada huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmek ister. İster ki, kendisiyle anlaşabileceği bir eşi olsun, evliliğin meyvesi güzel çocuklarla yuvası şenlensin. Genç yaştaki insanlar evlilik etrafın...
Yazar: Enbiya YILDIRIM
Sarp kayalı dağlardanAştı Hulûsi Efendi.Mor sümbüllü bağlardanGeçti Hulûsi Efendi.Nesli pak gül soyundanHuyu nebi huyundanAbı hayat suyundaniçti Hulûsi Efendi.Yaradan’a bağlar özüYaşın yaşın ağlar göz...
Şair: Ramazan PAMUK
İslâm ahlâkının temel kaynağı Kur’an-ı Kerim ve onun ışığında oluşan sünnet-i seniyedir. Nitekim Hazreti Âişe Annemiz, bir soru münasebetiyle Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in ahlâkının Kur’an ahlâkı ol...
Yazar: Aydın BAŞAR
BeyitGönül nefsine hâkim oluben eyle zafer peydâZiyâsı kalbi rûşen kılmağa et bir kamer peydâ(Ey gönül sen nefsine hâkim olursan, onun dediğini yapmazsan, nefsine boyun eğmezsen zafere ulaşırsın, baş...
Yazar: Resul KESENCELİ