Karneleri Aldık Neşemiz Yerinde
Zamanı dün, bu gün, yarın şeklinde yaşarken yediden yetmişe insanlarla karşılaşır, hayatımıza devam ederiz. Aslında bir ömür gözümüzün önünde geçip gidiyor.
Üç yıl önce nasıldım ya da on sene sonra nasıl olacağım diye düşündüğümüz olur. Peki, bu yaşamadan olur mu? Hayır mı evet mi? Çevremize bakalım; çocuk, genç, yaşlı binlerce kişi var, onların yaşadığı her evreyi elbet biz de yaşayıp geçeceğiz. Ortada müthiş bir sır var gözü açık olanlar bunu görebiliyor ama diğerleri ah vah ederek bir ömür boyu dövünüp duruyorlar.
“Çocuktur yapsın, hevesi kursağında kalmasın.” sözleri ile bir ömür geçiren insanlar ne kadar da fazla. “Yine aynı hatayı yaptı, ama büyüyünce bir daha yapmaz.” gibi onlarca sözü duyar da geçeriz. Hayatın bu kadar tekrarı nerede görülmüş?
Hakikat nerede? Hayat bu denli başarısızlığı kaldırabilir mi? Tabiatta doğal seleksiyon denilen çarpıcı bir eleme usulü varken bunu kendimiz ve toplumumuz açısından ne kadar görmezden gelebiliriz? İşte karneler verildi, hesap kitap ortaya çıktı, herkesin bunu ciddi olarak düşünmesi gerekir. Şunu da belirtemem gerek; okullarda verilen yüksek moral notlarla gerçeklerden kaçmanız mümkün olmayacak bunu iyi bilin. Her gün tartışan konuşup kavga çıkartarak notlarını yükselten ne kadar da öğrenci var değil mi?
Bir koyup on alan millet olmaz bu olursa da zorbalıkla olur balalarım!
Bu gün merhamet ve sevgi yarınlarımız için elimizden tutmalı ama her vakit üzerimize titreyen insanların olmayacağını unutmayalım.
Karneleri aldığınız için şu gerçeği bir daha duymanızı istiyorum: Çocuk merkezli her şeyi çocuğa göre ayarlayan şeytan sarmalından bir an önce çıkıp kadim değerler üzerine yeniden düşünerek saygı, düzen, disiplin temaları eğitim ve öğretim temalarının başına getirilmeli.
Hakkını vereceğimiz işleri doğru, denetlenebilir ve ölçülebilir şekilde yapmadıktan sonra kendimizi kandırmanın bir gereği olmayacaktır.Uzun ince bir yolda Allah’ın rızası olan cenneti umarak çalışma yaparsak bereket bizim yol arkadaşımız olacak.
Ali BÜYÜKÇAPAR
YazarÂlemde tek varlık biz değiliz. Kendimize gelip şöyle bir etrafımıza baktığımızda farklı varlıkların bizimle yaşadığını görürüz. Hayat çeşitliliği Yüce Mevla’nın biz insanlara en büyük armağanlarından ...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Hayvan sesleri sokağın sessizliğini bir anda bozdu. Havlamalar, melemeler… Balkondan baktığımda, iki yavrusu ile koşan bir koyun ve onu kovalayan iki köpek gördüm. Çevredeki büyükler köpekleri sakinle...
Yazar: Emine Yılmaz DERECİ
Kendimizi tanımak en büyük erdemdir. Peki, kendimizi nasıl tanıyacağız? Varlığımızı oluşturan parçalar bir araya getirildiğinde insan denilen o mükemmel varlıkla karşılaşmaktayız. İnsan, vücut orga...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR
Koca yaz tatili nasıl da hızlı geçti. Karnelerimizi aldığımız sıcak günler daha dün gibi belleğimizde.Yaz günlerinin arkasından gelecek olan günler; yağmur, kar, dolu, fırtına ve derken soğuk kış günl...
Yazar: Ali BÜYÜKÇAPAR