İki Elin Sesi Var
Sevgili çocuklar;
Hepimiz farklı yerlerde, farklı insanların içinde yaşayan bireyleriz. Günümüzde inzivaya çekilerek (bir köşeye çekilerek), kimseyle görüşmeden yaşamak sanki imkânsız gibi.
Çevremizde her türden, her mizaçtan insanlar var. Herkesin bizim gibi olmasını istemek boş bir hayalden ibarettir. Duygularımız, düşüncelerimiz, huylarımız farklı olsa da toplumda bir arada yaşıyoruz. Birbirimizi hoş görerek, karşılıklı sevgi-saygı kurallarına uyarak huzurlu günler geçirmeye çalışıyoruz.
Aynı toplumda yaşadığımız insanlarla; komşularımızla, akrabalarımızla, eş-dost ve arkadaşlarımızla birbirimiz üzerinde haklarımız vardır. Yapılması gereken işlerde bize düşen görevleri aksatmadan, zamanında yapmalıyız. “Herkes kapısının önünü temizlese sokak tertemiz olur.”, “Kapısının önündeki karları temizlemeyen kişi komşusunun çatısındaki karlardan şikâyet etmemelidir.” gibi özdeyişler toplumdaki görev ve sorumluluklarımızı gayet güzel ifade etmektedir.
Sevgili çocuklar;
İmece nedir? Bu sorunun cevabını bilenler çoktur aranızda. Bilmeyenler veya unutanlar için tekrar edelim. “Genellikle kırsal yerleşim yerlerinde, birçok kişinin toplanıp elbirliğiyle bir kişinin tarlasını sürmek, ekinini biçmek, harmanını kaldırmak, mısırını, fındığını toplamak vb. gibi bir işini görmesi ve böylece herkesin bu türden işlerinin sırayla bitirilmesidir.” Ya da kısaca tarif edecek olursak, “İmece, imkânlar ölçüsündeyardımlaşmak ve ortaklaşa hareket etmek demektir. İmece, genellikle gönüllülük ilkesine dayalıdır.”
İmece yapılmak suretiyle bir kişinin kendi başına yapamayacağı işler, diğer insanların yardımıyla kolayca bitirilmiş olur.
Toplumda yardımlaşma duygusunun her zaman canlı tutulması gerekir. Haksızlık yapılmadan, sıra ile veya ihtiyaca göre herkesin işi bitirilir. İmece, toplumdaki birlik-beraberlik ruhunu canlı tutar, samimiyet duygusunu arttırır.
Atalarımız ne güzel söylemiş: “Bir elin nesi var, iki elin sesi var.” Bu sözün ne demek istediğini anlatan bir paragraf yazı yazmaya var mısınız? Hadi hemen başlayın.
Sırrı ER
YazarSevgili çocuklar;Arkadaşınız var mı diye sormayacağım; az veya çok ama mutlaka vardır. Hele sizin gibi akıllı, çalışkan, sevimli çocukların arkadaşları çok olur.Çocukların dünyasında oyun ve arkadaşla...
Yazar: Sırrı ER
İlkokulu bitirdiğim senenin yaz tatilinde arkadaşlarımla oyunlar oynuyorduk. Oturduğumuz sokaktaki oyun alanları her geçen gün daralıyordu. Oturduğumuz sokaktaki oyun alanlarımız her geçen gün azalıyo...
Yazar: Sırrı ER
Sevgili çocuklar;Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:“Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılır günlerde farz kılındı....
Yazar: Sırrı ER
Her yıl olduğu gibi, eylül ayının yarısı gelince yaz tatili bitmiş ve okullar açılmıştı. Mustafa beşinci sınıfa başlamıştı. Dört yıl ne kadar da hızlı geçmişti. Birinci sınıfa başladığı ilk günler; o ...
Yazar: Sırrı ER